“Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik; ama bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeş olarak yaşamayı.”
(Martin Luther King)
Umutla Başlayan Sessiz Bir Süreç
Türkiye’de, onlarca yıl boyunca hem maddi hem de manevi bedeller ödeten bir terör belasıyla mücadele ettik. Güvenlik güçlerinin kahramanca çabaları, siyasi iradenin kararlılığı ve toplumun ortak sağduyusuyla bugün nihayet silahların sustuğu, umut dolu bir sessizliğe ulaşıldı. Bu sessizlik, sadece bir güvenlik ve siyaset başarısı değil; aynı zamanda bir toplumsal yeniden doğuşun habercisidir. Çünkü huzur, sadece sınırların güvenliğiyle değil; kardeş olarak yaşamakla, düşmanlara karşı toplumsal dayanışmayla, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmakla, okul kampüslerinde nitelikli eğitim ve bilimsel araştırmalarla ve zihinlerin özgürleşmesiyle anlam kazanır.
Son 50-60 yıldır, Türkiye'nin mücadele ettiği silahlı/silahsız terör belası, bugüne kadar sadece güvenliği değil, toplumun tüm kesimlerini, ekonomik alandaki tüm üretim sektörlerini, eğitim ve bilimsel alanları derinden ve olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Terörün bazı bölgelerimizde özellikle eğitim-öğretim ve yükseköğretim alanındaki gelişmelere verdiği zararlar hem can kaybı noktasında hem de ekonomik açıdan toplumu ve o bölgelerimizi derinden etkilemiştir. Eğitimciler, bilim insanları ve yatırımcı iş adamları güvenlik sebepleriyle bu bölgelerimizde görev ve yatırım yapma noktasında çekingen davranmışlardır. Terör ortamları Doğu ve Güneydoğu’da çocukların okul ve gençlerin üniversite hayallerini ve öğretmenlerin/akademisyenlerin görev aşkını uzun yıllar gölgelemişti.
Son yıllarda devletimizin terör örgütleriyle karşı verdiği kararlı mücadelesi ve bölge ülkelerindeki bazı gelişmeler neticesinde umutla başlayan sessiz bir döneme girdik. Silahların sustuğu ve bırakıldığı, barışın konuşulduğu bu sürecin başarıya ulaşması halkımızın çoğunluğunun ortak dileği olduğunu düşünüyorum.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin her açıdan gelişmesi için tarihi bir fırsattır. Bin yıldır Türk/Kürt/Laz/Çerkez/Arap vb kavimlerden birçok kardeşimizle ortak değerimizi paylaştık, İslam’ın bayraktarlığını yaptık, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşında omuz omuza düşmana karşı mücadele ettik. Tarihimizden aldığımız/alacağımız ilham ve motivasyonla, bu fırsatın iyi değerlendirileceğimize ve sürecin başarıyla sonuçlanacağına inanıyorum.
Huzur Ortamında Eğitim ve Bilimsel Araştırma Süreçlerinin Dönüşümü
Terörsüz ve huzurlu ortamlarda eğitim sisteminin paydaşları olan öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin ve akademisyenlerin daha güvenli ve verimli bir sürece gireceklere dair kimsenin şüphesi yoktur. Bu süreçte yaşanabilecek bazı olumlu gelişmeler şu şekilde özetlenebilir:
- Terör tehdidi nedeniyle eğitimden uzak kalan kırsal ve dezavantajlı bölgelerdeki çocuklar, artık eğitim hayatına kesintisiz devam edebilecek. Taşımalı eğitim gibi ara çözümler yerine, yerinde eğitim uygulamaları yaygınlaşacak. Öğretmen ve akademisyen sayısı ve yükseköğretimde eğitim-araştırma imkânları artacak ve kaliteli eğitime geçiş sağlanacak. Neticede, eğitime ve bilimsel araştırmaya erişilebilirlik, devamlılık ve verimlilik artacak.
- Üniversiteler, artık sadece bilim üretme yeri değil; huzurun, tartışmanın, düşünce özgürlüğünün merkezi olacak. Araştırmacılar ve eğitim alan gençler, özgün fikir beyan etmekten korkmadan özgürce akademik üretim yapabilecek. Neticede, üniversite kampüsleri bilimin ve özgür/özgün fikirlerin merkezi olacak.
- Huzurlu bir Türkiye ve terörden arınmış bölgeler nitelikli yurt içinden akademisyenlerin huzurun sağlandığı bölgelere dönüşünü veya yurt dışına göç etmiş akademisyenlerin yurda dönüşünü teşvik edebilir. Bilimsel araştırmalar için yatırım ve motivasyon artacak. Girişimcilik, inovasyon ve teknoloji üretimi hızlanacak. Neticede, beyin göçü yerini beyin gücüne ve belki de tersine beyin göçüne bırakacak.
- Barış, yalnızca fiziki güvenliği değil, ruhsal güvenliği de beraberinde getirir. Özellikle çocuklar ve gençler için uzun vadede daha sağlıklı bireylerin yetişmesine imkân tanır. Neticede, psikososyal ve manevi açıdan toplumun güçlenmesi sağlanacak.
Sonuç: Geleceğe Umutla Bakan Bir Toplum ve Genç Bir Nesil
Silahlı terör, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde eğitim sistemine ve bilimsel araştırmalara da ciddi zararlar vermiştir. Bu zararlar, ulusal ve uluslararası düzeydeki bilimsel araştırmalardaki düşük verimlilik, üniversitelerin kamu ve sanayi kuruluşlarıyla olan ilişkilerindeki yetersizlik, okullaşma oranlarının düşüklüğü, eğitim süresinin kısalığı, yüksek sınıf mevcutları ve eğitim kaynaklarına erişim eksikliği gibi alanlarda kendini göstermektedir.
Bugün susturulan silahlar ve sağlanacak barış ortamı, orta ve uzun vadede ses getirecek nitelikli bir eğitim sürecine ve bilimsel başarılarına zemin hazırlayacak. Eğitimde ve bilimsel araştırmalarda yakalanacak bu ivme, Türkiye’nin kalkınmasında çarpan etkisi oluşturacaktır.
Bu süreç yalnızca siyasetin, ekonominin, güvenliğin değil, eğitim-öğretimin ve yükseköğretim alanındaki bilimsel gelişmelerin de kaderini değiştirecek bir potansiyele de sahiptir. Çünkü huzur dolu ve insanların özgüvenlerinin/motivasyonlarının yüksek olduğu bir iklimde kalemler daha cesur yazar, zihinlerin daha özgür düşünür, insanların birebirlerine ve devletine olan güveni artar, her sektörde üretkenlik ve verimlilik artar. Eğitim-öğretimin ve yükseköğretim kurumlarımızın lokomotif konumunda olacağı/olması gerektiği bu sürecin neticesinde istikrarlı büyüyen ve “Türkiye Yüzyılı” hedeflerine doğru emin adımlarla yürüyen bir Türkiye olacaktır.
Eğitim ve yükseköğretim, bu yeni dönemin en güçlü aktörleri olacaktır. Kalemlerin barut kokusunu bastırdığı, sınıflarda korku değil kariyerin, hayal kurmanın ve hedeflerin konuşulduğu bir Türkiye mümkün olabileceltir. Ve bu tür yeni başlangıçlar, Türkiye’nin 21. Yüzyıl hedeflerini gerçekleştirecek olan ve barışla büyüyecek yeni nesillerin yetişmesine vesile olacaktır.
Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrenmiştik, bundan sonra kardeşçe yaşamayı, birlikte üretmeyi ve birlikte güçlü olmayı da unutmayacağız ve daha büyük başarılara hep birlikte yürüyeceğiz inşallah...
İletişim: [email protected]