6 Şubat "asrın felaketi" depremini üzerinden çok geçmeden unuttuk, hasar altındaki şehirleri dahi söylemeye dilim varmıyor ama unuttuk, unutmamayı unuttuk...
Ta ki İstanbul yeniden sallanana kadar.
Bilinç geri geldi ansızın...
Sahi Türkiye'nin deprem gerçeği vardı!
Postacının kapıyı çalması ve tebligatı getirmesi lazım besbelli uyanmamız için kör uykudan...
Alarm cihazlarını kapatıyoruz çünkü.
İstanbul depremi demek Türkiye depremi demek...
Anadolu'daki her hanenin bir parçası orada nitekim.
Ana, baba, evlat...
Kastamonu da İstanbul'da yaşıyor.
Deprem ile birlikte Kastamonulu üniversite öğrencilerinin baba ocaklarına dönüş için yola düştüklerini kendi yakınlarımdan biliyorum...
İstanbul'da kelebek kanat vursa Kastamonu'dan ses veriyor.
İstanbul'da depreme karşı hazırlıklı olmak devletin sorumluluğu...
Meslek odaları ve sivil toplum örgütleri de bu konunun destekçisi ve takipçisi olmakla mükellef.
İstanbul'un başlıca sorunu "deprem"...
Dolayısıyla Türkiye'nin de başat meselesi "deprem".
Bilinç odağının ilk sırasında olmak zorunda...
Milletçe unutup unutup hatırlatılmakla bu büyük hendeği aşamayız.
(Aslında Marmara Bölgesi ve İstanbul'a ilişkin deprem alarmı çok değil 4 Aralık 2023'te çalmıştı en son...
Marmara Denizi Gemlik Körfezi'ndeki 5.1 büyüklüklüğundeki deprem havaliyi İstanbul ve İzmir'e kadar etkilemişti.
Önceki gün bir dirhem daha üstüne koydu...
Hayr'olsun.
O tarihteki yazımda "Doğa kıskançtır, en ufak unutulmaya, ikinci plana atılmaya gelemez... Fena hatırlatır kendini" demişim...
Hatırlattı işte.
O günkü yazımı "Çok şükür bu kez kazasız belasız atlatıldı... Devamı meçhul" şeklinde bitirmişim...
Doğa bir kredi daha açtı besbelli.
Belki de son uyarı bu...
Yaklaşıyor yaklaşmakta olan kim bilir?
İstanbul'da yerel yönetimin öncelik sırasını ve odak noktalarını gözden geçirmesi elzem...
"Deprem" demeden söze başlamak dahi affedilecek hal değil.
İstanbul idarecileri tüm Türkiye'den mesul...
Anadolu, İstanbul'da yaşıyor çünkü.)
Not: E Kastamonu da deprem riski altında...
Arşivdeki yazılarıma bakmaya gayret ettim biraz, ne kadar "deprem" yazısı yazmışım inanamadım, kimisi başka şehirlerdeki kimisi ilimizi yoklayan depremlerin ardından.
"Kastamonu Deprem Master Planı" yok demişim misal 2020'de...
Nerden estiyse?
Ardından "İRAP" dilime dolanmış...
"Kastamonu İl Afet Risk Azaltma Planı".
2021'de tedavüle girdi İRAP...
İlimizin deprem yanı sıra cemicümle afet risklerini mercek altına alan, mülki idare ve yerel yönetim kurum ve kuruluşlarına sorumluluk ve görev pay eden, yürünen merhalenin periyodik toplantılarla ele alındığı "platform" bir nevi.
2023 yılı sonunda yazdığım yazıda uyarıda bulunmuşum...
"Periyodik toplantılar olmuyor değil oluyor İRAP gündemli...
Yoklama yapılır mı, hesap sorulur mu, sorumluluklarını yerine getirene mükafat verilmez de es geçene ceza kesilir mi? Allah'a emanet mi? Olur mu olur?".
İRAP önemli...
Kastamonu'yu tüm afet riskleri ile ele alıyor.
Kamuoyu dikkatinden kaçmamalı...
Özellikle meslek odaları ve sivil toplum örgütleri sürecin takipçisi ve hatta katılımcısı olmakla sorumlular.
Not 2: Kastamonu şehrinde depreme dayanıksız yapı varlığını konusunda kötümser olmamak elde değil...
Yıllara sari yapılaşma "Çayboyu" surlarının ardında adeta depreme dayanıksız olduğunu haykırıyor.
6 Şubat ertesinde çok yazdık...
Yerel yönetimin refleks alması yönünde kımıldaması gereğine dair.
Bir hareket oldu mu?...
Şehrin ana gündem maddesi halini hiç alabildi mi?
Siyasete nesne dahi olamadı...
Dile gelmedi.
Mahallelere "afetle mücadele odası" şeklinde içinde deprem anında kullanılabilecek aletlerin yer aldığı depoların konulması gibi önerilerde de bulunmuştuk...
Muhtarlar dahi ilgi göstermedi.
Afetle mücadele sadece devletten beklenecek bir eylem alanı değil...
Kolektif halk inisiyatifi çerçevesinde olmazsa ancak topal ördek olur.