Bürokratlar, dernek temsilcileri, yöresel kıyafetleriyle ilçelerden gelenler, öğrenciler ve halk… Hep birlikte, aynı ritimde yürüdüler.
Kışla Parkı’ndan başlayan yolculuk, sadece bir kortejin adımları değildi; bu toprakların özgürlüğü için yüreğini, emeğini, canını ortaya koyan kadınların izinde atılan saygı adımlarıydı.
Belediye bandosunun güçlü ezgileri, Kastamonu’nun sokaklarında yankılanırken, her nota On Aralık Kadın Mitingi ruhunu haykırıyordu. Bu özel günde, caddedeki konvoya, off-road araçları da Karaçomak Deresi'nden geçerek eşlik ettiler.
İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Kastamonu Valiliği, Üsküdar Üniversitesi, Kastamonu Dernekler Federasyonu, 10 Aralık Kadın Platformu iş birliğiyle hazırlanan İlk Türk Kadın Mitingi 106. Yıl Anma Programı 3 gün boyunca devam ederken, Kastamonu Valisi Meftun Dallı mesajında;
“10 Aralık, vatansever Kastamonu kadınlarının asaletle yoğrulmuş iradesinin solmaz bir hatırası ve bugün eğitimin, üretimin, bilimin, sanatın ve toplumsal yaşamın her alanında yer alan kadınlarımız için bir ilham kaynağıdır” sözleriyle günün önemine dikkat çekti.
Özgürce aldığımız her nefeste; o gün yanan ocakların dumanı, o fedakâr ellerin izi ve o adanmış yüreklerin sessiz duası hâlâ yaşıyor. Savaşın en karanlık anlarında bile bir mum gibi yanıp toplumu aydınlatan kadınları saygıyla anarak; kağnıların gıcırtısı, yöresel giysilerin renkleri, öğrencilerin coşkusu ile Cumhuriyet Meydanı’na ulaşıldı.
Kastamonu 10 Aralık Kadın Platformu Derneği Başkanı Ayten Kızıltan; 10 Aralık 1919'da sergilenen duruşun yalnız cephede değil, yürekte kazanıldığını da belirtiği konuşmasında ilk Türk kadın mitingini uluslararası kılmak için büyük yol kat ettiklerini anlattı.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci İlk kadın mitinginin öneminden söz ederek, şu konulara dikkat çekti:
“Saf bir sevgi ile seviyoruz Kastamonu’muzu… Asla araya ötekileştiren ve bölen duvarlar koymadan, kendimize göre bir kalıba sığdırmadan, şahsımıza dair zerre menfaat beklemeden.
106 yıl sonra aynı gün ve saatte burada olmamıza vesile olan 10 Aralık 1919’un Kastamonu kadınları da memleket sevdası ile ayağa kalktı ve tüm dünyaya kadınca barış çağrısında bulundu. Kastamonulular olarak 106 yıl önce analarımızdan aldığımız tembihi tutuyoruz. Vatan toprağımızı kutsal, istiklal ve istikbalimizi vazgeçilmez, hürriyetimiz olmazsa olmazımız, dünya barışını hasletlerin en kıymetlisi görüyoruz. “
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün;
“10 Aralık 1919'da Kastamonu'da düzenlenen ilk kadın mitinginin taşıdığı büyük mirasa sahip çıkmak için toplandık. O gün, 'Vatan için bir şey yapmalıyız' diyen kadınlar, aslında sadece bir miting yapmakla kalmadı, Türk kadınının toplumsal hayattaki yerini ve iradesini tüm dünyaya ilan ettiler.
Biliyoruz ki kadının güçlü olduğu ülke güçlüdür. Kadının ve ailenin güçlü olduğu toplum, güçlü toplumları oluşturur. Bu anlayışla çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan, bu çağrı ve bu mitingde alınan kararların sözde kalmamasının ve Kurtuluş Savaşı'nın ateşi içinde ete kemiğe bürünmesinin önemine dikkat çekerek yaptığı konuşmasında;
“O gün burada yükselen irade, 10 Aralık 1919 Çarşamba günü yürüdüğümüz bu yollarda yürüyen, vatanın işgalini ve yapılan insanlık dışı vahşetleri protesto eden isimsiz annelerimizin önlerinde saygıyla eğilerek mübarek ellerinden öpüyorum” dedi.
Törenin ardından Kastamonu Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu ve İnebolu Heyamola ekibi sahne aldılar.
Etkinlikler kapsamında Saray Hamamı Kültür Sanat Merkezinde “Millî Mücadelenin Kadın Tanıkları” sergisindeki her fotoğraf, Millî Mücadele’nin görünmez kahramanlarını anlatırken, yüreklere kazınan bir hatırlayıştı.
"İstiklalden İstikbale Kadın Emeği" konulu sergide; taş baskılar ve el işleri, geçmişin izlerini geleceğin umutlarına bağlayan ince bir köprü gibiydi. “İstiklal için çalışan eller, istikbal için de üretmeye devam ediyor” sözünün sessiz ama en güçlü kanıtı oldu.
Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen “106 Yılın Öyküsü” adlı sunum ve "Geleneksel Kadın Giysileri ile Köklerimize Yolculuk" defilesinde yürüyen modeller, sandıklardan çıkan yüzyıllık giysilerle, tarihin sessiz, güçlü kadınlarını hatırlattılar.
Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci yöresel giysiyle renk kattı. Canlandırılan kına geleneğinde Hacer Keloğlu’nun gür sesi salonda yankılanırken, el sanatları sergisindeki özgün ürünleriyle de hayranlık uyandırdı.
Program; toprağın altında yüzyıllardır sessizce bekleyen bir hafızanın kazılarla ortaya çıktığı Taşköprü’de Pompeiopolis Antik Kenti’nde sunum, Şerife Bacı’nın milli hafızadaki yerinin ele alındığı konferans, Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsü’nde geleneksel sanatların tanıtılması, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Kasaba Köyü Mahmutbey Camii ziyareti ile geniş bir içerikle devam etti.
Engellerin değil, kalplerin birbirine yakınlığının önemli olduğunu gösteren “Özel Bireylerimizden Öğreniyoruz” etkinliği ise Mutlu Kafe’de gerçekleşti.
Kastamonu Belediyesi Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı Sergi Salonunda kadın temalı eserler sanatseverlerle buluştu.
Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Teker, Hatay Defne’den Emel Genç ve Kastamonu eski Kültür Müdürü Ziver Kaplan ve sanatçı Aslı Sayan’ın eserlerinin yanı sıra, Mehmet Sayan’ın kaleme almış olduğu “Kadınlar Mitingi” adlı hikayesi tekrar yayınlanarak, Kastamonu’nun bu değerli gününe katkıda bulundu.
Kastamonu Belediyesi Kuzeykent Nikah ve Konferans Salonunda düzenlenen programda; Rhytmica ve Sarıkonak Ritim Topluluğu, performanslarıyla dinleyicilerle buluştular.
Bir şehre ait dernekler ve federasyonlar, gurbetin ortasında bir memleket nefesi, kalabalığın içinde duyulan tanıdık bir sestir. Aynı toprağın suyunu içmiş, aynı dağın gölgesinde büyümüş, farklı hayatlara savrulmuş insanlar burada yeniden aynı masanın etrafında toplanır. KASDERFED de Kastamonu’nun bu değerli gününde “Milli Mücadele’nin Kadınları – Gölgeden Işığa” gençlik projesini izleyiciyle buluşturdu.
Kastamonu Üniversitesi Ahmet Yesevi Konferans Salonu’ndaki gösterinin ardından, Kastamonulu ozanların eserlerine yer verilen halk müziği konseri gerçekleşti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu, “Bir Kastamonu Masalı” adlı konseriyle sahne aldı.
THM korosu, enstrümanları öyle ustalıkla kullandı ki kanunun ince tınıları, neyin içe işleyen nefesi ve kabak kemanenin hüzünlü sesi adeta birbirine söz geçiriyor; sahnede bir müzik değil, bir sohbet, bir gönül dili yankılanıyordu.
Koro şefi Necmi Kıran’ın zarif ama kararlı hareketlerle orkestrayı yönetişi, sanatçıların onun her işaretini takip eden uyumu, müziği sadece çalınan bir ezgiden çıkarıp yaşayan bir âna dönüştürdü.
Sanatçı Sıtkı Akın’ın Kastamonu türkülerini seslendirirken yüreğinden yükselen coşku, salona memleket rüzgârı gibi yayıldı. Bununla yetinmeyip konserin sunumunu üstlenmesi, sözleriyle duygu köprüleri kurması alkışlarla taçlandı.
Kastamonu davul–zurna ekibi ve Sepetçioğlu gösterisi ile sonlanan gecede söylenen her türkü, Kastamonu’nun yüzlerce yıllık hikâyesini bizlerle buluşturdu.
Kurtuluş Savaşı’nın dumanı göğe yükselirken; İzbeli Çiftliği’nden; yalnızca yemek kokusu değil, direnişin ateşi yükselirdi. Her gelen asker, o avluda yalnızca karın doyurmaz; yorgun ruhuna yeniden ayağa kalkacak bir umut yüklerdi.
Hafız Selman İzbeli’nin elleri örgüde, yüreği cephedeydi. Örülen her çorap, her fanila; soğuğa meydan okuyan bir kararlılık, cepheye uzanan görünmez bir omuzdu.
Askerleri karşılamak için yolların çamuruna basmaktan çekinmeyen, kendi lokmasını bölüşen Hafız Selman İzbeli gibi gelini Sabiha İzbeli de toprağın bereketine, emeğin değerine, kültürel sürekliliğe duyduğu saygıyla ve vatan sevgisiyle öne çıkan bir gönül insanı. O’nun önderliğinde İzbeli Çiftliği, geçmişle geleceğin arasında kurulan canlı bir köprüye, bölgenin hafızasını yaşatan bir yaşam alanına dönüştü.
İşte bu nedenle İlk Türk Kadın Mitingi 106. Yıl Anma Programı; “İzbelî Çiftliği”nde son buldu. Sabiha İzbeli ile söyleşinin ardından, “Beşik Beleme Canlandırması” gerçekleştirildi.
Toprağın kokusunu, vatan sevgisiyle harmanlayan, yorgun omuzlarında cephane ile birlikte bir milletin umudunu, yüreğinde bağımsızlık ateşini taşıyan tüm kahramanları saygı ve rahmetle anıyorum.