Bu hafta geçmiştekine göre daha mı zengin olup olmadığımızı, eğer zenginsek diğer ülkelerle olan farklarımızı tartışacağız. Toplumun bir kesimi geçmişe göre daha fakir olduğumuzu ileri sürüyor. Ancak biraz sonra göreceğiz ki Dünya’daki tüm ülkelerde insanlar daha zengin hale geliyor. Bu durumda mesele daha zengin hale gelmek değil, diğer ülkeler refahını artırırken sizin refahınızı onlara göre daha fazla artırmanız. Onlar bir adım atarken sizin nasıl iki adım atacağınız. Mesele ekonominizi diğer ülkelerden daha hızlı büyütmeniz.
İşe en önce çeşitli ülkelerin 2000 ve 2024 tarihlerinde kişi başına satın alma gücüne göre milli gelirini aldığımız tabloyla başlayalım. Neden nominal değil satın alma gücüne göre verisini aldığımızı geçen haftaki yazıdan daha net anlayabilirsiniz. Kısaca satın alma gücü paritesi bize gelirimizle alabileceğimiz mal ve hizmet miktarını vermektedir ve bu nedenle nominal değerlere göre daha güvenilirdir. Seçtiğimiz ülkelerin de gelişmiş ülkeler (ABD, Fransa, Almanya, Çin, Japonya, Birleşik Krallık) olduğuna dikkatinizi çekelim. Kıyaslama yaparken hep daha iyiler seçilmelidir.
Tablo. Kişi Başına Satın Alma Gücü Paritesine Göre Milli Gelir ($)
|
Ülke |
2000 Yılı |
2024 yılı |
Artış (%) |
|
Türkiye |
9308 |
43,932 |
%372 |
|
ABD |
36,330 |
85,809 |
%136 |
|
Fransa |
26,001 |
61,321 |
%135 |
|
Almanya |
27,467 |
72,300 |
%163 |
|
Çin |
2963 |
27,104 |
%814 |
|
Japonya |
27,287 |
51,685 |
%89 |
|
Birleşik Krallık |
26,529 |
60,620 |
%128 |
Kaynak: https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.PP.CD?locations=TR-US-FR-DE-CN-JP-GB
Tablonun sağ tarafındaki sütunda ülkelerin 2024 yılında 2000 yılına kıyasla ne kadar arttığını görüyoruz. Bu tablodan çıkaracağımız dersler şunlar.
1- Tüm ülkelerde insanların gelirleri, satın alma güçleri artıyor. Bazı ülkelerin daha fazla artarken bazılarının daha az artıyor. Ama artıyor. Geçmişe göre daha kötü olan ülke yok.
2- Geliri ve satın alma gücünü artırmakta diğerlerine göre öne çıkan ülkeler Çin ve Türkiye. Özellikle Çin, 2000 yılına göre gelirini 9 katına yakın artırmış. Ekonomi haberlerini biraz takip edenler için Çin’in performansı şaşırtıcı değil. Türkiye de fena değil. Bunu şöyle izah edeyim. Eğer 24 senelik performanslar aynı kalırsa 2048 yılında Türkiye; Fransa, Almanya, Japonya, Birleşik Krallık gibi ülkeleri geride bırakacak.
3- Japonya’nın da performansının gayet zayıf olduğu görülüyor. Japonya uzun süredir ekonomik büyüme açısından istediği performansa ulaşamıyor. Avrupa ülkeleri (Fransa, Almanya, Birleşik Krallık) ise Japonya’dan iyi olsalar da performansları yine de düşük.
Şaşırtıcı olan Türkiye’nin performansı olabilir. Ama ben biraz yaş olarak büyük olduğum için şuna şaşırmıyorum. 1990’lı yıllarda kendimizi Afrika ülkeleri ile kıyaslar ve neden onlardan çok da farklı olmadığımıza hayıflanırdık. Şimdiki gençler ise “Avrupa’da ücretler daha yüksek, daha rahat otomobil ve cep telefonu alınıyor. Türkiye’de neden daha rahat almıyoruz?” diye hayıflanıyor. Bu bile bazı şeyleri açıklıyor. Başka örnekle de açıklayayım. 21. Yüzyıl başlarında 30 milyar dolar civarında ihracat yapardık ve başat sektör tekstil idi. Tekstil üretimimizi Çin’in elde etmesine izin vermemeyi, ABD’nin bizden daha fazla tekstil ürünü satın almasını isterdik. Tartışmalar da bu yöndeydi. 2025 yılında TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) verilerine göre ihracatımız 270 milyar dolar yani 9 kat artmış. Üstelik artık ihracatımızda en önemli pay otomobil, makine ve motor endüstrileri… Ekonomi haberlerini biraz takip edince Türkiye’nin Savunma Sanayi ürünleri ihracatını artırması ve ileride daha da artırma ihtimalleri konuşuluyor. Yani 25 senedeki ekonomi gündemini bile takip etseniz size Türkiye’nin 24 senelik ekonomik performansı hakkında fikir verebiliyor.
Şu biçimde umut vereyim. Eğer 24 senelik performanslar aynı olursa 2048 yılında Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, Japonya gibi ülkelerin ilerisinde olacağız. Kötü yanı da şu. Çin’in de gerisinde kalacağız. Çin’in gerisinde kalmamak için de ihracatımızı nasıl artıracağımızı, Çin’in elinde olan bazı pazarlara nasıl ulaşacağımızı, teknoloji altyapımızı nasıl geliştireceğimizi konuşmalı ve tartışmalıyız.