Zemininin sağlam olduğu konusunda şüphe yok Kastamonu’nun, ekonomik kalkınmaya nesne olabilecek farklı enstrümanları fazlasıyla mevcut, eksik olan “akıl-bilim-işbirliği” ekseninde organize olabilecek iradi “üstyapı”…

Kastamonu’nun halihazırdaki kalkınma ve gelişme altyapısı başka bir diyardakilerin elinde olsa çoktan “uçmuşlardı”.

İlimizin mevcut ekonomik ve sosyal fotoğrafının fonu “kara”…

Kararıp kalması da ışık alması da Kastamonulunun elinde.

“Herkes aynı şeyi düşündüğünde, hiç kimse pek fazla düşünmüyor demektir” der Walter Lippmann…

Kastamonu haletiruhiyesini anlatmıyor mu?

Çemberin içindeki argümanlar üzerinden düşünmeyi adet edinmiş bir zihni at bakışı…

Düşünmenin esası çembere itiraz ile başlıyor olmasın sakın.

Ne hududu dikenli teller ile çevrilmiş zihni çembere ne de içine hangi aklın hangi mantıkla yerleştirdiği belirsiz argümanlara ses çıkarıyoruz…

Verili olan akıl tacımız.

Kastamonu ekonomik kalkınma yarışında geride kaldı…

Arayı kapatmanın yolu öndekilerle aynı güzergahı takip etmekten geçmiyor, değişen devirle birlikte o eski yollar çoktan kapandı, yeni yollar tedavüle girdi.

Ormanda en az ayak izi olan yöne direksiyon kırmalıyız ki…

“Çıkış yolumuz” olsun. 

“Ağır sanayi” yahut “konvansiyonel turizm” veya “vahşi ormancılık/tarım” dünde kaldı…

Geleceğin de evvelinde yeni çıkış yollarını sinesinde taşıyor bugün.

“Yine” demekten önce…

“Yeni” demeye ihtiyacımız var.

Bermutattan çıkmak lazım…

Tersi istikamet Kastamonu’yu kurtarır.

Çağın ruhuna uygun…

Hammadde ve nakliye kalemlerinin olabildiğince gerek ve yeter şart olmanın dışında kaldığı.

Belki de…

“Kastamonu bu araçlarla kalkınmaz” başlığının altına yazdıklarımız doğru yoldur.

En az kafadan çıkan…

En doğrusu.

Kalabalık içinde kesilen tek ses…

İşte o.

Kapı dışarı edileni…

İçeri buyur edelim.

(Kastamonu’dan gidip de dışarıda başarılı olmuş iş insanlarının görüşleri yol açıcı olabilir…

Fasit dairenin çıkmışlar çünkü.

Neden gitmişler?...

Yeni neyi pusula almışlar?

Yeni ekonomiyi yorumlayan düşünce insanları davet edilebilir…

Kastamonu’ya “yeni” bir rota çizmeleri istenebilir.

“Arama konferansı” lazım…

Kastamonu’da yaşayanların asla içeri alınmayacakları.

“Yerel” kafanın ucu bucağı yerel…

Olsaydı çoktan olurdu yerel kafa ile kalkınma ve gelişme.

Dış aklın çizeceği planı takip etmek yerelin görevi…

İrade konulabilirse tabii ki.)

Not: Kastamonu göğünün “jammer” ile kaplı olduğunu düşünüyorum nicedir…

Elektromanyetik sinyal kesici değil de, “fikri kesici”, zırh gibi kaplı gök.

Fikre düşman…

Boğucu, iletişim bozucu, karıştırıcı, sağırlaştırıcı, engelleyici.

Çanta boyutu değil bizim ki…

İl tipi.

Ne arıza yapıyor ne şarjı bitiyor…

Daim görev başında.

Kim ördü bu zırhı ufkumuza…

Başkası ördüyse bile günümüzdeki bekçisi biziz.

(Bir zaman sonra fasit daire muhkem hale gelir…

Layüsel bir iklime dönüşür.

Müceddit kovulur…

Münzevi kalır ayrık otu.)