Bir yere kadın eli değmişse, oraya mutlaka gönlünden bir parça bırakmıştır. O parça, bazen bir çiçeğin sabah çiyiyle ıslanmış yaprağında saklıdır, bazen kaldırımlara sinmiş bir temmuz akşamının hafif esintisinde, bazen de bir selamın içtenliğinde kendini gösterir. Abana da işte böyle bir dokunuşun izlerini taşıyor; her köşesi titizlikle işlenmiş, her ayrıntısı sevgiyle tamamlanmış.

Geçtiğimiz yaz Abana’da rüzgârın getirdiği ince esintiyi hissetmiştim. Ama bu yaz… Şehre adım atar atmaz gördüm ki renkler daha canlı, sesler daha berrak, insan yüzleri daha aydınlık. Bu kadar güzelliği kısa sürede sığdırmak, ancak bir kadın yüreğinin sabrı, emeği ve zarafetiyle mümkün olabilir.

Rahmetli Rıdvan Oyar’ı biz en çok halktan biri olduğu için sevdik. Ne zaman karşılaşsak hâlimizi sorar, gönlü ile konuşur, gönlü ile dinlerdi. Festivalde minibüsün üzerinde onun adını görünce çok duygulandım. Vefa, insanı insan yapan en değerli duygulardan biridir; vefalı yüreklere buradan selam olsun…

Bu yaz Seda Oyar başkanın enerjisi Abana’ya taptaze bir soluk getirdi. Sanki denizin mavisiyle gökyüzünün berraklığı, onun gülen yüzünde buluşmuş gibi. O sıcaklık, o samimiyet, sahil boyunca yürürken bile hissediliyordu. Abana, sevenini bilir, emek vereni bilir; vefayı bilir, hizmeti bilir.

Gençler ve çocuklar bu güzel ilçeye ne kadar aidiyet hisseder, ne kadar mutlu olursa, biz büyükler de o kadar huzurlu oluruz. Onların neşesi, Abana’nın güneşini daha parlak gösterir. Yetişkinlerin huzuru ise gençlerin ve çocukların tebessümüyle çoğalır; güzellik, böylelikle paylaşılarak büyür.

Ben Abana’da doğmadım; ama Abana ile Karadeniz kıyısında yaş aldım. Kendimi bildim bileli burayı vatan bildim. 2006 yılından bu yana ise artık bir fiil buraya yerleşmiş sayılırım. Her yaz ailemle birlikte bu topraklara gelirim; her gelişimde, denizin tuzunu, rüzgârın serinliğini, maviliklerin ve dost selamlarının içimi ısıtan halini yeniden sahiplenirim.

Burası benim için yalnızca bir tatil yeri değil; anılarımın gölgelendiği sevgi ağaçları, sabah çayının kokusuna karışan dalga sesi, limanın dingin güzelliği, akşamüstü sahilinde yürürken hissedilen huzur, gün batımı ve yeşil ile mavinin ölümsüz tablosu…Bir yere kadın eli değmişse, oraya gönül de yerleşir. Abana da, gönüllerin yerleştiği bir yer oldu.

Bu yıl 40. Spor, Kültür ve Sanat Şenlikleri’ni kutlayan Abana, dostluğu, kültürü ve sahilin güzelliğini bir araya getirdi. Kırk yıl boyunca şehrin hafızasına düşen anılar, kalplerde silinmez bir iz bıraktı. Daha nice kırk yıllara, nice güzel buluşmalara...

Teşekkürler Abana’nın zarif başkanına...

Selam, saygı ve hürmetle,
Hacer Alioğlu-Yakuti
Gönül Aynası

BİR EFSANEDİR ABANA

Ey benim sevdiğim güzel Abana!
Adıyla şanıyla bir efsanedir.
Hacıveli salmış saçları yana,
Ünü ünvanıyla bir efsanedir.

Balıkçı limanı ayrı bir diyar,
Dağları sırtına yaslamış duvar,
Bu şehrin duruşu bir ahengi var,
Özlenen yanıyla bir efsanedir.

Harmasun’dan İlişi’ye yol gider,
Denizinde salınarak sal gider,
Şeker olur gelin kıza gül gider,
En güzel yönüyle bir efsanedir.

Yakuti burada hayat başkadır,
Burası sevenin gönül köşküdür,
Yeşilin maviye bitmez aşkıdır,
Yaşanan anıyla bir efsanedir.

Hacer Alioğlu-Yakuti