Cümlesi sıfır kilometre kıyafetli jilet gibi bir adam ile saçı sakalı berber firarisi “Neandertal” kılıklı diğeri İGM binasındaki valilik makamına ağır adımlarla çıktılar, “sureti sert/vicdanı pamuk” vali ile görüşeceklerdi, sene 2016…
“Batarken ufuktan bir akşam güneşi” vakti.

Rahat bir saat hacimli kum saati tüm haznesini usul usul boşalttı…
Cümlesi sıfır kilometre kıyafetli jilet gibi o adamı içindeki tüm haznesini boşaltana kadar dinledi “sureti sert/vicdanı pamuk” vali, “devlet adamı/halk adamı” olmanın tüm mesaisi ile, ola ki eksik kalanı da tamamladı.

“Honsalar/Gökdere” ancak o kadar kemiksiz ve kılçıksız anlatılabilir ve ancak o kadar anlamak isteyerek ve önyargısız dinlenebilirdi, her ikisi de tam tekmil oldu, azı yok fazlası oldu hatta…
“Neandertal” lafa hiç karışmadı, kimi zaman buğulu gözlerle kimi zaman jilet gibi o adamın keskinliğine imrenerek, tüm zaman ise devlet/vatandaş kaynaşmasının lezzetinde eriyerek dinledi, dinledi, dinledi.

Diyorum ya “ne varsa konuşuldu”…
Kırık kalplerden kırık çakıl taşlarına kadar.   

Anı fotoğrafı çekildi…
O fotoğraf her önüme çıktığında “yerel demokrasi/yerel inisiyatif/yerel çözüm” kavramları zihnimin göğünde şimşekler çaktırır.

Ardından bir bahar yağmuru yağar zihin göğüme…
Kurumamacasına ıslanma arzusu sarar tüm bilincimi.

(Makam görüşmesinin üzerinden sayılı gün geçti geçmedi, bu kez Vali Şehmus Günaydın iade-i ziyaret yaptı, Honsalar Camisi’nin önünde mahalle sakinleri ile misafirini bekliyordu Ramazan Boyacı…
“Honsalar/Gökdere” tarihi bir günü yaşıyordu.

Cuma namazı kılındı…
“Rıhtım” gibiydi cami ve çevresi, bir gemi kalkıyordu aydınlık ve güzel günlere, dümen sağlam ellerdeydi.

Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın da katılımı ile “kafile” Gökdere sokağın bitimine kadar yürüyerek vatandaşların taleplerini yerinde dinledi…
Hiç unutmam sokağın bitimindeki tepenin en üstünde yalnız başına bir ev vardı, nerdeyse “Açıkmaslak”, bir kadın “buyur etti”, yokuş yürünerek çıkıldı, dert yerinde dinlenildi devletin iki eli yurttaşın omuzunda.

Kastamonu Gazetesi’nde çıkan haberde Vali Günaydın’ın sözleri yer aldı…
“Uygulayacağımız proje ile hem tarihi kültürel dokuyu restore ederek geleceğe taşıyacağız hem de bölgede turizm hareketliliği sağlayarak mahalle halkını gelir sahibi yapacağız. Bu bölgeyi canlandıracağız. Apartman tarzı konutlar önerirsek bu bölge için, Kastamonu tarihine yazık etmiş oluruz. Belediyemiz sokak sağlıklaştırması ile ilgili bir noktaya kadar çalışma yaptı. Biz de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın katkısı ile bölgeyi baştan sona bir restorasyondan geçirmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla burada tarihi dokuya uygun bir Pazar oluşturalım. Ev hanımları evlerinde yaptıkları turistik ürünleri gelecek turistlere satsın… Gelin Kayası bu bölgedeki turizm çalışmamızın mihenk noktası olacak. Burayla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması ve bir turizm figürü olarak değerlendirilmesi için bir dernek kurularak işe başlanmalı… Mağaralar ile ilgili çalışma için de hemen ilgili kuruluşlara direktif vereceğim”. 

Mustafa Afacan Köşe-47

Ramazan Boyacı’nın gözleri gülüyordu mahallesi namına…
Bahtiyardı.)

(Nereden aklıma geldi 9 sene evvelki “enstantane”?...
2019 yerel seçimlerinde “Honsalar Muhtarı” olan Ramazan Boyacı’nın elindeki kırmızı kapaklı defteri görünce.

Defteri cüz’lere ayırmış…
Her biri “mütemmim cüz”.

Ramazan ayı boyunca ihtiyaç sahibi mahalleliye yapılan/yapılacak ayni yardımlar…
Kayıtta santim eksik yok.

Hayırsever ne vermiş, kime gitmiş, kime gidecek?…
Bilanço “kurumsal”.

Toplum için dertlenmek güzeldir…
Dermansız dert yoktur.)

(Gökdere’den (“Gövdere” sivil dille) geçmişe sari zihnimde kalan anı parçaları…
İllaki “hala sevgisi”, ilkokul çağından başlayarak her hafta Gökdere’yi bir uçtan bir uca geçip bahçeli eve varmak, kimi gece yatıya kalmak kimi gün ise akşam olmadan geri dönmek.

Yüksekte kalan bahçeden top kaçınca sokağa…
Peşinden revan olmak alelacele.

“Kızılbayır” tepesinde bir teyzemin evi vardı…
Diğer bir teyzemin evi “Tevser” tepesinde.

Çocukluğum aşağı-yukarı bu üç “rota” arasında gelip geçti…
“Müsaitseniz annemler akşam size gelecek”, telefon nerede o yıllarda, posta kuşu çocuklar.

Gökdere’deki Sepetçioğlu Konağı’nda Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın yürüttüğü eğitim/öğretim projesini hatırlıyorum yakın zamana dair…
Mahalle çocukları için ne büyük bir hizmetti; şükranla, minnetle.

Ve…
Elbette “Honsalar Camii”.

Kastamonu’nun “Müslümanlaşması” için temeli atılan ilk inanç yapılarından biri şehrimizde…
Selam olsun Candaroğullarına.
  
Hiç unutmayalım ki Kastamonu’nun kadim ev sahibi Honsalar’dır...
Diğerleri; kiracı.)