Cephe cephe “kurmay subay” Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıyoruz, asla yılmayan “ulusal kurtuluş lideri” olduğunu biliyoruz, bağımsız ve iradesi sağlam bir ulus yaratan “devlet lideri” kimliğine aşinayız…

“Müteşebbis, iş insanı, sosyo-ekonomist” Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten ise ekseriyet itibarıyla bihaber ve biganeyiz.

Oysa…

Bir “okul” o.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme mücadelesinde direngen bir “eylemci”…

“Kar kürüyücü, ön açıcı, muharip” Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Çiftçi…

Sanayici.

Afacan Köşe (1) (8)

Cumhurbaşkanı olarak pekala makamına çekilebilirdi, “eylemez” sadece “emredebilirdi”, “üreticilerin omuz başında sahaya inmeyebilirdi” Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Kişisel riskten uzak durabilirdi.

“Yazmak” yanı sıra “yapmak” taraflısı da oldu…

Zor olanı seçti.

Çiftlikler sürdü…

Fabrikalar kurdu.

Türk ekonomisinin oluşması, bağımsız olması ve kalması, sosyo-ekonomide muasır medeniyet çıtasının daim üzerine çıkması için “kendi birikimini” sermaye yaptı iş girişimlerine…

Maksadı “örnek” ve “öncü” olmaktı.

Afacan Köşe (2) (7)

Çiftliklerini, fabrikalarını, maddi variyetini Türk Milleti’ne bağışladı…

Ömrünü bağışladığı üzere.

(Gazi Mustafa Kemal Atatürk ulusal kurtuluş savaşı sonrası “sosyo-ekonomik kurtuluş savaşı” başlattı…

Ulusal bağımsızlığın gerek şartı olarak görüyordu bu cepheyi.

Memleketin sanayi ve tarımda hızla ve kalıcı kurumsallaşması gerekiyordu…

Kamu ve özel sektör yatırımlarının yurda yayılması, iş ve aş oluşması, müreffeh topluma ulaşmak lazımdı.

Özel sektör yatırımları yetersizdi…

Özel sektörü destekleyecek kamu kurumları da eksikti.

Afacan Köşe (4) (7)

Kişisel birikimi ve emeği ile sahaya indi Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Tarım ve sanayi yatırımlarına imza attı.

Gazi Mustafa Kemal’in tarım yatırımları…

Ankara’da “Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesgut. Çakırlar” çiftliklerini bünyesinde barındıran “Orman Çiftliği”, Yalova’da “Millet” ve “Baltacı” çiftlikleri, Silifke'de “Tekir” ve “Şövalye” çiftlikleri, Dörtyol’da “portakal bahçesi” ve “Karabasmak Çiftliği”, Tarsus'ta “Piloğlu” çiftliği.

Sahibi olduğu toplam çiftlik alanı…

“154 bin 129 dönüm”.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün farklı yörelerde çiftlik kurmasının sebebi hikmeti elbette ulaşabildiği kadar farklı coğrafyada “görünür örnek” olmanın emeğiydi…

Traktör üzerinde tarla sürdü.

Afacan Köşe (3) (7)

Kastamonu gezisi esnasında Daday’a giderken yol üzerindeki çiftçilere verdiği öneri ve tembihleri biliyoruz…

Modern imeceye davet etmişti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tekir Çiftliği” sahibi olarak Silifke Ziraat Bankası’na verdiği dilekçe “imece” kültürüne olan çağrısının nişanıdır…

“Merkezi Tekir Çiftliği olmak ve Arkası, Persenti, Avşar, Karadedeli, Tekir, Tekirkoyuncu, Türkmenli, Türkmenuşağı, Tozara köylerini de ihtiva emek üzere mıntıkamızda 2836 Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu'na uygun bir Tarım Kredi Kooperatifi kurmak istiyoruz. Dileğimiz Bankanızca da muvafık görüldüğü takdirde imzalanmak üzere, altı nüsha ana mukavelenamenin itasını rica eder ve hazırlanacak ana mukavelenamenin Ekonomi Bakanlığınca tasdik ve noterlikçe tescil muamelelerinin ifası için gereğinin yapılmasını dileriz”.

Üslup…

Nezaket.

Emir yok…

Talep var.)

(Gazi Mustafa Kemal Atatürk çiftçiliği yanı sıra aynı zamanda “sanayici” idi, fabrikalar kurdu, hem de farklı ve gereği elzem alanlarda…

“Bira fabrikası, malt fabrikası, buz fabrikası, soda ve gazoz fabrikası, iki yoğurt imalathanesi, şarap imalathanesi, iki taşlı elektrikle işler bir değirmen, bir çelik fabrikasının yüzde 40· payı, iki peynir imalathanesi.”)

Afacan Köşe (5) (3)

Not: Doğan Avcıoğlu’nın “Türkiye’nin Düzeni Dün-Bugün-Yarın” isimli kitabında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından mal varlığına ilişkin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Meclis’te yaptığı konuşma yer alıyor…

“Hazine'ye geçmekte olan bu çiftliklerin değeri milyonları anlatan bir servet halindedir. Bu çiftlikleri, Atatürk yıllardan beri kişisel birikimi, özellikle kişisel emeği ile kurmuştur. Atatürk, her türlü kişisel yararların, kendi kişiliğine yönelecek her türlü yararların daima üstünde kalmış ve daima üstünde kalacak olan ulusal varlıktır. Bu çiftlikleri Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin malı olarak saklıyordu. Şimdi Hazine'ye terk etmesi, bu defa çiftliklerin köylüler için bir okul, özendirici bir araç halinde kullanılmasının, devlet elinde uygulanma açısından daha kolay olacağı umudundandır.”

Öncü…

Daim okul.