Sivil Toplum Kuruluşu anlamına gelen “STK” kısaltmasını, Kastamonu özelinde (S)uskun ve (T)utkun (K)astamonulular olarak tanımlarım ezelden!
Bir çok STK temsilcisi bu yüzden beni pek sevmez. Bu köyün delisi de benim işte. Şimdiye kadar dokuz köyden kovulmuş ama bir türlü akıllanmak bilmeyen bir deli!
Bizim takım elbiseliler; Belli aralıklarla yan yana gelir, bol bol gıybet yapar, yiyip içer ve sonra da o meşhur “aile fotoğrafı” için objektiflere kırışıp, bulundukları beş yıldızlı otel lobilerinden görev yerlerine dağılırlar.
Aynı şeyi yazmaktan mürekkebim kurudu ama; Çünkü bizimkilerin “Lobi faaliyetlerinden” çıkardıkları anlam, ultra lüks her şey dahil konseptiyle hazırlanmış beş yıldızlı otel lobileri!
Geçtiğimiz gün, yine benzeri bir organizasyon vuku bulmuş. Yine lüks bir otelde, “Sivil Toplum Buluşuyor Kastamonu Güçleniyor” sloganıyla STK’lar ile kamu kurumları arasındaki işbirliğini güçlendirmek amacıyla düzenlenen “Sivil Toplum Buluşmaları” programına iştirak eden STK temsilcilerimiz, konusunda uzman isimlerin aktardığı bilgileri can kulağıyla dinlemiş.
Şimdi burada eleştirilecek ne var ki? deyip, yine bana kızacak bazılarınız ama mesele program düzenleyip reklam yapmak değil. Ben, mevzuya başka bir açıdan bakıyorum. “Mesele buluşmak değil, birleşmek” dedim yazımın başlığında.
Neden mi? Çünkü;
Hala birbirileriyle sidik yarıştırmanın, siyasi görüş kavgası yapmanın, adam kayırmanın, programlarda protokol kapmaca oynamanın ve hizmet değil gıybet yarışına tutuşmanın ötesine geçemeyen bizimkiler, önce ortak akılla proje üretmeyi, aynı masa etrafında bilerek ve isteyerek yan yana gelebilmeyi, memleket menfaatleri için karşılıklı diyalog kurmayı ve en önemlisi de memlekete hizmet birlikteliğini gerçekleştirsinler de, kamu kurumları ile olan ilişki, zaten mecburen gelişir.
Ama şimdiye kadar; İşin içine siyaset sokmadan, sürekli birbirleri arkasından atıp tutmadan, köşe kapmaca oynamadan, adam kayırmadan, şu parti rozetlerini bir kenara bırakarak ortak akılla aralarında bir heyet oluşturup yanlarına alacakları bürokratlarla bakanlık kapılarına dayansalar, bu memleket böyle sahipsiz kalır mıydı sizce?
İşte o yüzden asıl mesele;
BULUŞMAK DEĞİL, BİRLEŞMEK!
Bilmem anlatabildim mi?
Kalın sağlıcakla…
Her Şey Daha Güçlü Bir Türkiye İçin
Her Şey Daha Güçlü Bir Kastamonu İçin
