Zafer Bayramı kutlamalarında; öğrencilerin gözlerinde gurur ve bayramın heyecanı var. Resmi geçitte her adım, her alkış, her dalgalanan bayrak; sanki Kocatepe’nin doruklarından bugüne taşınan bir yankı…
30 Ağustos sabahı güneş, Anadolu’nun ufuklarına başka türlü doğuyor. Tören alanında protokol, halk, öğrenciler ve askerler kutlamalara katılırken; her gönül aynı ritimde çarpıyor. Meydanları dolduran bayraklar yalnızca bir renk değil, zaferin kanıyla yoğrulmuş bir destanın sembolü olarak dalgalanıyor.
Öğrencilerin şiirlerinde coşku, gençlerin adımlarında bağımsızlığın cesareti, gazilerimizin gözlerinde hatıraların ağırlığı ile 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı yaşıyoruz. Bu tarih, yalnızca bir zafer günü değil, milletin küllerinden yeniden doğduğu gündür.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emriyle ayağa kalkan Mehmetçik, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da düşmanı tarihin karanlığına gömerek bağımsızlığın mührünü vurdu.
Kocatepe’nin doruklarında yükselen o irade, esareti parçalayıp özgürlüğü bütün Anadolu’ya müjdeledi.
Ağustos ayı, yalnızca bir mevsim dönümü değil, tarihimizde kaderin akışını değiştiren günlerin adıdır. Gökyüzü en parlak ışığını sunarken, toprağın bağrında destanlar yeşermiştir.
26 Ağustos 1071’de Alp Arslan, Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapılarını açtı. Türkler, bu zaferden sonra Anadolu’yu “yurt edinme” sürecine girdi.
23 Ağustos 1514 tarihinde Çaldıran’da Yavuz Sultan Selim önderliğinde Mercidabık’ta doğu ufukları Osmanlı’ya açıldı.
29 Ağustos 1526 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman komutasında, yalnızca iki saat süren Mohaç Meydan Muharebesi, Avrupa’nın dengelerini değiştirdi.
Türk tarihinin kalbinde çarpan bir aydır; Ağustos. Ülkenin kaderini değiştiren zaferlerin, ufuk açan başlangıçların ayı…
23 Ağustos 1925′te ise; Mustafa Kemal Atatürk, Kastamonu gezisini gerçekleştirdi. Kastamonu ve İnebolu'ya yaptığı seyahatlerde şapkayı halka göstererek kıyafet devriminin ilk işaretini verdi. 1925 yılının ağustos günlerinde Kastamonu’nun sokakları, meydanları ve gönülleri onun adımlarıyla aydınlandı.
Kastamonu’da ilk kez başına şapkayı takarak milletine seslendi. Yalnızca il merkezinde kalmadı; İnebolu’ya gitti ve milli mücadelenin cephane taşıyan kayıkçılarının ellerini sıktı.
Taşköprü’de, Daday’da, Araç’ta, halkla buluştu. Gittiği her yerde halk, onunla beraber yeni bir hayata adım atmanın gururunu yaşadı.
Zaferin 103. yılında, 30 Ağustos töreni ile taçlanırken, Cumhuriyet’in sesi Kastamonu’dan yankılandı.
1 asır önce tarihe “Kastamonu Nutku” olarak geçen Atatürk’ün konuşması Kastamonu Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinden bir kez daha geleceğe uzandı.
Kastamonu Valisi Meftun Dallı, burada yaptığı konuşmada bu özelliğe dikkat çekti.
“Hem tarihimizin büyük gurur günlerinden 30 Ağustos Zaferi'nin coşkusunu, hem de 1925’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilimize teşriflerinin yüzüncü yılında bu binayı ziyaretini anmanın heyecanını yaşıyoruz” derken, 100 yıl sonra aynı yerde konuşmanın önemini ifade edip, Mustafa Kemal Atatürk’ü şükran ve minnetle yâd ettiğini sözlerine ekledi.
Bu kıymetli günde; Kastamonu Valiliği’nin düzenlediği Zafer Bayramı kutlamalarında bir kez daha Mustafa Kemal Atatürk’ü şükranla anarken, akşam üstü de "Atatürk’ün Kastamonu Gezisi Konulu Arşiv Belgeleri Sergisi" ile geçmişin izlerine bakarak, geleceğin ışığını keşfettik.
Kastamonu’da, Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şubesi ev sahipliğinde açılan sergi, Cumhuriyet’in ışığını, belgelerin sessiz anlatımıyla sunuyor. Dr. Fazıl Berki Tümtürk Salonu’nda başlayan bu yolculuk, 1 Eylül’e kadar sürüyor.
Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şubesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz’ın öncülüğünde gerçekleşen sergide, dönemin arşiv belgeleri ve gazete örnekleri bulunuyor. Bu belgeler arasında Atatürk'ün Kastamonu'ya gelişinin detayları, halkla kurduğu diyaloglar ve şapka inkılâbına dair konuşmaları yer alıyor.
Bu sergi, bir yandan Atatürk’ün Kastamonu’ya gelişini, şapka ve kıyafet devriminin ilk adımlarını hatırlatırken; diğer yandan Cumhuriyet’in hangi şartlarda doğduğunu, hangi fedakârlıklarla yükseldiğini açıklıyor.
Dönemin Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yazışmalarından oluşan seçilmiş arşiv belgeleri gün yüzüne çıkıyor. Sergilenen arşivden yükselen ses; hem tarih meraklılarına hem de Cumhuriyet dönemi inkılaplarını yakından tanımak isteyen ziyaretçilere önemli bir belge niteliği taşıyor.
Atatürk Araştırma Merkezi Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz;
“Sergimizi özellikle bu gün açıyoruz. Çünkü Mustafa Kemal Paşa , 100 yıl önce aynı gün ve saatlerde Türk Ocağı binamızı ziyaret etmişti” derken, 30 Ağustos Zafer Bayramını da kutladı.
Sergilenen belgeler hakkında tek tek bilgi veren Prof. Dr. Yılmaz, yerel basının önemine dikkat çekerek, şöyle diyor;
“Kastamonu, Açıksöz ve Hakimiyeti Milliye gazetelerinden, geziyle ilgi ayrıntılı bilgiler alıyoruz. Örneğin Atatürk’ün Emin Ağa Köşkü’nde kaldığını öğreniyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘1 Türk Dünya’ya Bedeldir’ sözü de yerel basın sayesinde tarihe geçmiştir.”
Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, "Atatürk’ün Kastamonu Gezisi ve Şapka İnkılâbı" başlıklı akademik çalışmasında; Atatürk'ün Kastamonu seyahatinin ayrıntılarını, dönemin arşiv belgelerini ve şapka inkılâbının Kastamonu'daki kutlamalarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Program bitiminde tüm konuklara kahve ikramı yapılırken; Prof. Dr. Yılmaz’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Ocağı ziyareti sırasında kahve içildiğinden söz ettiğini anımsıyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. Yılında ve Atatürk’ün Kastamonu ziyaretinin 100. Yılında; Türk Ocağı kapılarını tarihe aralarken; belgelerin izinde, zaferin ışığında günümüzü tamamlıyoruz.