Türk Kadınlar Konseyi Derneği Kastamonu Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fatma Zehra Savi, bu kez Pakistan’daki üniversite öğrencilerine seslendi. Pakistan Shah Abdul Latif Üniversitesinin düzenlediği Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri için, Amerika’dan online olarak katılan Prof. Dr. Savi’nin,

“Cumhuriyet, Sarsılmaz Kardeşlik ve Kadınların Kurucu Ruhu” ana başlıklı bir konuşması şu sözlerle başlıyor:
“Saygıdeğer Rektörüm, ilim ve irfan yolunun kıymetli mensupları, geleceğimizin teminatı sevgili öğrenciler ve kalbimiz Pakistan'dan gelen aziz kardeşlerim, değerli dostlarım.
Bugün burada, takvim yapraklarından birini daha işaretlemek için toplanmadık. Biz bugün bir tarihin değil, bir ruhun doğuşunu kutlamak için buradayız.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yıldönümü, yalnızca bir devletin kuruluş günü değildir; o, bir imparatorluğun enkazı altında umudun tükendiği, vatan toprağının işgal edildiği bir anda, kendi kaderine el koyan bir halkın, küllerinden yeniden doğuşunun ebedi anıtıdır.
Bu "anıt" sadece taştan ve topraktan değil, her şeyden önce sarsılmaz bir iradeden, bilim ve akıldan ve tam bağımsızlık sevdasından inşa edilmiştir.
Ve bu ışığı, kalpleri bizimle aynı ahenkte atan Pakistanlı kardeşlerimizle paylaşmak, bu anmayı gerçek bir şölene dönüştürüyor.
Çünkü Türkiye ve Pakistan, haritada iki ayrı millet gibi görünse de, aslında aynı vicdanın rehberliğinde ilerleyen iki yürektir. Bizler, tarihin en zorlu yollarında yan yana yürümüş iki milletiz. Adalet kılıcını birlikte keskinleştirmiş, onur sancağını birlikte yükseltmişiz.”

Prof. Dr. Savi’nin, slaytlarlarla desteklediği konuşması; “Bir Ruhun Doğuşu: Cumhuriyetin Evrensel Işığı”, “Medeniyetin Temeli: Cumhuriyet Devrimi ve Kadınların Yükselişi”, “İki Devlet, Tek Yürek: Pak-Türk Kardeşliğinin Kutsal Mirası”, “Geleceğin Mimarları: Kadınların Sessiz ve Sarsılmaz Gücü”, “Aynı Gökyüzü Altında Ortak Gelecek” bölümlerinden oluşuyor.
TKKD Kastamonu Şube kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Fatma Zehra Savi, Pakistanlı öğrencilere Cumhuriyet’i anlatırken, Cumhuriyet’in kadın ruhuna da vurgu yapıyor. Cumhuriyet’in kadın öncülerinden söz ederken, şöyle diyor:
“Kurtuluş Savaşı'nda cephede bir onbaşı olan Halide Edip Adıvar, Cumhuriyetin ilanıyla bir romancı ve entelektüel olarak ulusun hafızasını inşa etti.
Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, gökyüzünü fethetti.
Atatürk'ün manevi kızı, tarihçi Afet İnan, Türk Tarih Tezi'nin mimarlarından oldu.
Türkiye'nin ilk kadın mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman, köprüler inşa etti.
Ve en önemlisi, meclise giren ilk 18 kadın milletvekilinden biri olan Satı Kadın; o, bir çiftçiydi. Bu, devrimin sadece elitlere değil, Anadolu'nun kalbine de ulaştığının kanıtıydı. Onlar artık korunması gereken pasif figürler değil, ilerlemenin itici gücü haline geldiler.

Değerli dostlar, Türkiye ile Pakistan arasındaki bağ, siyasetçilerin imzaladığı anlaşmalarla değil, analarımızın dualarıyla, dedelerimizin gözyaşlarıyla dövülmüştür. Bu, kan ve vefa ile mühürlenmiş bir kardeşliktir. Kardeşlik, söylenen bir söz değil; zorlukta sınanmış bir yemindir. Ve kadın, denklemin bir parçası değil; denklemin kurucusunun ta kendisidir.”
