Ülkeler eğer istikrarlı ekonomik büyüme performansı gösterirlerse önce düşük gelirliden orta gelirliye daha sonra da yüksek gelirli statüsüne yükselirler. Dünya Bankası da ülkeleri düşük gelirli, düşük-orta gelirli, yüksek-orta gelirli ve yüksek gelirli olmak üzere dört sınıfta değerlendiriyor. Bir ülkenin eğer kişi başına milli geliri 1135 doların altındaysa düşük gelirli olarak nitelendiriliyor. Eğer kişi başına gelir 1136 ile 4465 dolar arasında ise düşük-orta gelirli, 4466 ile 13,845 dolar arasında ise yüksek-orta gelirli olarak nitelendiriliyor. Kişi başına milli gelir 13,846 ve üzeri olduğunda ise ülke artık yüksek gelirli olarak nitelendiriliyor. Bu sınıflandırma da ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteriyor.
Şimdi “Hocam bu bilgileri neden verdin? Bayram değil seyran değil” diyeceksiniz. Önce Türkiye’nin 1960 yılında kişi başına milli gelirinin 267; 1980 yılında 487; 1990 yılında 2689; 2000 yılında 4192 $ kişi başına milli gelire sahip olduğunu belirtelim. Türkiye 2004 yılında kişi başına 4637 $ ile üst-orta gelir seviyesine yükseldi (4465$’ı geçti). Uzun süre üst-orta gelir seviyesinde kalan Türkiye’nin 2024 yılında kişi başına milli geliri 15,473$ oldu yani 13,845 $’ı geçerek yüksek gelirli ülke oldu (Kaynak: Dünya Bankası, yazının en altında detayı verildi). 2025 yılında da kişi başına milli gelirimizin artması bekleniyor. Bu arada geçen hafta verdiğim rakamlar Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başına milli gelirdi. Ne yazık ki karıştıranlar var. Bu haftaki veriler sadece kişi başına milli gelir yani içinde fiyat etkileri yok.
Yazının başında belirttiğim gibi ülkeler önce düşük gelirlidir, sonra sırasıyla düşük-orta gelir; yüksek-orta gelir ve nihayetinde yüksek gelirliye geçiş yapar. Uzun süre orta gelirli statüsünde kalan ülkeler için de orta gelir tuzağına düşmüş denir. Bunu şöyle anlatayım. Düşük gelirli ülkenin orta gelirli olması için yapması gerekenler ile orta gelirlinin yüksek gelirli olması için yapması gerekenler farklıdır. Emek yoğun ürünlerin üretimini artırarak düşük gelirli ülkeden yüksek gelirli ülke haline gelinebilir. Örneğin; tekstil ürünleri üretimini artırarak sınıf atlayabilirsiniz. Ama orta gelirli olduktan sonra yüksek gelirli olmak istiyorsanız tekstil üretiminden sermaye yoğun ürünlerin üretimine geçmelisiniz. Sermaye-yoğun kelimesini siz makine ve bilgisayar yoğunluklu diye anlayın. Yani tekstil üretiminden otomobil, çip, yazılım, uzay araçları, savunma sanayi vb. üretimine geçmeniz gerekir. Eğer tekstil üretiminde çakılı kalırsanız orta gelirli statüsünde de çakılı kalırsınız. Ar-ge yatırımları yapmalı, inovasyon yapmalı ve yüksek teknolojik ürünlerin üretimine yönelmelisiniz.
Bazıları tekstil üretiminin Türkiye’den başta Mısır olmak üzere diğer ülkelere kaymasından rahatsızlık duyuyor. Bence rahatsızlık duymamak gerekli. Tekstil üretimi yerine ne üretimini ikame ettiğimizle ilgilenmek gerekli. Biraz önce belirttiğimiz gibi Türkiye orta gelir sınıfından yüksek gelir sınıfına atladı ve orta gelir tuzağından çıktı. Savunma Sanayinin üretim ve ihracatının iyi gittiğini herkes görüyor. Artık Dünya’nın en fazla İHA, SİHA satan ülkelerinden biriyiz. Zırhlı araç, füze, jet motoru gibi savunma sanayi ürünlerimizin üretimi başladı veya başlıyor. Otomotiv sektörü uzun zamandır Türkiye’nin birinci ihracat kalemi. Avrupa’nın en fazla otobüs üreten ülkesi de Türkiye. TOGG markasını da yerleştirmeye çalışıyoruz. BYD ve Chery gibi elektrikli otomobil yatırımlarını da çekmeyi başardık. Yazılım sektöründe 2024 yılında 4,8 milyar dolar ihracat yaptık. Kalyon, Avrupa’nın en büyük güneş paneli üretimi fabrikasını kurdu. Avrupa’nın en büyük elektronik eşya üreticilerinden biriyiz. Türkiye’de 294 tane faaliyette olan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) var ve çoğunda artık tekstil, gıda gibi hafif sanayi yerine ağır sanayi üretimi gerçekleşiyor.
Ama halen yapacaklarımız var. Örneğin; ihracatımız içinde yüksek teknolojik ürünlerin payı halen %3.5 seviyelerinde. Bunu artırmamız gerekli. Yazılım sektörünü geliştirmemiz gerekli. Çip üretimine geçmemiz gerekli. TOGG markasını geliştirmeliyiz. Dünya Bankası sınıflandırmasına göre artık yüksek gelirli ülkeyiz ama kişi başına milli gelirimiz 15,000-16,000$ civarında. Geçen yazımızda belirttiğimiz gibi satın alma gücü paritesine göre de Avrupa ülkelerine yetişiyoruz ama halen arkalarındayız. Onların gerisindeyiz ama onlardan daha hızlıyız. Türkiye’nin bunları yapabilecek, Avrupa ülkelerini geçebilecek potansiyeli de var.
Kaynak:
Dünya Bankası. https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=TR