10 Mart'ta bu köşede "Kastamonu'ya 30 yeni maden sahası hayır mı şer mi? başlığıyla duyurmuştum ilimizin farklı havalilerinde ihaleye çıkarılacak yeni maden sahası ruhsatlarını...
Kamuoyunun tepkisi bir ayı geçkin bir süre sonra ancak bu vakitlerde gel(ebil)di.
Halkın sesi erken de gelse geç de gelse...
Meşru bir hak talebinin nişanesidir.
Pınarbaşı'ndan ilk ses çıktı...
Diğer havalilerin ne eyleceğini önümüzdeki günler gösterecek, görünen o ki özellikle İstanbul'daki Kastamonulular'ın öncüsü olacaklarını öngördüğüm tepki zinciri epeyce uzayacak, evvel zamanki HES protestolarında olduğu üzere.

(2010'lar gibiydi...
"HES" furyasına kafa tutmuştu Kastamonu.
Davalar, yürütmenin durdurulması, yeniden yol verilmesi...
Karadeniz isyandaydı.)
Basına ve sosyal medyaya yansıyan tepki mesajlarında Pınarbaşı ilçesinde "20" yeni maden alanının ihale edileceği ifade ediliyor...
10 Mart tarihli yazımda Pınarbaşı'na dair ihalesi söz konusu maden sahası sayısını "2" olarak vermişim.
Tereddüte düştüm...
Ben mi yanıldım yoksa Pınarbaşılı yurttaşlar mı?
Açıkçası Pınarbaşılı yurttaşların yanılmasını isterim...
20 yeni saha çok ama çok.
Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MAPEG) ülke çapında Nisan ayı içinde çıkacağı 727 maden sahası ihalesidir ana mevzu...
İlimize isabet eden ruhsat alanları Merkez "6", Araç "4", Bozkurt, Daday, İhsangazi "4", Küre "5", Pınarbaşı "2", Taşköprü "4", Tosya "3".
Evveliyatına bakınca Kastamonu maden sahası variyetinin...
İl yüzölçümünün yüzde 12'si maden işletme alanı.
"Orman vilayetiyiz" diyoruz da...
Bir yandan da "maden vilayetiyiz".
Yakın zamanda yine Pınarbaşı havalisinde epeyce bir maden alanının ruhsatlandırılması söz konusu olmuştu...
Tazyik görmüştü kamuoyundan karşi istikamette, fakir de dahil olmak üzere muhalif ses yükselmişti, vaktin valisi ruhsatlandırmanın önüne geçti.
Belki daha üst makamlardan geri dönmüş olabilir o vakitki bu mesele...
"Kurdun kuşun, börtü böceğin valisi" şeklinde az övmemiştim valiyi ama.
O vakit iktidar partisi temsilcileri maden taşımaya niyetli vesait rakamları üzerinden tantana koparmışlar ve yeni maden sahaları açılmazsa yöre halkının mağdur olacağını iddia etmişlerdi...
Söz geçiremediler.
İlerleyen dönemde maden işletmelerinin talepleri ve ısrarları oldu...
Madenin yeraltında durması da pek mantıklı değil haliyle.
Üstüne üstlük...
Yerli ve milli kalkınma mevzubahis ise.
(Kastamonu'da ihaleye çıkacak 30 yeni maden sahası "4. Grup" maden sahaları olarak nitelendiriliyor...
"Altın, bakır, çinko, demir, manganez".
"Kastamonu altın üzerinde oturuyor" desek yeri...
Bakır da iş görüyor gerçi.
10 Mart'taki yazımda gerek "vahşi madencilik" gerekse " ulusötesi şirketler" namına eleştirilerimi ve uyarılarımı aklım yettiğince sıraladım...
Her ikisine de ilanihaye hayır.
"Orta yol" demeyelim de...
"Solduyulu yol" nasıl bulunur?
Elbette aklın ve bilimin rehberliğinde ve sürdürülür istikamette...
Kastamonu "doğa harikası" bir coğrafya, öyle görünüyor ki üstü kadar altı da "doğa harikası", "taşı toprağı altın".
Nev'i şahsına münhasır bir kimliği daha var Kastamonu kırsalının...
Taşı toprağı altın ama insanı yoksul.
Cennet içinde cehennem...
Varlık içinde yokluk.
Bu sebepten değil mi zaten doğdukları yerde doyamıyor yöre insanları...
Göç yöresi.
Ne yapmak lazım?...
Varlık içinde varlık yaratmak lazım.)
(Elbette ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçleri "gerekli" yahut "gereksiz" şekliyle yürütülüyor bu tip ruhsatlandırmalarda kamu tarafından...
Eksik kalan her defasında "İED" (İnsana Etki Süreci) oluyor.
Açılacak maden sahasının yöre insanına getirisi/götürüsü nedir?...
Bir dostum maden sahası açtığı bir köyde yöre insanlarından gelen "Bey bu işten bizim kazancımız ne olacak?" sorusunu "Çocuklarınız bekçi olur, daha ne olsun?" şeklinde cevapladığını anlatmıştı.
Ortak olacak halleri yok ya...
Olursa bir de köyün camisine, okuluna yardım.)
("Solduyulu madencilik" terimini türettim...
"Kamusal, planlı, sürdürülebilir madencilik" demek yerine uzun uzadıya iki kelimede rafine ettim.
Vahşi kapitalizmden ve zehirli yöntemlerden azade...
Yerli, milli ve sağlıklı.
Kastamonu'da keşke solduyulu madencilik yapılabilse...
Can feda.
Doğa talan olmaz...
Kazanan memleket olur.)



