Bir önceki hafta yazdığım yapay zeka yazısına yoğun ilgi nedeniyle bu hafta da yapay zeka hakkında yazmaya karar verdim. Siyonist markalara boykot uygulamasını hatırlatalım. Marketlerden alışveriş yaparken markanın Siyonizm ile bağını, İsrail’in uyguladığı soykırıma destek verip vermediğini araştıralım.
Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Türkiye'nin farklı noktalarından uzmanların bilgi ve deneyimlerini aktardıkları Yapay Zeka Paneli düzenlendi. Panele Prof.Dr. Murat Pektaş (Kastamonu Üniversitesi), Dr. Öğr. Üyesi Kadir Yücel Kaya (Kastamonu Üniversitesi), Doç.Dr. Caner Özcan (Karabük Üniversitesi), Dr. Öğr.Üyesi Murat Şimşek (Ostim Teknik Üeniversitesi) ve Mustafa Yıldız (Kastamonu Teknokent-saat Teknoloji firması) katıldı. Daha önce de Dijital Zorbalık çalıştayı yapılmıştı. Yeri gelmişken söyleyeyim Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürümüz Hasan Gümüş ve ekibinin son zamanlarda oldukça başarılı işler yaptığını gözlemliyorum. İlimiz için Hasan bey gibi değerlerin olması önemli bir kazanç…
Tartışılan konulardan biri de Türkiye’nin yapay zeka teknolojisine yatırım yapıp yapmaması konusudur. Bu durumda söylememiz gerekir ki yeni teknolojilere yatırım yapılmamasının bedeli yüksek oluyor. Bilgisayar teknolojisine yatırım yapmayanlar, yapanların gerisinde kaldı. İnternete yatırım yapan ABD’nin Amazon gibi dev firmaları var. Elektrikli otomobil teknolojisine yatırım yapan Çin’in dev elektrikli otomobil firmaları; ABD’nin ise Tesla gibi bir markası var. Senelerce Türkiye’yi baş örtüsü gibi meselelerle oyaladılar. Sonra da Türkiye neden bilgisayar ve internet teknolojisinde yerini almadı?
Birincisi Yapay zeka teknolojisi insanlığa yararlı ve pek çok sorunu da çözebiliyor. Hatırlayacaksınız bir önceki yazımda trafik ve hastane randevu sistemi örneği vermiştim. Bunun gibi örnekler çok. Örneğin; Yapay zeka firmada iş süreçlerini inceleyerek kimin verimli çalıştığını tespit edebiliyor. Oysa firmalar az çalışan kişilerin saklandığı, belli etmediği durumlar ile karşılaşabiliyor. Tarih göstermiştir ki insan yaşamını kolaylaştıran teknolojiler kolay kolay durdurulamıyor. Örneğin; otomobiller hayatı kolaylaştırdığı için at arabalarını tarihe gömdüler. Çünkü otomobiller, at arabalarına göre insan hayatını daha kolaylaştırıyor. Daktilo yerine bilgisayar ve yazıcı teknolojisi yerleşti. Neden? İnsanlar rahat rahat yazıyor ve yazıda hata yaptıklarında geri dönüşü var. Bu nedenle yapay zeka teknolojisinin de gelişmesi büyük ihtimal olarak göze çarpıyor. Yapay zeka sayesinde otomobil kullanmanın çok daha kolay olacağı hatta gidilecek yerin belirtilmesi durumunda otomobillerin navigasyon sistemini iyileştireceği hatta sürücü desteği olmadan hedefe varacağı konuşuluyor.
İkincisi; Türkiye eğer yapay zeka fırsatını kaçırırsa bilgisayar ve internet teknolojisini kaçırmakla ödediği ağır bedele yakın bir bedel ödeyebilir. Son zamanlarda Türkiye’nin de yazılım, yapay zeka konularında önemli projeleri yerine getirmeye çalıştığı gözleniyor. Bir milyon yazılımcı projesi, BTK akademi kurulması, üniversitelerde bilişim sektörüne dair yeni bölümlerin açılması gibi… Ancak yeterli gelecek mi? 2022 yılında yapay zeka ekonomisi 137 milyar dolar büyüklüğünde ve bunun 2030 yılında 1,8 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Yani yapay zekaya yatırımlar muazzam bir hızda büyüyor ve bu büyümenin karşısında durmak değil parçası olmak gerekli.
Üçüncüsü, yapay zeka teknolojileri sanayi firmalarının verimliliğine önemli katkılarda bulunuyor. Yani yapay zeka kullanmayan firma rakiplerinden verimlilik açısından geride kalacak. Bu da piyasada rekabet üstünlüğünü kaybetmesi anlamına gelecek. Eğer yapay zeka yatırımı yapmayan firme Türk firması ise bu ekonomimize azalan istihdam ve ihracat olarak geri dönecek. Sağlık sektöründe tanı ve tedavi yöntemlerinin iyileştirilmesi, finans sektöründe dolandırıcılık tespiti, teknik bir problemin tespiti ve en yakın teknik destek ekibinin sahaya yönlendirilmesi gibi pek çok alanda firmalara yardımcı olacaktır. Yapay zekanın işgücü verimliliğini en az %40 oranında azaltacağı söyleniyor.
Dördüncüsü; yapay zeka teknolojileri savunma sanayinde kullanılmaya başlandı. Eğer sen yapay zeka teknolojisinde geride kalırsan Suriye ve Irak’ta kurulması planlanan terör devletine karşı çıkamazsın. İsrail, Whatsapp’tan elde ettiği verileri işleyerek insanlar aileleri ile yemek yerken onlara bombalar attı. Yani yapay zeka teknolojisinde geride kalmamak aslında hayat memat meselesi.
Bu dört temel nedenden ötürü Türkiye’nin yapay zeka teknolojisine yatırım yapması önemli ve hatta zorunlu gibi görünüyor. Riskleri var mı? Evet var. Örneğin; kişisel verilerin bir şekilde yapay zeka tarafından elde edilmesi ve bu bilgilerin kötü amaçlı kullanımı söz konusu olabilir. Batı medeniyetinin yapay zeka konusunda çok ilerlemesi de önemli bir risk. Bunu İsrail örneğinde görebiliyoruz.
Yapay zekanın işsizliğe neden olacağı iddiası da var ama burada belirsizlik söz konusu. Bir kesim yapay zekanın işsizliği artıracağı konusunda oldukça ısrarlı. Örneğin; yapay zeka sayesinde sağlık sektöründe tanı ve teşhis koymanın kolaylaşacağı ve bunun da doktorlar başta olmak üzere önemli iş kayıplarına ulaşabileceği öngörülüyor. Daha önce bilgisayar devriminde robotlar rutin işleri yaparak mavi yakalıların işini tehdit ediyordu ancak şimdi beyaz yakalıların işi zor gibi görünüyor. İkinci bir kesim ise işsizliğe neden olamayacağını iddia ediyorlar. Onlara göre bazı sektörlerde iş kaybı olabilir ama yapay zeka yeni iş alanları açacak ve açılan bu yeni iş alanları sayesinde işsizlik oranında önemli bir değişim olamayacaktır. Gerçekten de bilgisayar ve internet devriminde ön planda olan ekonomilerde işsizlik oranı %6 ve altında olarak görülüyor. Bilgisayar ve internet devrimi esnasında yazılımcı, donanımcı, bilgisayar teknik servisi, sistem uzmanı, web tasarımcı gibi pek çok iş alanı açılmıştı. Bu kesim yapay zeka ile buna benzer bir sürecin bizi beklediğini iddia ediyor. Birileri yapay zekanın karar verme süreçlerini tasarlayacak ve yapay zekaya öğretecek. Birileri yapay zekanın aldığı kararları denetleyecek ve uygun olmayan bir durum varsa düzeltecek.
Kısaca yapay zeka teknolojisine geçmenin elbette riskli yanları var ama Türkiye’nin yapay zeka yatırımlarını artırması gerektiği kanaatindeyim.
Prof. Dr. Serkan DİLEK
Kastamonu Üniversitesi