Kentin farklılıklarını ''güzellikler zinciri olarak'' yaşayabilmek mutlu ediyor. Ilgaz'ın serin rüzgârı saçlarımda tatlı bir iz bırakarak akıyor. Gece git gide siyahlaşırken; gökyüzüne saçılmış ışık damlaları belirginleşiyor. Belki de aynı saatlerde ''Bu yıl yine Cide sensiz'' diyor, Rıfat Ilgaz'a sahilde bir grup… Yankısı Ilgaz Dağları'na çarpıyor.

Osmanlı döneminden kalma eski bir deniz fenerine de ev sahipliği yapan, rüzgârla şekillenmiş kayalıklarıyla görselliği yüksek Kerempe Burnu’nun yanı sıra Kerempe Feneri, Okçu Kalesi, Timle Kalesi, Hıdır Kalesi, Çoban Kalesi, Gazallı Kalesi, Kytoron Antik Kenti ile 1896-1897 yılları arasında inşa edilmiş olan Gideros Köyü Camii; Cide’ye değer katıyor.
Ayrıca, Cide'de Callade Cide, Y.Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ve Roma dönemi kale kalıntıları da bulunuyor.
Homeros’un İlyada adlı eserinde de yer alan ve antik çağlarda denizcilerin sığınağı olan Gideros Koyu, yemyeşil ormanların arasında masmavi sularıyla mücevher gibi ışıldıyor.

Mi̇ne Özgür Köşe (3) (2)

Doğduğu ve yaşamının bir bölümünü geçirdiği Cide ilçesi, Rıfat Ilgaz’a da esin kaynağı olmuş, “Sarıyazma”, “Karadeniz’in Kıyıcığında” , “Halime Kaptan” , “Yıldız Karayel” , “Kumdan Betona” ve “Bacaksız Tatil Köyünde” adlı eserlerinde doğduğu toprakları ve insanlarını anlatmış. Kastamonu Lisesi ve Kastamonu Öğretmen Okulunda başından geçenlere ise “Hababam Sınıfı” adlı eserinde yer vermiştir.

Mi̇ne Özgür Köşe (1) (3)

Rıfat Ilgaz, eserlerinin yanı sıra sosyal anlamda da yöresine öncü olmuş, Cide’nin kalkınması, halkının yoksulluktan kurtulması için onlarla birlikte mücadele etmiştir.
Limana kömür boşaltma tesisinin yapılmasına önayak olmuştur. Cideli balıkçıların kooperatifleşmesi için çalışmaları başlatmıştır. Cide Belediyesi tarafından, Cide motorlu taşıyıcılar kooperatifinin kurulmasına da öncülük etmiştir.
Cide bezi üretimini canlandırmak için Ziraat Bankası’na kredi başvurusunda bulunmuş, dokuma tezgahlarının çalışır hale gelmesi için çalışmıştır. Cide’deki defne yaprağının değerlendirilmesi için de girişimde bulunmuştur.
Eski adı Kılımaks olan ve 12 km. kumsalı ile dikkat çeken Cide, Candaroğulları döneminde olduğu gibi Osmanlılar devrinde de Sinop’tan sonra en önemi sahil kasabası olmuş, tarihi transit yolunun iskelesi görevini üstlenmiştir.

Mi̇ne Özgür Köşe (4) (1)
Bu kez Cide’den söz etsek de; farklı yönlerdeki, farklı yüksekliklerdeki, farklı iklimleri yaşayan ve hatta farklı bakış açıları olan on dokuz ilçesiyle rengarenk bir kent Kastamonu.
Ve ne yazık ki bunca güzel rengi içinde barındıran kentte tüm farklılıklar başlangıçta sözünü ettiklerim gibi umut verici değil.
İşsizliğe boyun eğmek zorunda kalan gençleri akraba evlilikleri ile bir kat daha aile içine kilitlenen kadınları da var kırsal alanlarında. Ve en fazla göç veren illerin başında geliyor burası.

Mi̇ne Özgür Köşe (2) (3)

Kentin farklılıklarını güzellikler zinciri olarak yaşayabilmenin tadı, yatılı bölge okulundaki bir ranzanın demirine sıkıştırılmış mektupla silinip gidiyor. Defter kâğıdına yazılmış mektubu bir resim süslüyor. Yeşil dağları ve yeşil deresi olan köyde pembe boyalı iki evin arasında mavi-sarı renkli bir ev var. Tüm kâğıt pastel boya ile sarıya boyanmış. Kızlar yatakhanesinde bulunan mektuptaki tümceler şöyle:

''Anne, rüyamda bu evi gördüm. Bizim İstanbul'daki evimizde her şey kötü gitti. Ne çileler çektin sen. Babam saçından tutup tutup duvara vuruyordu. Burnun kanıyordu. Sen ondan öldün anam. Şu dünyada bir günün güzel geçmedi anam, canım anam.
Biliyor musun bu Pazar Anneler Günü'ydü. Ben sana hediye alamadım. Ağlar gibi oluyordum. Ağlayamıyordum. Anam sen olmayınca olmuyo... Senden sonra geriye döndük. Ninem hep senden laf ediyor. Hani sen Kapaklı'da(1) ibileri(2) güdermişsin. Ceylan anam.. ne güzel ibileri güderken şarkı çağırırmışsın. Şimdi seni arıyoruz. Ama bizi bırakıp gittin. Dayanamıyoruz. Yatılı köşelerinde kaldık anam, canım anam. Babam burnunu kanatıyor bize yıkatıyordu. Saçını yakıyordu. Ama şimdi o da seni arıyor. Hepimiz arıyoruz. Bende de suç yok, sende de suç yok.''

İşte göçün, ekonomik sıkıntının, eğitim eksikliğinin, aile içi şiddetin ve bir de toplumun duyarsızlığının acı öyküsü. Bu mektubun ardından yazılabilecekler, bu tümcelerden öte her şey koyu bir griliğe bürünüyor.
Burası Anadolu'nun bir kenti; Kastamonu. Güzellikleri ve uçurumları ile gerçeğin ta kendisi... Aydınlıklara göz kırpmak olanağı bulunsa da, kocaman yürekli insanlarla bir araya gelip uğraşlar verilse de, koşullar çoğu zaman insanın içini acıtacak derecede ağır.

Yazılanların, Anadolu'dan bir selam olup paylaşılabilmesi umuduyla... ,

____________________________________________________________________
(1) Kapaklı: Daday ilçesinde bir köy.
(2) İbi: Yörede hindiye verilen ad.

(Not: 2012 yılında Kastamonu Gazetesi’nde yayınlanan yazım.
Bu mektubun yatılı okul müstahdemi tarafından bana ulaştırılmasıyla birlikte, yoğun bir şekilde bu küçük öğrenciye ulaşmak için çaba harcandı. Ancak kim olduğu bulunamadı.
Umudum; bu acıların bir daha yaşanmaması ve tüm çocukların aileleriyle birlikte mutlu bir şekilde, sağlıkla büyümesi…)