Gazi Mustafa Kemal Atatürk 11 Mayıs 1938 Çarşamba günü sabah saat 11:00’de “Ankara Orman Çiftliği” içindeki Marmara köşküne teşrif etti…
Cemi cümle çiftliklerinin ve mülklerinin Türkiye Cumhuriyeti’ne devri için tapu idaresine hazırlanmasını emrettiği belgeyi imzalayacaktı.

CHP Genel Sekreteri Şükrü Kaya, Ziraat Vekili (Bakanı) Faik Kurdoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan da huzurdaydılar…
Şöminenin önündeki ekseriyetle oturduğu masada evrakı imzaladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Varlığını feda ettiği vatana…
Mülkünü de bağışladı.
Misafirleri yemeğe alıkoydu…
Milletine bağışladığı çiftliklerine ait hatıralarını anlattı, çiftlikleri ne amaçla kurduğunu izah etti, Türk çiftçilerine ödevlerini ve tembihlerini ifade etti.
Büyük bir neşe içinde olduğu okunuyordu yüzünde…
Sözlerinde.

Elbette misafirler yoğun bir duygu şelalesinin içindeydiler…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fevkalbeşer bu tavrı karşısında muhayyilelerini zorluyorlardı layığı ile anlayabilmek için.
Ziraat Vekili Faik Kurdoğlu Türk köylüsü ve çiftçisi adına şükranlarını dile getirdi yemek bitiminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hitaben…
“Atatürk! Bugün bir faninin erebileceği en büyük iki mazhariyetle karşılaştım. Beni yüksek huzurunuza kabul buyurdunuz, sofranıza alıkoydunuz. Ehemmiyetini ve vücuda getirilişlerindeki büyük maksat ve kıymeti gelecek nesillerin birbirinden daha fazla nispette anlayıp öveceği çiftliklerinizin büyük ve alicenabane teberruunun tarihi bir safhasında hazır bulundurdunuz. Bu asil hareketiniz, yekpare kendi yapınız olan bu memlekete, yaptığınız sayısız hizmetlerin ve verdiğiniz yüzbinlerce eser ve direktiflerin arasında bir iştir. Ululuğunu ve yüceliğini, eşiğinde bulunan bizlerden çok, ilerledikçe, tarih görecek, minnet ve şükranla övecektir. Ben şahsen köylüyüm; köylü olarak kendi adıma ve bu memleketin, emirlerinizle ziraat işleri başında bulunmak mazhariyeti ile, Türk köylüsü ve çiftçiliği adına, şu dakikada hepsinin kalbinin, tıpkı benim kalbim gibi çarptığından emin, teşekkür etmeyi ve minnet duygularını arz etmeyi en tabii bir borç telakki ediyorum. Bunun da ifadesi olarak ellerinizden öpmeme müsaadenizi dilerim.”

(Ziraat Vekili Faik Kurdoğlu bakanlık binasında gazetelere de ayrıca beyanat verdi aynı gün…
“Atatürk, çiftçilik sahasında da bizlere ve memleket çiftçisine en hakiki, en iyi yolu göstermişlerdir. Bu çiftlikler, realist düşüncelerden doğmuş, bu memleket için hakiki numune çiftlikleridir. Yalnız milli değil, beynelmilel ölçüde kıymetli eserlerdir. Mevcut vesait ve şerait içinde azim ile sebat ile sistem ve teknik ile vücuda getirilmiş abidelerdir. Maddi kıymetleri 4.5 milyona yaklaşır. Manevi bakımdan mektep ve model olarak, ülkü olarak kıymetlerinin ölçüsü yoktur. Atatürk, her sahada ve işte en büyük kıymet ve hakikat şahikasıdır. Atatürk’ün ziraat için söylediklerinin ve fiilen de yaptıklarının eşine dünya tarihinde rastlanmaz. Atatürk her sahada, her işte ve her fikirde Ulu Lider’dir. Ona bin minnet ve şükran.”)
(“Türk Ziraat Tarihine Bir Bakış” isimli kitap “Birinci Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi” yayını olarak basıldı…
Türklerin tarım alanındaki emeğini ilk devirlerden alıp 20’nci yüzyıla getiren 302 sayfalı külliyat.

“Birinci Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi” 1938 yılında “Memleketimizde radikal bir köy ve ziraat kalkınma savaşını programlaştırmak” amacıyla yapıldı Ankara’da...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk hedefi “Cumhuriyetin on beşinci yılı planlı ve sistemli ziraat ve köy kalkınmasının mebdei olmalıdır” sözleriyle göstermişti.
(“Mebdei”…
“Başlangıç”.)
Yazıdaki bilgi ve fotoğrafları bu kitaptan aldım…
Meraklıları için elektronik ortamda hazır ve nazır.

İlaveten, bakanlığa dair aşağıdaki linki tıkladığınızda karşınıza söz konusu kongreye ilişkin “56” kitap daha çıkıyor, “aşığa Bağdat uzak değil”…
https://kutuphane.tarimorman.gov.tr/duyuru/5
Derya…
PDF kitaplar e-devlet şifresi ile girildiğinde okunabiliyor.)
Not: Ziraat Vekili Faik Kurdoğlu’nun bir radyo konuşması “Türk Ziraat Tarihine Bir Bakış” isimli kitabın önsözünde yer alıyor…
“Köylü, Türklüğün şerefini ve kabiliyetini hiç yere düşürmemiş yiğit!… Ulu ses, bizi yeni bir cepheye çağırıyor: Köy ve ziraat kalkınma cephesine… Sayısız büyük işlerin gibi, bu işte de, her büyük işteki müstesna tutum ve kabiliyetinle muvaffak olacaksın…”

Not 2: Genç Cumhuriyetin tarım ve hayvancılığa / çiftçiye ve müteşebbise verdiği kıymet ve önem takdire şayan…
Aynı zamanda da “örnek”.
Kırsal ekonomiyi var etmek…
Sürdürülür ve bağımsız kılmak.
“Toprak reformu” da dahil çok hedefe niyet edildi…
Kimi oldu kiminin önüne engel konuldu.



