“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi” 100’üncü yılında, hazindir ki 100 yıl yetmedi mevzunun ana odağının “zihniyet devrimi” olduğunu anla(t)maya, ekonomik kalkınmadan sosyal gelişmeye cemi cümle toplumsal yaşama dair “pusula” olduğuna kanaat yok tastamam henüz…

O sebepledir dönüp dönüp duvara toslamalar.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 23-31 Ağustos 1925 döneminde Kastamonu’daki gerek nutuklarını gerekse ziyaret ve kabul ettiği mekanlardaki tembihlerini bilmedikçe…

Burun duvardan kurtulmaz.

Afacan Köşe (1) (2)-2

30 Ağustos 1925 günü Dadaylıları “Benim bütün Kastamonu Vilayetinde olduğu gibi, burada da gördüğüm hakikat budur. Büyük zihniyetiniz ve dimağınız nurla doludur” sözleriyle selamladıktan sonra konuşmasını “Arkadaşlar, memleket sizin, ordunun kahramanlığı sayesinde kurtulmuş refah ve saadet gelmiştir. Bu yol üzerinde büyük bir emniyetle yürümek ve hakikati tespit etmek için bundan sonra da çalışmak lazım. Gece gündüz zaten çalışıyorsunuz. Çalışınız. Gerçeği bütün Cihana tanıtalım” tembihi ile sürdürüyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

“Büyük zihniyet” ve “nurla dolu dimağ”.

Aynı vurguyu 27 Ağustos 1925 tarihli İnebolu Nutku’nda da dile getirmişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

“Bütün meşhudatım her noktainazardan beni çok bahtiyar etmiştir. Çankırı’dan Kastamonu’ya, Ankara’dan İnebolu’ya kadar bütün bu üç yüz elli kilometrelik güzergahta, bugün burada samimi huzurlarıyla şerefyap olduğum muhterem İnebolulularda gördüğüm tenevvür, yüksek zihniyet ve inkişaf derecesi cidden iftihara şayestedir. Cidden ehemmiyetle zikre şayandır.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’daki konuşmaları içinde sıklık gösteren “zihniyet” kavramını hem geçmişe hem o güne hem de geleceğe dair “övgü/ödev” olarak telakki etmek lazım…

İstiklal ve istikbalin zihniyetle daim ve baki olduğunu ısrarla yineliyor.

Zihniyetin izdüşümünün toplumsal hayatın her nokta-i nazarına etki ettiğini İnebolu Nutku’ndaki “Türkiye Cumhuriyeti halkı mütemeddin ve mütekamil bir millet olarak ilelebet yaşamağa karar vermiş, esaret zincirlerini ise tarihte namesbuk kahramanlıklarla parça parça etmiştir” sözlerinden anlayalım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün…

Savaşta da barışta da “zihniyet”.

Sürdürülebilir üreten, tüketim ağına düşmeyen, hakça paylaşan, toplumsal dayanışma içinde, bilim ile ilerleyen, batıl olmayan, cinsiyet ayrımı gütmeyen, adil, liyakatli, barışçı, demokrat, medeni, meraklı…

Zihniyet.

İstiklal Marşı’nın başlangıcında olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu nutuklarında da geçiyor “Korkma” kelimesi…

Geçmişimizden gelen bu kelimeyi bugün de üzülerek ve tedirginlikle yine telaffuz ediyoruz.

Afacan Köşe (3) (2)-2

Niye korkuyorsunuz?...

Zihniyet Devrimi erlerinde korkunun zerresi barınamaz.

(Kültür kimliğimizi korumakla mükellefiz…

Yüzlerce yılın damla damla biriktirdiği kültür denizimizden tek yakamozumuzun yit(ittiril)mesine gönlümüz razı olmaz.

Toplumlar mazileri ile geleceğe yürür, kültürüne dair her değeri surundaki burçtur, geleceğine döşediği yoldur…

Birinden dahi vazgeçmek; kaleyi düşürür.

Anadolu’nun kadim ili Kastamonu…

İlk çağlardan bugüne her kültür halkamız, medeniyet zincirimizin en güçlü halkası, pas tutmaz dişlisidir.

Tarih; üstüne toprak dökülemeyecek kadar açık…

Kürek dile gelir; geri durur, utanır.

“23-31 Ağustos”…

Kastamonu’nun bayramı.

İsmi de…

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi”.

Böyle bildik…

Böyle bilmeyi de sürdüreceğiz.)

Afacan Köşe (2) (2)-2

Not: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hayattayken gören kaç Kastamonulu kaldı?”…

Yavuz Ballık’ı sayabilirim.

Ankara Atatürk İlkokulu’ndaki birinci sınıf yıllarında, arkadaşları ile Pazar günleri oyun oynamak için gittikleri Atatürk Orman Çiftliği’nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü her gördüklerinde koşarak yanına gidip asker selamı verdiklerini o günleri yaşayarak anlatıyor Yavuz Ballık…

“O da bize el sallardı”.

Gören göz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü unutabilir mi?...

Onun yolundan zerre sapabilir mi?

“Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi” kutlama programı kapsamında Olukbaşı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na yapılan kortej yürüyüşünü kastederek “Ben bu kez yürüyemeyeceğim sanırım” dedi hastalığı dolayısıyla…

Gönlünde yürüyen için kaldırıma ne hacet.

Yavuz Ballık’ın Kastamonu Gazetesi’nde yayımlanan “Kastamonululardan bana zarar gelmez” başlıklı köşe yazısını yeniden okudum ve siz de hatırlayın istedim…

Muhafızı oldukları “büyük zihniyet” ve “nurla dolu dimağ” ile Kastamonuluların Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldıkları övgü ve takdirin ifadesidir yazı.