Büyük Taarruz’un 103’üncü seneyi devriyesi bugün, kapağı zihnimizde daima açık ders kitabımız Nutuk’tan okumak Büyük Taarruz’u, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün satırlarından…
Dönüp dönüp yine okumak ilk kez okurcasına merak, heyecan ve bahtiyarlıkla.
İstiklal ve istikbalin kıymetini idrak için fırsattır Ağustos’lar…
Yaprak dökmez Eylül’ler ve kök tutar Ekim’ler.
Kastamonu daha da şanslı vatan sevdası sıcağında kavrulmak için Ağustos’ta…
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi” de zihnimizin misafiri bu kutlu ayda.
Büyük Taarruz en usta strateji hamlelerinden biri olarak geçmiş olmalı dünya savaş tarihine…
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Büyük Taarruz’a Haziran ortasında karar verdi…
İzmit-Adapazarı istikametine hareket ederken, Ankara'da görüştüğü Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’a, Sarıköy istasyonunda görüştüğü Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp ve Cephe Komutanı İsmet İnönü’ye bu kararını bildirdi ve taarruz için gerekli hazırlıkların süratle tamamlanması için emirlerini verdi.
Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Yunan ordusunun büyük ve kuvvetli bir kısmı Afyonkarahisar-Dumlupınar arasında, diğer kısmı Eskişehir bölgesindeydi, ayrıca yedek birlikleri vardı bölgede, Menderes ve İznik Gölü havalisindeki güçleri ile kanatlarını koruyordu...
Marmara'dan Menderes'e kadar uzanan 3 kolordu ve 3 tümenlik düşman cephesi.

Türk Ordusu Batı Cephesinde 2 ordu halindeydi…
Bütün birliklerin tamamı 18 sekiz tümen idi, ayrıca 3 tümenli bir süvari kolordusu ve daha az mevcutlu 2 süvari tümeni...
Asker sayısı eşit gibiydi…
Türk ordusunun süvari sayısında üstünlüğüne karşı Yunan ordusu makineli tüfek, top, uçak, taşıt, cephane ve teknik malzeme bakımından daha üstündü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaş planını Türk birliklerinin ana kuvvetlerini düşman cephesinin bir kanadında ve mümkün olduğu kadar dış kanadında toplamak ve bu sayede bir imha meydan muharebesi gerçekleştirmek üzere kurdu, ana kuvvetleri düşmanın Afyonkarahisar yakınlarında bulunan sağ kanat grubunda, güneyinde ve Akarçay ile Dumlupınar hizasına kadar olan alanlarda topladı...
Düşmanın en hassas ve önemli noktası orasıydı çünkü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 24 Temmuz’da Konya'da General Townshend ile görüşmesinin ardından geçtiği Akşehir’de 27 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ile görüştü ve tespit edilmiş olan plan gereğince taarruz etmek üzere 15 Ağustos'a kadar bütün hazırlıkların tamamlanmasını kararlaştırdı…
28 Temmuzda yapılacak bir futbol maçını seyretmek bahanesiyle ordu komutanlarını ve bazı kolordu komutanlarını Akşehir'e çağırdı ve 28/29 Temmuz gecesi genel olarak komutanların taarruzla ilgili görüşlerini aldı, 30 Temmuz 1922 günü Genelkurmay Başkanı ve Batı Cephesi Komutanı ile yeniden görüşerek taarruzun şeklini ve ayrıntılarını tespit etti, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp ile 1 Ağustos 1922 öğleden sonra Akşehir'de görüştü ve ordu hazırlığının tamamlanmasında Milli Savunma Bakanlığı'na düşen işlerin emrini verdi, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü 6 Ağustos 1922'de ordularına gizli olarak taarruza hazırlık emri verdi.

Ankara'ya döndü, taarruz konusunda hükümet yetkilileri ile görüş birliğine vardı…
Büyük Millet Meclisi üyelerinde savaşın kaybedileceğine dair bir tedirginlik vardı, yakında yapılacak taarruz ile altı-yedi gün içinde düşmanın ana kuvvetlerini yeneceğini izah etti, güven aşıladı.
Ağustos ortasında Ankara’dan ayrıldı…
Hareketini belirli birkaç kişi dışında bütün Ankara'dan gizledi, Ankara’da olduğunu yaydı, Çankaya'da çay ziyafeti verdiği gazetelerde yazıldı.
Bir gece otomobille Tuz Gölü üzerinden Konya'ya gitti ve 20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra Batı Cephesi Karargahı'nın olduğu Akşehir'deydi…
20/21 Ağustos 1922 gecesi 1'inci ve 2'inci Ordu Komutanlarını da cephe karargahına çağırdı, Genelkurmay Başkanı ve Cephe Komutanını da yanında bulundurarak, taarruzun nasıl yapılacağını harita üzerinde kısa bir savaş oyunu şeklinde anlattı ve 26 Ağustos için Cephe Komutanı'na taarruz emrini verdi.
Ordu gece yürüdü, gündüzleri köylerde ve ağaçlıklar altında dinlendi, Yunan Ordusu “uyudu”…
Ana karargahı 24 Ağustos 1922'de Akşehir'den taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasında kurdu, 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı idare edeceği Kocatepe'nin güneybatısındaki çadırlı ordugaha nakletti…
26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Sabah saat 5.30…
Topçu ateşiyle taarruz başladı.
Tınaztepe'yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi'nden düşmanı uzaklaştırdı…
Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5'inci Süvari Kolordusu düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2'nci Ordu tespit görevini aksatmadan sürdürdü. 26/27 Ağustos’ta Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdü, düşman ordusunun bütün kuvvetlerini 30 Ağustosa kadar Aslıhanlar’da kuşattı, 30 Ağustos sabahı Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi. Yunan birlikleri Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen düştü.
31 Ağustos…
Yunan ordusunun yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz” emrini verdi.
“Nutuk”…
Okudukça akıp gidiyor okurun zihin deryasında.
