Türkiye’de otomobil vergileri diğer Avrupa ve gelişmiş ülkelere göre yüksek. Dolayısıyla fiyatları da yüksek… Bazıları da yurtdışına gidince asgari ücretle otomobil birkaç ayda otomobil aldıklarını iddia ediyorlar. Bu iddialar büyük ölçüde abartı içeriyor, zira 1500 avro asgari ücret ama eli yüzü düzgün evlerin kiraları da 1000-1200 avrodan başlıyor, dolayısıyla gıda, faturalar için fazla bir pay kalmıyor. Özellikle doğalgaz faturalarının Türkiye’ye göre bayağı yüksek olduğunu da ekleyelim. Geçinmek için bayağı mütevazi evlerde (bodrum kat, mutfağı olmayan, ultra küçük, şehre uzak vs) yaşamak gerekiyor. Böylesine bir ortamda ucuz bile olsa otomobil almak biraz zor. Yani asgari ücret alan kişi ister Almanya ister Türkiye’de olsun geçinmekte zorlanır. Ama Türkiye’de otomobil vergilerinin yüksek olduğu da gerçek…
Önce otomobil vergilerinin neden yüksek olduğunu belirtelim sonra da vergilerin düşürülüp düşürülemeyeceğini tartışalım.
Türkiye’de otomobil vergilerinin yüksek olması yeni bir hadise değil, çok uzun yıllardır böyle ve aslında ekonomimizin yapısal bir sorununa dayanıyor. İki tür vergi vardır. Birincisi doğrudan gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerdir. Bunlar; gelir ve kurumlar vergileridir. İnsan ve firmaların gelirleri üzerinden doğrudan alınırlar. İkincisi de insanların gelirleri üzerinden doğrudan alınmayan, harcamalar üzerinden alınan dolaysız vergilerdir. Bunlar da Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) olarak örnek verebiliriz. Bizim nasıl bütçemiz varsa devletin de vardır. Yani devlet te harcama yapmalıdır. Okullar yapmalı, mevcut okulların, kamu kurumlarının işlerini yapmalarını sağlamalıdır. Yollar, tüneller, hastaneler yapmalıdır. Nüfus idaresi, Tapu dairesi gibi kurumlar işletilmelidir. Yani bir sürü iş yapmalı ve bunun için de paraya ihtiyaç vardır. Devletin en önemli gelir kaynaklarından biri de vergilerdir. Şimdi gelelim Türkiye’nin sorununa. Türkiye’de insanların büyük çoğunluğu kitlesel olarak vergi kaçırır. Yani kuyumcu, avukat, muhasebeci, doktor, esnaf gibi meslek sahiplerinin sizce asgari ücret veya asgari ücrete yakın bir şey kazanması mümkün mü? Örneğin; altında Mercedes olan villada oturan bir esnafın vergi dairesine ayda 25,000 TL kazandığını beyan etmesi size inandırıcı gelir mi? Bakın, sadece birkaç kişi veya bir gruptan bahsetmiyorum, Türkiye’de yaşayanların büyük çoğunluğu vergi kaçırıyor. Devlet te harcamaları için gerekli parayı dolaysız vergilerden elde edemeyince o zaman dolaylı vergilerden elde etmeye çalışıyor. Zira kişi gelirini düşük gösterip gelir vergisinden kaçabiliyor ama elde ettiği gelirle otomobil alırken kaçamıyor. Devlet o an yakalıyor ve vergisini alıyor.
Şimdi “Ha doğrudan ha dolaylı. Devlet vergisini alıyor. Sonuçta aynı şey.” diyenler olabilir. Ama ikisi arasında bir fark var. Doğrudan vergiler daha adaletlidir. Dolaylı vergiler daha adaletsizdir. Bunu şöyle açıklayayım. Geliri 1 milyar TL olan kişi bununla 5 milyon TL değerinde otomobil alır ve elbette 5 milyon TL’lik otomobilin vergisini öder. Basitlik olsun diye otomobil vergisi %10 olsun. Bu kişi 500.000 TL vergi öder. Buna karşı geliri sadece 1 milyon TL olan kişi de 500.000 TL değerinde (piyasada en ucuz ikinci el otomobil) otomobil aldıysa 50.000 TL vergi öder. Yani geliri 1000 kat daha fazla olan kişi 500.000 TL; geliri düşük olan kişi 50.000 TL vergi öder. Gelir arasında 1000 kat, ödenen vergi arasında ise sadece 10 kat fark var. Oysa gelirden doğrudan vergi alınsaydı geliri 1 milyar TL olan kişi 100 milyon; geliri 1 milyon TL olan kişi de 100.000 TL vergi ödeyecekti. Dikkat ettiyseniz dolaylı vergide yani otomobil harcaması üzerinden alınan vergide zengin kişi çok daha az vergi ödüyor. Ödemesi gereken verginin 1/200’ünü ödüyor. Fakir olan kişi de otomobil harcaması üzerinden alınan vergide ödemesi gereken verginin yarısını ödüyor. Böylece her ikisi de az ödüyor ama zengin bayağı az ödüyor. Bu da gelir dağılımı adaletini bozuyor. Ama bu yeni bir mesele değil, en az 50 senelik bir mesele. Yani en az 50 senedir otomobil vergileri yüksek.
Şimdi “Madem otomobil vergisi, gelir dağılımı adaletini bozuyor, hemen otomobil vergilerini düşürelim” diyeceksiniz. Ama o iş öyle olmuyor. Ekonomide planlamadan iş yaparsanız sonuçları isteklerinizden farklı olabiliyor. Türkiye’de yüksek otomobil vergilerine rağmen otomobil sayısı 17 milyona dayandı. Tüm motorlu taşıtların (motorsiklet, kamyonet, minibüs vb) sayısı da 32 milyona dayandı. Yani ortalama her üç kişide bir motorlu taşıt var. Türkiye hızla gelişmekte olan bir ülke. Avrupa’da ise her iki kişide bir motorlu taşıt var. Yavaş yavaş bu istatistikte Avrupa’ya yaklaşıyoruz. Eğer otomobil vergileri düşerse ne olur? Bir anda çok hızlı biçimde Avrupa’ya yetişiriz. Belki de otomobil sayısı 30 milyona, motorlu taşıt sayısı da 50 milyona dayanır. Bu nedenle de hızlı biçimde yol ve otoparklar yapmak zorunda kalırız. Belediyeler artık yol falan yapmıyor, medyada hepimiz görüyoruz. Belediyelerin paraları ne yaptığı, nereye harcadığı belli değil. Çoğu belediye başkanı da mali konularda yanlış işler yaptığı için hapiste zaten. Yani yeni şehir içi yol ve otopark yapımından ümit yok. Karayolları iyi çalışıyor ama onların bile bu derece hızlı otomobil sayısı artışına ayak uydurması zor. Kısaca otomobil vergilerini düşürürsek yollarda otomobil, motorlu taşıt sayısı artar ama yollar tıkanır, otopark yeri bulmakta zorlanırız. İstanbul ve Ankara trafiği şimdi bile rezalet. Bir de otomobil vergilerinin düştüğünü düşünün. 1 milyonluk otomobilin fiyatının 500.000 TL’ya düştüğünü düşünün.
İş sadece bu değil. Otomobil vergileri düşünce, ilk aşamada otomobil alım satımı artacağı için devletin kısa dönemde vergi geliri değişmeyebilir veya çok az düşebilir. Şöyle açıklayayım. Devlet şimdi otomobil başına 1 milyon vergi alıyor ve bir otomobil satıldığı için 1 milyon TL kazanıyor. Devlet otomobil başına vergiyi 500.000 TL yaparsa otomobil fiyatı ucuzlar ve piyasada iki otomobil satılır. Devlet te iki otomobilden yine 1 milyon TL kazanır. Ama bu kısa sürededir. İnsanlar her sene otomobil yenilemez, beş veya on senede bir otomobillerini yeniler. Üçüncü seneden sonra devletin vergi geliri düşmeye başlar. Bunun için devletin doğrudan gelir üzerinden alınan vergiyi artırması gereklidir. Çünkü bu kadar yeni otomobil için yeni yollar, otoparklar yapılacak yani kamu harcamaları artacak.
“Ne yani? Otomobil vergileri yüksek kalsın mı?” diyeceksiniz. Bence çözüm otomobil vergilerinin yavaş yavaş düşürülmesi ve aynı anda doğrudan gelir üzerinden alınan vergilerdeki kaçakların üzerine gidilmesi. Yani hemen otomobil alım satımı vergilerinin düşürülmesi hem kolay değil ve hem de yanlış.