Ramazan ayına kavuşmanın mutluluğunu yaşarken yazımızın konusu da kendiliğinden belli oldu. Ramazan ayının ekonomik özelliklerini bu yazımızda irdeleyeceğiz. Öncelikle tüm Kastamonu İstiklal gazetesi okuyucularının Ramazan ayını kutlayarak yazıma başlayacağım.
Ramazan ayının temel özelliklerini maddeler halinde anlatalım.
Ramazan ayında talep artar: Ramazan ayında oruç nedeniyle insanlar sahur ve iftar olmak üzere iki öğün yemek yer ama toplamda yenilen yemek miktarı artar. Bu nedenle de gıda talebi artar. Kebeci, Feyyaz, BİM, A101, Tarım Kredi kooperatifleri, Şok gibi marketlerde kasalarda kuyruk görürsünüz. Bu nedenle de özellikle kuru bakliyat ürünleri fiyatları her Ramazan ayında artış gösterir. Bazen Ramazan ayı öncesinde don olayları vb nedenle arz yanında da sıkıntılar olabilir. Bu da fiyatları artırabilir. Halk arasında dolaşıyorum ve bir kısmının “Bu Ramazan ayı öncesinde gıda fiyatlarında çok önemli bir artış olmadı” dediklerini duyuyorum. Bu yanlış. Bunun da nedenini şuna bağlıyorum. 2024 yılında TUİK verilerine göre enflasyon %75’lere kadar çıkmıştı. Şimdi ise TUİK Şubat ayında açıklanan Tüketici fiyatları enflasyonu %39. Gıda ürünleri ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışları da %35,11. Yani geçen sene Ramazan ayına göre aşağı yukarı %35-40 oranında fiyat artışları olmuş. Enflasyonun düşüş dönemlerinde insanlar enflasyon beklentilerini ayarlamakta zorlanabilir. Yani fiyatların %75 civarında artacağını beklerken %35-40 civarı arttığını görünce artmamış gibi düşünebilirler. Kendi gözlemlerinden aktarayım. 5 litrelik Ayçiçek yağı T… K… marketlerinde 300 TL yani litresi 60 TL. Geçen sene ise yanlış hatırlamıyorsam 40 TL civarı idi yani yıllık %50 civarı fiyat artışı var. Aynı markette (T….. K…. K) 2 litre sızma zeytinyağı 700 TL. yani litresi 350 TL. Geçen sene ise 300 TL olarak hatırlıyorum. Bu durumda yıllık artış %16 oluyor. Kısaca fiyatlar artıyor ama geçen seneye göre daha yavaş arttığı için insanlar artmıyormuş gibi sanıyor. Merkez Bankasının sıkı para politikası devam ettikçe 2025 yılı sonunda enflasyon %20’lere kadar ineceğini tahmin ediyorum. Bu arada normal zamanda köfte porsiyonunu 350 TL’dan satan lokantaların Ramazan menülerini minimum 700-800 TL’dan satacaklarını tahmin etmiştim. Ama 500-600 TL’lık yığınla Ramazan menüleri görüyorum. Tabi Ramazan ayının manevi ortamında esnafın vicdanı da bir nebze etkilenmiş görünüyor.
Gelir Dağılımı Adaleti artar: İslam ekonomisinin geleneksel Batı iktisadından en önemli ayırımlarından biri Sadaka, Fitre, Zekat gibi iktisadi kurumlardır. Kapitalist ekonomide sadaka, fitre, zekat vb yoktur. Bu nedenle de kapitalist ekonomide zengin çok zengin, fakir de çok fakirdir. Batı ekonomilerini incelediğinizde bir yanda sokaklarda yatan evsizler, diğer yanda lüks bilmem kaç odalı müstakil evlerde yaşayanlar vardır. İslam ekonomisinde ise Mülk aslında Allah’a aittir. İnsan o malın yönetimi için vekildir. Bu nedenle de zenginin yönetimini üstlendiği malda fakirin hakkı vardır. Müslüman bu nedenle zekat, fitre ve sadaka vermelidir. Kurban bayramında et kesip ihtiyacı olanlara dağıtmalıdır. Ramazan aylarında da fakirlere yapılan yardımlar artar, fitreler verilir. İnsanlar, Ramazan kolileri alıp ihtiyacı olanlara dağıtırlar. Böylece gelir dağılımı adaleti artar.
Suç oranları azalır: Ramazan aylarında oruçlu insanların sayısının artması nedeniyle daha az kavga edilir. İnsanlar birbirine karşı daha hoşgörülüdür. Birkaç kişi oruçlu iken daha asabi olabiliyor ama bunlar da toplumun düşük bir oranıdır. Çoğu kişi oruçluyken kavga ederek günaha girmek istemez. Alkollü içki tüketimi azalması da kavgaların sayısının azalmasının nedenlerinden biridir. İnsanlar daha yavaş hareket ederler, trafik kazaları azalır. Halbuki iftara yakın saatlerde trafik sıkışıklığı artmaktadır. En azılı suçlular bile Ramazan ayında daha az çalarlar, suç işlerler.
Firmalar ve Esnaf Daha İslami Tavır takınır: Firmalar reklamlarında Ramazan ayına özel reklamlar yapar. Özellikle gıda sanayisi bu dönemde reklamlarını artırır. İsrail’in saldırıları nedeniyle boykot edilen Siyonistlerin firmaları bile en büyük Müslüman onlarmış gibi reklam yaparlar. Lokanta ve Kafeler, Ramazan menüleri ilan ederler. İftar vaktinde aynı anda yoğunlaşan siparişleri yetiştirmek için ilave garson vb personel bile alınabilir. Teravih çıkışındaki aileleri lokanta ve kafelere çekmek için uğraşırlar. Marketler Ramazan kolileri hazırlarlar. Normal zamanda bayağı seküler yaşam süren kişiler bir anda muhafazakar olur, Ramazan ayı tebrikleri yollar, umre fotoğrafları paylaşırlar. Reklam için her gün 60-70 iftar açanlar bile vardır. Şimdi bazılarınız “Hocam! Şirketin birinde Ramazan ayı tebrik ettiği için altındaki personeli azarlayan biri medyada ortaya çıktı” diyebilir. Birincisi; Bu kişinin yaptığı idari ve iktisadi olarak yanlıştır. Çünkü muhtemelen firmanın personelinin çoğu Müslüman olmakla beraber bir kısım Hıristiyan ve Musevi de vardır. Personeli motive etmek için tüm dinlerden olan kutsal günleri, bayramları kutlamak gereklidir. Yıl 2025 olmuş ve hala 1930’ların kafasıyla hareket edilmez. Müslüman personelin de, Hıristiyan ve diğer dinlerden personellerin de kutsal günlerini tebrik edeceksin ve onları motive etmeye çalışacaksın ki işgücü verimliliği artsın. Rekabet için yüksek işgücü verimliliği ile çalışılmalıdır. İkincisi; İslami olarak zaten yanlıştır. “Ramazan ayında benim bulaşık makinelerimi, buzdolaplarımı alın” diye reklam yapmasını biliyorsun, arka planda personelin birbirinin Ramazan ayını tebrik etmesini engellemeye çalışıyorsun. Otur oturduğun yerde, fazla arıza çıkarma.
Okuyucularımın Ramazan ayını bir kez daha kutluyorum, hepimize hayırlı olsun.