“Kent kimliği” kavramı günümüzde eğilip büküle büküle “marka kent” uydurmasıyla ifade edilir oldu, kenti kadim özelliklerinden arındırıp “iki büklüm” etmekle vazifeli “ortak” bir zihniyet bu, kapitalizmin kentleri kendi meşrebine uydurup “tektipleştirme” tezahürü...
Az sayıda aklıselim haricinde cemi cümle toplumsal aktörün yelkenlerini bilinçli yahut bilinçsiz teslim ettikleri rüzgar bu.
Kadim Kastamonu da elbet bu bilinç tutulması fırtınasından azade değil…
“Marka, çağdaş, modern, gelişme…” misali bir yığın “tek torna” edebiyatının nesnesi ola ola kimliğinin özünü kaybetmeyi sürüyor.
Somut ve soyut mirasını sele verirken…
Adeta “kendinden geçmişcesine” kah yeni rollere soyunuyor kah tiyatro sahnesini envai tadilat ile neye benzeteceğini şaşırıyor.

Ezberden konuşanlar diyarı Kastamonu… Esip gürleyenler mekanı.
Oysa “farklı olabilmenin ve kalabilmenin” kıymetine bir vakıf olunabilse…
“Somut koşulların somut tahlili” bir yapılabilse.
(Mevzu, İzmir'in Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kurulan “Yaşlı Dostu Şehirler ve Topluluklar Küresel Ağı” üyesi olmasından çıktı, “model” olmasa bile en azından emsal olur mu Kastamonu'ya umuduyla…
Kastamonu'nun hiç (b)öyle hasletleri olmadı, olduğu yok, olacağı da mı yok?
Bakmayın siz Kastamonu'nun “ileri yaşlılar” mekanı olduğuna dair dönen plağa…
İcraatta ne mülki ne de yerel yönetimler oralı/buralı.

“İzmir” örneği kıymetli bir rehber…
Kastamonu'da kim okur “İzmir deneyimini” o da ayrı dava.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “İleri Yaş Eylem Planı” keşke Kastamonu'ya ilham olabilse…
İster mülki ister yerel yönetimleri aynı emekle yola düşebilse.
Olmayacak dua mı?... “Amin” diyelim biz yine de.
“İzmir İleri Yaş Eylem Planı” önsözündeki başlangıç cümleleri dahi Kastamonu'yu hareketlendirmeye yetmeli…
“Son 50 yıl içerisinde Türkiye nüfusundaki değişimi incelediğimizde, toplam nüfus 3 kat artmasına rağmen yaşlı nüfus neredeyse 10 kat artış göstermiştir. TÜİK tarafından gerçekleştirilen nüfus projeksiyonları Türkiye’nin dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden biri haline geldiğini göstermektedir”...
Kastamonu’nun “genç dış göç” sorunu da formüle katıldığında hesap daha da katmerleniyor şüphesiz.
Kastamonu’nun çok daha hızlı ‘ileri yaş’ girdabına sürüklendiğine delalet yukarıdaki cümleler…
Çok daha acil eylem planlarına ihtiyacı var Kastamonu'nun.

İzmir durumdan vazife çıkarmış…
“Fakat toplamda en fazla olan yaşlı nüfusuna sahip şehir İzmir’dir. 2023 yılının sonu itibarıyla İzmir’de 4 milyon 479 bin 525 kişi yaşamaktadır. Bu orana göre İzmir’de 65 yaş ve üzerindeki nüfus 573 bin 856’ya ulaşmıştır. Dolayısıyla yaşlı nüfusa yönelik kamu politikalarının geliştirilmesi İzmir için daha da büyük bir önem arz etmektedir.”
Mesele, ilin tüm paydaşlarının iş birliğini hasıl kılabilmek, kısa ve uzun vadeli yaşlanma politikalarını hem kavramsal hem de özgün nitelikleri ile şehre/ile uygulanabilmek, bakım imkânlarından sağlık hizmetlerine erişime kadar sürdürülebilir bir hat oluşturabilmek…
Özellikle gelir uçurumunu ileri yaş hizmetlerinde belirleyici olmaktan çıkarabilmek.
Kamunun “asli görevlerinden ve sorumluluğu” sayabilmek… Meselenin özü bu.)
Not:17 Kasım 2022 tarihinde Kastamonu Gazetesi’nde “Yaşlı Dostu Olabilmek” başlıklı yazımda taa “7” yıl önceyi hatırlatmıştım aynı mevzuya dair…
Aynı yazıyı koz tutup 10 yıl önceyi hatırlatmış olayım bugün de.
10 yıl öncesine gidildiğinde…
Günümüzden hiç de farklı olmadığını görüyoruz.

Değişime fren “Kastamonu”... Milim yerinden oynamayan irade.
“29 Kasım 2015 tarihli bu köşede yazmışım… ‘Yaşlı Dostu Kent’.
İlimizin yaşlı nüfus oranına dikkat çektiğim yazıda ‘geleceğe ilişkin neler yapılabilir’ minvalinde satırlar işte…
Yayınladığı günün akşamına solan kelime katarı.
‘Vilayetimizin içten içe yaşadığı 65 yaş üstü sendromu ile ilgili rastlayabildiğim tek derli toplu çalışma Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından yapılan TR82 Bölgesi Kırsal Alanda
Yaşlılık Analizi Raporu’ dedikten sonra birkaç satırın altını çizmişim…
‘Yaşlı nüfusun yoğun olduğu TR82 Bölgesi’nin yapılacak faaliyet ve kurulacak yeni kurumlarla kaliteli yaşlanma merkezi haline getirilmesi… Yaşlılık oranı en yüksek olan bölge olarak TR82 Bölgesi’nin Geriatri ve Yaşlılık alanında çalışan araştırma hastanelerinin ve ilgili birimlerinin olduğu bir merkez haline getirilmesi… Ulusal alanda yaşlılıkla ilgili çalışmalar, faaliyetler ve projelerde TR82 Bölgesi’nin pilot bölge olması.’
Yetmeyeceğine kanaat getirmiş olacağım ki…
‘Ayrıyeten, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılında yayımlanan Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı Uygulama Programı da mevzu hakkında bilgi edinmek için başvurulabilecek ayrı bir kaynak durumunda… Bu raporda ise Yaşlı Dostu Kent kavramı öne çıkıyor” ilavesinde bulunmuşum.
7 yıl geçmiş aradan… Değişen ne?”