GMG Kastamonuspor’un Altay karşısındaki oyunu/mücadelesi “ne desem boş”, hele atılan 4 golün 4’ü de birbirinden estetik halleriyle “Latin” esintisi getirdi, futbol izlediğimizi hissettirdi tastamam…

Rakibin etkisiz/güçsüz oluşu GMG Kastamonuspor’un bu başarısını azaltmaz.

GMG Kastamonuspor ara transferde giden/gidecek as futbolcularından eksik “yeni sürüm” kadrosu ile sahaya çıktı, puan almaktan çok “ispat” mücadelesi ruhunda oynadı serdengeçtiler, al-kara formanın hakkını verdiler…

Sorumluluk, gençleri olgunlaştırdığı gibi futbol kalitelerini de artırdı, “tanıyamadım”.

Rakibin genç oyunculardan oluşan kadrosu maçın adeta “PAF” takımlarının müsabakasına sahne olacağını düşündürürken, ilk yarıda zaman zaman futbolun ötesinde “kavga gürültü” gırla gitti, hakem yönetiminin “su kaynatması” ile tadı kaçtı iyiden iyiye oyunun kimi zaman…

Orta saha parselasyonunun iki takımca da kıymet bulmadığı ilk yarıda oyun ceza alanlarının önünde oynandı, GMG Kastamonuspor’un Alptekin Çaylı’nın ayağından bulduğu “jenerik” golü haricindeki “3” gol girişimine, “2” gol” girişimi ile cevap verdi Altay.

İkinci 45 dakikada rakibini tamamen sahadan sildi GMG Kastamonuspor, dakikalar “56, 65, 69” ibresinin üstündeyken gelen 3 golün 3’ü de genç ayaklardan çıkan “usta” işiydi, “vuruş” ve “sürüş” dersi…

Averaj yapması da diğer bir avantaj olarak hanesine yazıldı şüphesiz.

Ezcümle…

GMG Kastamonuspor dünya yüzündeki Kastamonuluların elde kalan son “aidiyet-mensup-flama” kurumu/değeri/mevzii, kulübün “yalnız” bırakılmasının geçer tarafı yok hiçbir şekilde, kendimize gelelim bir an önce “camia” olarak.