2010/2015 Kastamonu Merkez Çatalçam köyü…

15 yıl öncesinde bir araç Kastamonu Tosya yolundan Çatalçam yazılı levhadan içeri döner. Biz de Köyün adı tek mahallesi pek çoktur. Hangi mahallenin nerede olduğunu en iyi o yörede yaşayanlar bilir zamanlar dijital çağ henüz başlamamış navigasyon yok. Ben de köyü bulup mahalleyi bulamadığım zaman yer yol soracak birini aramışım.

O günlerde yazdığım ve Kastamonu Gazetesi’nde yayınlanan yazımdan bir iki satıra bakalım neler yazmışım.

“Hava sıcak mı sıcak, adeta gökyüzünden ateş yağıyor. Aracımız yemyeşil ancak ipince yoldan Çatalçam Şekerci mahallesine tırmanıyor. Mahalle dediğimiz de ormanın kıyısına kurulmuş üç beş ahşap evden ibaret küçük bir yerleşke.

Evlerin yakınında bir tarlada insanlar çalışıyor.

Durup yol soruyorum.

—Merhaba emmi, kolay gelsin, şekerci mahallesine bu yoldan mı gidilir.

Elinde koca bir tırpan, ayağında kara lastikleri, üstünde lime lime gömleği, güneşten soyulmuş yüzünü aydınlatan gülümsemesiyle canım köylüm,

—Burasıdır hoş gelmişsiniz sefa getirmişsiniz. Vaktiniz varsa buyurun çay, ayran yemek yapalım diyor.

Adı İmdat soyadı Şekerci, Çamlıca köyü şekerci mahallesindenmiş. Yaşlı annesi, babası, kendi ve küçük bir kız çocuğu ile birlikte tırpanla ekin biçiyorlar. Bir yandan fotoğraf çekerken bir yandan da İmdat’a çıkışıyorum.

—İmdat, bu devirde bu tırpan neyin nesi niye traktörle biçmezsin, bu eziyet niye deyince,

—Ah diyor, bu sene yağmurdan gözümüzü açamadık, tümden yatırdı ekinleri, karardı kaldı. Ancak hayvan yemi olur bunlardan, üstelik araziyi görüyorsun bu engebeli tarlada ancak tırpan işe yarar.

Sıcak bu yaylada iyiden iyiye beni rahatsız etmeye başlıyor. Etrafta gölgelik yer, ya da su aranıyorum.

Tırpanı elinden bırakan kız yanımızdan ayrılıyor, az sonra elinde bir dal yabani kirazla dönüyor.

—Buyur amca serinlik verir.

Deniz gözlü kızın getirdiği kuş kirazlarını yiyorum. Gerçekten de içimize ferahlık veriyor. Sohbet ediyorum kızımızla. Akkaya YİBO’yu bitirmiş bu yıl. SBS’den de 363 puan almış. Taşköprü Sağlık Meslek Lisesine girmek istiyor. Hemşire olmak istiyor.”

Yıl 2025 Kastamonu Merkez Çatalçam Köyü.

Akkaya bizim Tosya yolundaki ana duraklarımızdan biridir. Muhtarın yerinde durup bir çay içimi soluklanır ya da öğle yemeği molası veririz. Jandarma ise bu yolda her zaman kontroldedir. Hele Cuma gününe denk gelirsek çok daha kalabalık olur, burada mini bir pazar kurulur. Tüm civar köylerin buluşma noktasıdır.

Cuma namazı için traktörlere, araçlarına atlayan köylüler bir araya gelir hem namaz kılar hem de durumu uygun olanlar kuyu kebap alıp evine yol alırlar. Biz de Yaka köyü muhtarı Sami Çelik’in dereye bakan yalı lokantasındayız.

Çay içerken karşımda genç bir delikanlı oturuyor, Çatalçam Muhtarıyla eskilerden konuşurken İmdat Ustamı ve çocuklarını soruyorum.

Karşımda oturan delikanlı; ben İmdat’ın oğluyum adım Muhammed bizim köye gelmişsiniz fotoğraf çekmişsiniz ama ben çok küçüktüm diyor.

Aradan 15 yıl geçmiş ben küçük bir çocuk var mı yok mu hatırlamıyorum arşive bakmam lazım. Muhtarıma haydi o günleri yad ederiz sizin köye doğru gidelim diyorum.

Çatalçam köyünün efsane muhtarı merhum “Emin Ağa’nın ” oğlu şimdi babasının izinden giden genç sempatik muhtarı İsa Reçberoğlu ile yollardayız.

Bu yollardan epey gelip gitmişliğimiz var. En son sıcak asfalt çalışmasında birlikteydik muhtarımla.

15 sene evvelinde görüp tanıdığım ve iyi bir dostluk kurduğumuz İmdat Ustamın o zamanlar Hemşire olmak isteyen “Deniz gözlü kızı”nı soruyorum.

Kızımız hayallerini gerçekleştirmiş. O artık meslekte 10 yılını geride bırakmış bir hemşire olarak mutlu bir hayatı olduğunu söylüyor. Seviniyorum.

Muhtarla yüksek bir tepeden Çatalçam yamaçlarına bakıyoruz. Yemyeşil bir deniz misali orman içinde yüzen, kırmızı kiremitli ahşap evler, samanlıklar görünüyor.

Harika bir coğrafya da yaşıyorsunuz muhtarım ne düşünüyorsun köyde yaşamakla ilgili diye soruyorum,

Muhtar İsa derin bir nefes alıyor, burası bizim vatanımız, doğduğumuz, doyduğumuz ve son mekânımızın olduğu yer.

Ben bu köyde yaşamaktan ve köylülerime, çevreme hizmet etmekten çok mutluyum, insanların bir müşkülünü hallettiğim zaman akşam çok huzurlu uyuyorum. Her zaman babamın izinden gitmeye, onu örnek almaya çalıştım. Muhtarlığı sadece bir kamu görevi değil babadan bana miras bir vazife olarak görüyorum. Onun için de elimden geleni yapmaya çalışıyorum diyor.

Çatalçam Karandi mahallesindeki sohbet…

Cumaya epey var hele bir çay içelim diyerek çalıyoruz, Nuri Tiryaki emminin kapısını. Salonda sıcak çay bisküvi ve sımsıcak bir sohbetin içinde buluyorum.

İsa Muhtarım köyünü anlatıyor,Şekerci,karandi,Orta,Ülyan,Kuruoğlu, Vahli mahallelerimiz var. Hepsi birbirinden güzel bir gün mutlaka gezmeliyiz derken,

Nuri emmim biraz az duysa da o meamını bize biz ona anlatıyoruz bir şekilde. Hayatı boyunca küçkbaş hayvancılık yapmış daha birkaç yıl öncesine kadar devam ettirse de artık bırakmış.

İbrahim Kuru İl Özel İdaresinden emekli oldu, eski bir arkadaşımız, onunla da kim emekli oldu kim çalışıyor daireyi konuşuyoruz.

Kemal Karandi ise cezaevinden emekli artık huzur dolu bir ortamda çalışmak ona iyi gelmiş.

Her zaman neşeli gülen biri var, hayatta pek fazla şeyi kafaya takmamış hep pozitif bir bakış açısına sahip Mehmet Kuru ile herkes iyi anlaşıyor.

Çayları içip sohbetin sonu gelince köyde bir gezelim diyoruz.

Mehmet Kuru amcamızın evinin önünde bir ağaç var, bu nedir böyle diyorum.

-Bu benim mezar tahtam olacak, elim değmedi bir türlü kesip hazırlamaya diyor.

-Acele etme Mehmet emmim daha çok zamanın olacak inşallah, yaparsın bir ara…

Torununun oğlu Yasin geliyor hep birlikte bir fotosunu alıyorum. Kim bilir belki 10/15 yıl sonra Yasin de anlatır buradan bir Balıkçı şef geçmiş enim de fotomu çekmişti diye.

Akkaya’da Cuma zamanı…

Vakit daraldı haydi Cuma için Akkaya gidelim diye toplanıyoruz tüm köy ahalisi doluşuyoruz araçlara istikamet Yaka Camisi.

Akkaya’da hareketli anlar var, abdest alanlar, tanışlarını görüp hararetle birbirlerine bir şey anlatanlar. Kalabalıkta sesler yükseliyor,

-ooo seyin ağam hele hoş geldin nediyon…

- nediyim aynı işte, sen nediyon…

Sohbet bu minvalde uzayıp gidiyor.

Sekiz köşe şapkasıyla tiril tiril kıyafetiyle tam bir Kastamonulu geçiyor önümden, iki büklüm seyin ağam öyle çevik ve atik yürüyor ki yetişemeyip bırakıyorum peşini.

Kuyu kebap geleneği…

Bizim buralarda köylerin toplanma yerleri olur, kaşçılar, dereli tekke, Akkaya gibi. Cuma günleri tüm civar köyler bir araya gelir hem Pazar görülür, hem haber alışverişi yapılır.

Yüzlerce yıldır süren bir gelenektir.

Akkaya da muhtarımız Sami Çelik kontrolündeki alanda yapılan Kuyu kebap ise bahar sonu başlayıp sonbahara kadar devam ediyor.

Bu civarda kırsal kesimde yaşayanların dededen, babadan kalan hatıraları arasında mutlaka bir kuyu kebap anısı vardır. Bir Cuma zamanı ailenin büyüğü kutu içinde mis gibi kokan kebapla dönmüştür.

İmdat Ustam da yıllardır bu kebap işini yapıyor, zaten kendisi kasap. Ama kuyuyu bir başka ateş ustası yakıyor, ateş çok önemli, ısı en uygun zamanda hazır olmalı.

Kuyu kebap için fazla bir şeye gerek yok, Koyunlar kuyuya atılıp kapağı çamurla kapatılıp camiye gidiyor herkes.

3 saat sonra mis gibi kebap hazır.

Hemen oracıkta parçalanan tartılan kebapları alan evlere dağılıyor.

Bizim memleket…

2010 yılında sıcak bir ağustos günüydü, küçük bir kız çocuğu bana kuş kirazı ikram etmişti, Babası tırpanla ekin biçiyordu.

Evinde konuk olup ailecek fotosunu çekmiştim.

2025 de yine bir ağustos ayında yine aynı yollardaydım.

O çocuklar kocaman olmuş, işini eşini bulup hayatlarını kurmuşlar.

Babalarıyla oturup konuşuyoruz, onun da benim de saçlar bembeyaz olmuş. Artık torun sahibi iki büyükbabayız.

Akkaya da Gelinören muhtarı Erdal Külcü nün dere kenarındaki lokantasında çay içiyoruz. Önümde akan dereye bakıyorum zaman aynı bu su gibi durmadan akıp gidiyor. Ve asla geriye dönmüyor.

Önemli olan o anı nasıl yaşadığımız.

Bizim memlekette ben güzel anlar yaşadım.

Geriye dönüp baktığımda iyi ki yaşamışım dediğim çok günlerim oldu.

“Keşke”lerim de oldu.

Her yere ve her şeye yetişmek mümkün olmuyor, ne yazık ki hayat kısa, zaman çok hızlı akıyor.

Cebrail Keleş- Balıkçı Şef
12 Ağustos 2025 Kastamonu-Akkaya

Cebrai̇l Keleş Köşe (10)-16Cebrai̇l Keleş Köşe (9)-19Cebrai̇l Keleş Köşe (8)-17Cebrai̇l Keleş Köşe (7)-16Cebrai̇l Keleş Köşe (6)-19Cebrai̇l Keleş Köşe (5)-13Cebrai̇l Keleş Köşe (4)-17Cebrai̇l Keleş Köşe (3)-20Cebrai̇l Keleş Köşe (2)-21Cebrai̇l Keleş Köşe (1)-23