Türkiye’nin “merkez” olarak “içinde” yer aldığı iki “bölgesel” uluslararası ulaştırma projesi var, “Orta Koridor” ve “Kalkınma Yolu”, “demiryolları” ve “karayolları” ile sürgit muazzam lojistik projeleri…
Kastamonu her iki projenin de kapsamında değil.
Coğrafya “kader”…
Her iki proje de fersah fersah uzağından geçiyor Kastamonu’nun.
Besbelli iki lojistik hattın geçtiği iller variyetlerine variyet katacak, şansları tavan yapacak, “yürü ya kulum”…
Kastamonu hariçten gazel okuyacak.

Kastamonu kuzeyde…
“Orta Koridor” ve “Kalkınma Yolu” ülkemizin “orta” ekseninde.
Yeni “İpek Yolu”…
Kastamonu’nun çok uzağında.
Şansımıza küsmesine küselim de, dünyanın elbette sonu değil, Kastamonu’ya düşen “öznel” şartları üzerinden kalkınma planı yapmak, yoluna devam etmek…
Hayalden ve hamasetten uzak durmak.
Ve…
Okumak, araştırmak, görmek.
(Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu her iki “bölgesel” proje ile ilgili zaman zaman açıklamada bulunuyor…
Kastamonu’nun “demiryolu” başta olmak üzere lojistik hali üzerine fikir yürütenler ulaştırma gündeminden sanki bihaberler.

Birkaç paragraf paylaşayım Bakan Uraloğlu’nun “Orta Koridor” ve “Kalkınma Yolu” projelerine dair açıklamalarından…
“Bakın bugün Süveyş kanalından giden bir yük yaklaşık 35 günde; Ümit Burnunu dolaşıyorsa -ki biliyorsunuz kaç yıldır sıkıntı var- 45 günde, eğer Kalkınma Yolu’nu bitirdiğimizde oradan giderse 25 günde bu yolculuk, yük taşıma süresi tekamül etmiş olacak. Orta Koridor’u, etkin bir şekilde kullandığımız durumda da 18 günde… Bunu ilerleyen zamanda 13 günlere kadar düşürmüş olacağız. Orta Koridor'a daha yakından bakarsak, Hazar geçişli, Gürcistan limanlarından Karadeniz'e inebilen, ülkemizden de demir yolundan kesintisiz Avrupa'ya giden bir hattan bahsediyoruz. Elbette burada Kuzey Koridor, Rusya'nın savaş halinde olmasına rağmen hala etkin bir şekilde kullanılıyor.”

Türkiye’deki ulaştırma projelerinde dikkate alınan ölçütlerin aslında “bölgesel” olduğunu ifade ediyor Bakan Uraloğlu’nun açıklamaları…
“Orta Koridor'un ülkemizdeki durumuna bakarsak, yaklaşık 2 bin 262 kilometre. Bunun belli bölümlerini bitirdik. Geri kalan bölümünde de çalışmaya devam ediyoruz ama hali hazırda zaten Marmaray geçişli demiryolu güzergahını işletebiliyoruz ama sınırlı kapasiteyle. Bunu artırmış olacağız.”
“Büyük fotoğraf” okunduğunda, ulaştırma projelerine dair taleplerde bulunurken gerekli olan perspektifi sunuyor aslında, okuyana elbette…
“Çin ve Avrupa arasındaki demiryolu taşımalarının gelecekte en az yüzde 30’unun demiryoluyla taşınacağını öngörüyoruz, hesaplıyoruz. Demiryolu üzerindeki ticaret hacminin 75 milyar dolar olacağını, ülkemizde beklenen yük taşıma kapasitesinin minimum 6,5 milyon ton ki bunun çok daha üzerine çıkacağımızı düşünüyoruz. Deniz yolunu kısaltması, hava yoluna göre ucuz olması, lojistik sektörüne doğrudan gelişme imkanı sunması gibi… Çin'den Avrupa'ya yüklerin, şimdilik 18 ama ilerleyen zamanda 13 güne kadar düşen bir süre içerisinde taşınacak olması bu koridorun önemli etkenlerinden bir tanesi. 21 ülkeden geçen bir demiryolu, kesintisiz bir hat olmuş olacak ve bu demiryolunun Avrupa'ya gidişe kadar geçtiği tek NATO ülkesi de biziz.”

Bilgi olması bakımından birkaç paragraf daha…
“Orta Koridor, Kalkınma Yolu Koridoru gibi alternatifleri gerçekten çeşitlendirmemiz lazım. Bakın bugün Hürmüz Boğazı'nın kapatılması konuşuluyor. O zaman bizim elimizde Orta Koridor’un güçlü olarak durması lazım. Denizyollarının güçlü olarak durması lazım. Yani tek bir hatta bağlı kalmamamız gerekir. Onun için Orta Koridor’da da Kalkınma Yolu Koridoru’nda da biz gereken çalışmaları yapıyoruz… Ülkemizin yine bahsettiğimiz jeopolitik gücünü ekonomik avantaja dönüştürecektir. Çok modlu taşımacılığı destekleyecek.”)
(“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” Kastamonu’daki yatırımlarını izah ediyor derli toplu…
https://www.uab.gov.tr/uploads/cities/kastamonu/37-kastamonu-a4.pdf
Karayolu ulaşımında son çeyrek yüzyılda yapılanlar açık ara fark bindirmiş halde 20’nci yüzyılda yapılanlara oranla…
Elbette teknolojinin ilerlemesinin de etkisi var bu katbekat artışta.
“Az bile” diyen olacaktır…
Saygı duyarım.
Hava ulaşımında “az da” kullansak…
“Havalimanı” var.
Denizyolu…
İnebolu Limanı’ndan “yük” naklinde var.
Demiryolu…
Yok.
En azından “2053” yılına kadar devletin demiryolu projesi planlamasında Kastamonu’nun olmadığı defalarca söylendi, yazıldı, ilan edildi…
Niyeyse “kabullenmiyoruz”.
Kimi okumadığından…
Kimi hamasetten.
Yazının ilk bölümünde izaha çalıştım…
Demiryolu başka bir şey.)
