Veliye Martı Cide Belediyesi’nin basımını yaptığı “Sarı Yazma- Çengelköy’den Cide’ye” kitapçığını getirdiğinde ilk başta anlamadım derinliğini mevzunun, “teşekkür ettim” aldım, sayfalarını karıştırmaya başladığımda ayırdına vardım ki “Sarı Yazma” sadece “Sarı Yazma” değilmiş meğer…

Fotoğrafının bütünü, Cide’nin belleği Recai Yılmaz’ın ifadesiyle genişlik kazanıyor, “Sarı Yazma çok şeydir Cide’de; başörtüsüdür, halkoyunudur, türküdür, manidir, geleneksel kadın kıyafeti bütünüdür ve Rıfat Ilgaz’ın otobiyografik romanıdır.”
İstanbul Kumkapı’daki Ermeni ustaların ürettiği, Rum tüccarların Cide’ye getirdiği, Türk esnafların sattığı Sarı Yazma…
Hikayenin 20’nci asır başına uzanan hikayesi aşağı yukarı bu.
Yarım asır kadar önce Ermeni ustaların atölyeden çekilmeleriyle birlikte Tokat’a uzanan imalat…
İstanbul’da “kâğıt içi yazma” ustası Cide Başköylü Mehmet Genç’in 1976 yılında direksiyona geçmesiyle Sarı Yazma imalatının “yerelleşmesi” Cide’de.
Recai Yılmaz Kastamonu Gazetesi’nde yayımlanan yazısında (https://www.kastamonugazetesi.com.tr/category/yazarlar/recai-yilmaz/) “Sarı yazmanın kullanımı konusunda 1996–97 yıllarında Cide merkez, merkez çevresindeki köyler, Güren Bölgesi ve Loç Bölgesi köylerindeki yetmiş yaşın üzerindeki kadınlara, geçmişte başörtüsü olarak ne kullandıklarını sorduk. Tamamından aldığımız yanıt, sarı yazma oldu. Hatta sarı yazma dışında yazma ve örtme bilmediklerini söylediler” diyor…
Cide’nin “Sarı Yazma” ile bütünleşmesinin ifadesi bu satırlar.

Sarı Yazma’nın son fedailerinden biri “Veliye Martı”…
Kastamonu kültür hayatının son yıllarında alçakgönüllü edası ama kahramanca emeği ile sürekli yer bulan bir usta.
Cide Belediyesi’nin bastığı “Sarı Yazma- Çengelköy’den Cide’ye” kitapçığı yanı sıra dün başlayan 30. Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’ndeki Sarı Yazma’ya dair vefa etkinliklerinde de pay sahibi Veliye Martı…
El verdiği ustaları ile birlikte.
“İstanbul Çengölköy’den yola çıktığında adı Nadide’ydi; yolu Kastamonu Cide’de tamamlandığında ona Sarı Yazma adını verdiler. Cide’nin Sarı Yazma’sı oldu” diyor Veliye Martı ve devam ediyor “Önce kadınlar benimsedi Sarı Yazma’yı; onu başlarında taşıdılar, ticaretin vazgeçilmezi haline geldi. Sonra hakkında türküler yakıldı, maniler söylendi, şiirler yazıldı, kitapların konusu oldu Sarı Yazma”…
Ve hissiyatın Sarı Yazma’dan taşmasına dair satırlar “Cide delikanlısının ruhunu anlamak Cide’nin yazarı Rıfat Ilgaz’a düştü: ‘Sevgilisinin Sarı Yazma’sı kadar, memleketinin orman yeşiline, deniz mavisine de düşkün, Cide delikanlısı.”

Sözü Recai Yılmaz’ın cümlesi ile bitirelim…
“Artık ahşap kalıplarla basılan yazmamız yok. Sarı yazmamızı halen Tokat yapıyor. Üstüne basarak bir daha söyleyeyim: Cide’nin (!) sarı yazmasını Tokat yapıyor.”
(Cide Belediyesi bastığı kitapçık ile yerel mirasın korunmasına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik anlamlı ve örnek bir emeğe imza attı…
Bu zamanda zor böylesi hassasiyete sahip belediyeye rastlamak.)
Not 1: Lavantanın kendinden çok turizminin gelir getirdiği ifade ediliyor…
Turistlerin ödedikleri “fotoğraf çekme bedeli” katlıyor tohumunu da yağını da balını da.
“Lavanta turizmi”…
Birçok ilin peşinde olduğu gelir treni.
Misal…
Konya/Karatay.

Karatay’daki lavanta bahçelerinin bu yıl 500 bin turist çekeceği iddia ediliyor belediyesi tarafından…
Kastamonu’nun yılda aldığı cümle turist sayısı kadar.
Geçtiğimiz günlerde lavanta festivali düzenledi Karatay Belediyesi…
Doldu taştı haliyle.
Lavanta bahçelerinin bitişiğinde bir de “Mevlana Gül Parkı” var…
190 farklı gül çeşidi üretiliyor.
Ne üretiyorsun Kastamonu?...
Neyin var?
Not 2: YÖK web sitesinde önceki gün yayımlanan “Türk Yükseköğretiminde Bilimsel Doküman Üretiminde Artış Devam Ediyor” başlıklı haber metninden bir paragraf…
“Türkiye’de ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış öğretim üyesi başına düşen yayın sayısının en yüksek olduğu üniversiteler arasında birinci sırayı 0,94 ile Tarsus Üniversitesi alırken, ikinciliği 0,77 ile Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi, üçüncülüğü ise 0,72 ile Bitlis Eren Üniversitesi aldı. 0,7 ile Bayburt Üniversitesi dördüncü, 0,637 ile Erzurum Teknik Üniversitesi beşinci, 0,633 ile Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi altıncı, 0,6 ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi yedinci, 0,59 ile Samsun Üniversitesi sekizinci, 0,588 ile Çankırı Karatekin Üniversitesi dokuzuncu ve 0,582 ile Gümüşhane Üniversitesi onuncu sırada yer aldı.”
Türk yükseköğretiminin adeta birinci hedefi “hakemli dergilerde yayın sayısını artırmak”…
Kastamonu Üniversitesi de bu yolun yolcusu.
“Yayın olsun da…”…
Ne derece doğru bir istikamet tartışılır.
YÖK’ün yaptığı sıralamada Kastamonu Üniversitesi’nin akranı üniversiteler ilk 10’da…
Kastamonu Üniversitesi 11’inci mi!