“Düşünen Spor Dergisi” Socrates’teki 1 Temmuz 2015 tarihli Emir Güney’in yazısında rastladım “İnanmış bir taraftarın önünde hiçbir engel duramaz” cümlesine, her birini bildiğim dağınık kelimeleri toplamış cümle, taraftar aleminde raconsa budur racon…
Taraftarın eğmeye bükmeye, vurdumduymazlığa, nemelazımcı olmaya zinhar hakkı yoktur; “seyirci” kompartımanında ikamet etmiyorsa elbette.
Futbolun beşiği İngiltere’den örnekle başlıyor ve devam ediyor yazı, nihayetinde de lafı Türkiye’ye getiriyor, gerçi iki ülkenin futbolda geçirdiği “endüstrileşme” süreçleri birbirinden farklı, ülkemizi henüz “feodal” düzeyde görsek yanlış mı olur İngiliz “kapitalist” futbol evrenine göre…
E devrimin illa kapitalizmin son raddesindeki ülkeden gelmeyeceğini Ruslar göstermedi mi?
Brian Lomax isimli çocuğun hikayesi ile başlıyor yazı, sene 1959, Lomax taraftarı olduğu Altrincham FC’nin mağlubiyet serisini 22 maça çıkarması ve yönetim kurulunun kulübü ligden çekme düşüncesi üzerine yazdığı 6 sayfalık mektubu yerel gazeteye gönderir, gazetedeki yayımın üzerine yönetime güçlü iş insanları girer ve kulübün borçları silinir bu sayede, Altrincham FC ivme kazanarak Kuzey Bölgesi Premier Ligi’ne kadar çıkar…
Mevzunun odağı sportif başarıdan çok inanmış bir taraftarın önünde hiçbir engelin duramayacağıdır.
“Taraftar etkisi kanunu” olsa gerek bu…
Yoğun halde “sosyoloji/kimya/psikoloji” içerir.
“Northampton Town” ve “Swansea City” deneyimleri ile sürüyor yazı...
Taraftarların “Godot’yu” beklemeden harekete geçmeleri, statik halden dinamizme evrilmeleri, eylemsizliklerini silmeleri.
İngiltere kuzeyinden Türkiye kuzeyine gelelim…
“GMG Kastamonuspor”.
Kastamonu’nun “futboldan evvel” kıymetindeki spor kulübü…
İfade ettiği toplumsal değerler ile “şehir” hüviyetinin alametifarikası, tam da sosyal bilimlerce izahı edilebilecek bir “kahraman”, yekun Kastamonulu yurttaşları altında toplaya(bile)n “çatı”.
Kastamonuludan beklenen “seyirci” olmaktan çıkarak “taraf” olması...
Elin İngiliz’inden neyimiz eksik?
