İletişimin niyetle perdelendiği bir dönemde yaşıyoruz. Aslında insanları ayırt etmek, onların yazılarını okuduğunuzda niyetlerini görmek o kadar da zor değil. Çocuk bile anlar. Çünkü kalem, sahibinin hem aklını hem de yüreğini ortaya koyar.
Eskiden bilgiye ve belgeye ulaşmak zordu. Şimdi ise çocuk oyuncağı. Yıllardır şehrimizi ve ülkemizi merkeze alarak toplumsal meseleler üzerine yazıyorum. Tek derdim; doğru bilgiyi, kamu yararını ve toplum menfaatini gözetmek. Çünkü ben bir gazeteciyim ve gazeteciliğin özü budur. Bugün her şehirde kalemiyle anılan gazeteciler var. Kimin niyetinin iyi, kimin niyetinin kötü olduğunu toplum da bilir, şehri yönetenler de.
Nevşehir’de yıllardır çalışmalarını takdirle takip ettiğim bir meslektaşım var: CT Haber’in Başkanı Gazeteci Can Taşkın. Can Taşkın aynı zaman da TİGAD Nevşehir İl Temsilcisi. Sadece Nevşehir için değil, bölge için de çırpınan, mert ve tarafsız bir yayıncı. Bana “Yazılarına itibar edeceğin gazeteciler kimlerdir?” diye sorsalar, listenin başına hiç düşünmeden Can Taşkın’ı koyarım.
Ancak geçtiğimiz günlerde Can Taşkın, yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle önce ters kelepçe ile gözaltına alındı, ardından da tutuklandı. Söz konusu yazı, şehirde bir liste ile para toplandığını gündeme getiriyordu. Bu paraların Emniyet için araç alımında kullanılacağı açıklandı. Yani yazıda dile getirilen konu doğruydu. Bunu Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı da teyit etti. Buna rağmen Can Taşkın bugün hala cezaevinde.
Şunu açıkça ifade etmeliyim: Devletine ve milletine bağlı, kalemini ülkesi ve şehri için kullanan bir gazetecinin sırf bu nedenle tutuklanması, ne basın özgürlüğüne ne de vicdana sığar. Can Taşkın kaçma ihtimali olmayan, milliyetçi-ülkücü kimliğiyle vatanına bağlı bir insandır. Yargılama süreci tutukluluğun devamını gerektirecek hiçbir risk taşımamaktadır. Karakteri de niyeti de tertemizdir.
Toplumun içinde, gözü önünde yaşayan, sicili tertemiz bir gazeteci bugün cezaevindeyse, buna karşı ses çıkarmak hepimizin görevi olmalı. Çünkü dışarıda sayısız suça bulaşmış, sicili kabarık nice insan elini kolunu sallayarak dolaşırken, böylesine pırıl pırıl bir insanın tutuklu yargılanması kabul edilemez.
Buradan yüce Türk milletinin savcılarına sesleniyorum: Şüphesiz ki yargı süreci sonunda Can Taşkın özgürlüğüne kavuşacaktır. Hal böyleyken bugün tutuklu kalmasının hiçbir mantığı yoktur. Adil yargılanma ve basın özgürlüğü adına, bu sürecin tutuksuz devam etmesi hem doğru hem de güçlü bir mesaj olacaktır.
Çünkü gazeteciliğin özü budur: Kamu yararını gözetmek ve doğruyu yazmak. Can Taşkın’ın davası, aslında hepimizin davasıdır.