“İnsanlığın sonunu getirecek olan şunlardır: İlkesiz siyaset, çalışmadan sahip olunan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisini yok sayan bilim, vicdandan yoksun bir din anlayışı.” (Mahatma Gandhi)

Geçen hafta Cuma günü, asrın felaketi 6 Şubat 2023 depreminin yıl dönümü idi. Allah, bu depremde vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin. Bu tür acıları bir daha yaşatmasın.

Geçmişten bugüne, hayatımızı olumsuz etkileyen ve birçok insanımızı ve maddi varlığınızı kaybettiğimiz deprem, sel, yangın vb üzücü felaketler yaşadık. Bu felaketler sonrası yaşanan can ve mal kayıplarının en büyük nedenlerinden birisi hesabi davranan insanların kalitesiz iş çıkarmaları ve denetimlerden sorunlu bazı insanların da sorumsuzlukları/usulsüzlükleri olmuştur. Bu acı olaylardan ders çıkararak, kaliteli ve güvenli mal ve hizmet üretimi için kalite sistemlerine uygun üretim yapmanın ne kadar önemli olduğunun herkes tarafından bilinmesi ve bu sistemlerin tavizsiz olarak hayata geçirilmesi/uygulanması gerekiyor.

Kalite Sistemlerinin Uygulamadaki Kazanımları

Türkçe’de nitelik, özellik, vasıf ve mizaç anlamına da gelen kalite kavramının genel bir tanımı “bir mal veya hizmetin müşteri beklenti ve gereksinimlerini karşılayabilme yeteneğinin bir ölçüsü” şeklinde ifade edilir. Diğer bir tanımı da  “Belli standartlara uyan, güzel, gelişmiş, gibi sıfatların ötesidir”.

‘Toplam Kalite Yönetimi’ yaklaşımı “Hiç kimse mükemmel değildir ancak mükemmeli aramalıdır” ilkesinden hareketle, insanı esas alan bir düşünceye dayanır. Mükemmeli arayan nitelikli/vasıflı insanların yapacakları işler de kaliteli olacaktır.

Ahlaki/etik kurallar çerçevesinde, vicdan ve sorumluluk bilinciyle hareket ederek kalite standartlarına uygun üretim yapmanın kazanımları şunlardır:

-        Üretilen malın veya hizmetin kalitesi yükselir ve o hizmete veya mala talep artar.

-        Toplum nezdinde mal ve hizmet üreten kişi ve kuruluşlara olan güven artar.

-        Elde edilen güvenin neticesinde, yapılan işlerden uzun vadede bol ve helal kazanç elde edilir.

-        İnsan hayatı ve toplumların ekonomileri açısından çok kötü sonuçları olabilecek kaza, gıda/ilaç vb zehirlenmelerinin, yangın, deprem ve sel benzeri afetler nedeniyle oluşabilecek yıkımın ve can kayıplarının önüne geçilmiş olur.

-        İnsanların yaşam kalitesi ve refah düzeyi yükselir.

Kalite Konusunun Kısa Tarihçesi

Hammurabi kanunlarından birisinde şu ifade geçer: “Her kim bir bina inşa eder ve bu bina yıkılır da altında insanlar ölürse, o kişinin de başı kesile!”.

Fenikeliler ise yöneticilerine şu hakkı verirlerdi: “İşini iyi yapmayan işçinin eli kesile!”.

Osmanlı Devleti döneminde, ecdadımız; kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kaliteli üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı ‘Ahilik Kültürü ve Kalite Sistemi’yle birçok alanda dünyaya örnek uygulamalar ortaya koymuştur. Bu sistem, özellikle Amerika ve Avrupa devletleri tarafından incelenmiş ve bu uygulamalar günümüzdeki toplam kalite sistemlerine uyarlanmıştır.

Günümüzdeki kalite sistemlerinde, hedefe ulaşmak için verilen eğitim-öğretim ve oluşturulan denetleme mekanizmaları Osmanlı’nın oluşturduğu Ahilik Sisteminde tam karşılığını bulmakta ve bu ilkeler hassas olarak uygulanmaktadır.

Kalitenin gelişim süreci 19.yüzyılda sanayi devrimi ile hız kazanmıştır. Başlangıçta, kalite sadece üretilen ürünün kontrolü ile ilgiliydi. Daha sonra müşteri kavramının gelişmesiyle bugünkü sistematik halini almıştır.

“Toplam Kalite Kontrolü” ve “Toplam Kalite Yönetimi” adı verilen uygulamalar Japonlar tarafından da benimsenmiştir. Japonlar, kaliteyi “müşteriye söz vermek” olarak tanımlamış ve işçilere yönelik özel eğitim programları düzenlemişlerdi. Bu uygulamalar neticesinde Japonlar ihracatlarını 20 kat arttırarak günümüze kadar pek çok alanda söz sahibi olmuşlardır.

Kalite sistemlerinde, ürün kalitesini ve müşteri memnuniyetini esas alan kalite standartlarının oluşturulması ve uygulanması önemlidir. Bu amaçla, 1987 yılında Uluslararası Standart Organizasyonunu (ISO) önderliğinde ISO standartları geliştirilmiştir.

Türkiye’de kalitenin gerçek değeri ihracat faaliyetlerimizin başladığı 1980’li yıllardan sonra anlaşılmıştır. Ülkemizdeki kurumsal uygulamalarda (mal-hizmet kalitesinde ve iş güvenliği alanında hala bazı sorunlar yaşanmasına rağmen) kalite sistemi ile ilgili uygulamalarda önemli aşamalar kaydedilmiştir.

Son yıllarda, ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Türkiye Akreditasyon Kurumu (TURKAK) ve Yükseköğretim kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yürütülen kalite geliştirme çalışmaları dikkat çekiyor. Bu kurumlarımız ve yetkilendirilmiş akreditasyon kuruluşlarının çalışmaları neticesinde, Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerin dünya standartlarına uygun ve rekabet edebilir düzeyde olması yolunda önemli mesafeler alınmıştır. Uluslararası boyutta üretim ve ihracat yapan sağlık, eğitim, sanayi ve turizm sektörleri öncelikli olmak üzere, tüm sektörlerde kalite sistemlerinin uygulanması ve bu sektörlerdeki kuruluşların yetkili akreditasyon belgelendirme kuruluşlarınca akredite edilmeleri son derece önemlidir.

Sonuç

Başarılı bir çalışan, iş adamı veya yönetici olarak hizmet vermek istiyorsak, öncelikle nitelikli bir insan olmak için yeteneklerimizi ve yönetimlerde  “yönetişim kalitesini” geliştirmeliyiz.

Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin sembol ismi Mahatma Gandhi, bu yazının başındaki sözüyle, insanlığın sonunu getirecek olan insanların özelliklerini ifade etmişti. Bu sözden ve kadim medeniyetimizin değerlerinden hareketle, daha güzel bir geleceği inşa edecek olan insanların özelliklerini ben de şu şeklide ifade ediyorum:

-        İlkeli olan, ilkeli siyaset yapan ve halka hizmeti hakka hizmet olarak gören yöneticiler…

-        Hak ederek ve helal yolla sahip olunan maddi zenginliğini hem uhrevi hem de dünyevi bir nimet olarak görüp iyilik yolunda değerlendiren zenginler…

-        Bilgili ve karakterli insanlar…

-        İş ve ticaret ahlakını önemseyen ve ona göre hareket eden iş insanları…

-        Yaratılan tüm varlıkları yaratandan ötürü seven, ahlaki/etik kurallara bağlı hareket eden ve bu doğrultuda yeni icraatlar yapan bilim insanları…

-        Dürüst, vicdanlı, merhametli ve hasbi/ihlaslı bir anlayışa sahip olan inançlı insanlar…

Devam edecek…

İletişim: e-posta: [email protected]