Meşakkatli tarihsel sürecin nihayetinde insan emeğinin günümüze ulaştırdığı geleneksel tarım ve gıda ürünlerinin "kimliğini/kökenini" kayda alan, benzerlerinden ayıran ve korunmasını sağlayan "üst" kat "Avrupa Birliği (AB) Cografi İşaret Sistemi" öyle görünüyor ki...
Mevzunun resmen ve fiilen "otorite" makamı.

Ülkemizde yakın süreçte başlayan illerin "ha babam" yörelerindeki çaya çorbaya coğrafik işaret tescili alma seferberliğinde rüzgar dindi gibi...
Yarışa dönen "tescilleme" koşusunda sona gelindi mi ne?

Merak ettiğim, ülkemizdeki mevzuata ilişkin, iki binli yılların başındaki "katı" umdeler nasıl oldu da ilerleyen yıllarda "epeyce" esnedi?...
Kastamonu'da evvel vakit yapılan toplantılara bizatihi kulak verdiğim ve "kös kös" çıktığımız için bu merakın esiriyim doğrusu.

"Coğrafi İşaret Tescili" elbette "yerel kimlik" namına "gerekli" bir emek...
"Yeterli" değil ama.

"Gerek" ve "yeter" şartlar harman olmadıkça, her iki başlığın altı "sürdürülür" koşu ile doldurulmadıkça, mevzuatın ötesinde "memleket meselesi" yapılmadıkça...
"Hedefe varmak" şöyle dursun, olsa olsa ışıkları seçilir uzaktan, "teğet" geçilir.

("Avrupa Birliği (AB) Coğrafik İşaret Sistemi" havalisinden sevindirici bir havadis geldi önceki gün ülkemize...
"İpsala Pirinci" ve "Bursa Kestane Şekeri" listeye alındı.

Mustafa Afacan Köşe-48

Böylece ülkemizden "AB" listesine giren ürün sayısı "42" oldu...
Anadolu uygarlığının ne kadar eşsiz olduğunun nişanesidir bu tescil zenginliği.

Gerek tarımsal hammadde gerekse mutfaktaki ustalık ve sürekliliğin eseridir...
Maziden atiye kimliğin kök sürümüdür.

AB listesine yeni eklenen ürünler "pirinç" ve "kestane mamülü" olunca ister istemez sevincin ötesinde "örnek" de teşkil ediyor Kastamonu diyarına...
Kastamonu'da farklı yerel kimlikleri ile her iki ürün gamı da üretiliyor ve Türkiye coğrafik işaret sisteminde "tescilli" üstüne üstlük.

Neydi onlar?...
"Tosya Sarıkılçık Pirinci" ve "İnebolu Kuzu Kestanesi".

Her iki Kastamonu ürünü ile Edirne ve Bursa'nın söz konusu birer ürünleri mukayase edildiğinde, Kastamonu aleyhine makas aralığının açık olduğu aşikar, üstelik bu handikabın farkında olmayan bir özne söz konusu...
Kastamonu (özne) hem Tosya Sarıkılçık Pirinci'nin nesil kaybı riskinden bihaber hem de İnebolu Kuzu Kestanesi'ni "mamülleştirmekten".

Dertten bigane Kastamonu...
Vurdumduymaz.)

(İpsala Pirinci'nin "AB" listesine girmesi haberi doğal olarak Edirne ve İpsala'da büyük sevinç yarattı...
"İpsala pirinci dünyada bir inci" sloganı tutmuş.

İpsala mülki idaresi açıklama yaptı...
"İpsala pirincinin başarısı uluslararası düzeye taşınmış oldu. Bu kapsamda hem üretimi hem de tanıtımı artırarak çalışmaları hızlandıracağız. Tescil sürecine emek veren tüm kurum ve paydaşlara teşekkür ediyoruz, tescil bölgenin tarımsal katma değerine de önemli katkılar sunacak."

Benzer "teşvik" açıklamaları muhakkak ki Bursa cephesinde de vardır...
Bursa "kent kimliği" ve "ekonomisi" adına yeni bir koridor şüphesiz.

Kastamonu'nun "Tosya Sarıkılçık Pirinci" üretimini artırma hatta "koruma" konusunda "yeterli" alaka ve emek içinde olup olmadığı tartışma götürmez bir vakıa...
"Olumsuz/negatif kanaat" elbette ortada tüm gerçekliği ile duran hal.

İpsalılar İpsala Pirinci'ni "kalkınma aracı" olarak görürken ve ihtimamın asıl gerekçesini bu durum belirlerken, ki aynı gerekçe Bursa için de geçerli olsa gerek, Kastamonu ise bu görüş açısının tamamıyla haricinde bir pozisyonda...
Pirinç ve kestane bir "kalkınma aracı" olarak görülmüyor Kastamonu'da.

Pirinç ekim alanlarını düşmesine mi yanmalı Kastamonu'da yoksa daha vahim olarak mevcut itibarıyla ekim kültüründe "Sarıkılçık" türünden uzaklaşılmasına mı?...
Kastamonu'nun ülke dahilindeki coğrafik işaret tescilli ürününü koruyup kollamaktan bigane iken elbette "AB" yollarına düsmesini beklemek safdillik olur.)

(Türkiye'nin "AB" coğrafik işaret sisteminde tescilli "42" ürünü var...
Bu ürünlerden biri de "Taşköprü Sarımsağı".

Gurur...
Şükür.

Ülkemizin farklı coğrafyalarındaki ulusal coğrafik işaret tescilli tarım ve gıda demirbaşlarından "AB" sürecine dahil olacak adaylar için çalışma sürüyor...
"Avrupa Şampiyonlar Ligi" ne de olsa orası.

Kastamonu'nun "ikinci" ve hatta "üç, dört" arzu ve hedefi var mıdır?...
Kimbilir!

Şurası kesin ki...
Kastamonu iki elin parmaklarını aşacak çoklukta "AB" kadrosu çıkarabilecek tarihsel emek birikimine sahip.

Kim dertlenir?...
Kim "gerek" ve "yeter" şartlar için vazifelenir, "memleket aşkı" ile yanar, sorumluluğunu yetine getirir?

Zor...
Farkına varan dahi zor.)