Şehrimizin son çeyrek yüzyılındaki belediye meclislerini zihnimin elverdiği ölçüde biliyorum, hiç abartısız söyleyeyim, “göğüs kabartan” bir belediye meclisine rastlamış değiliz…

Elleri “indir, kaldır”.

Dut yemiş bülbüller…

Dilleri var şakımaları yok.

Görev süresi bitmekte olanı da…

Vur öncekilere.

Yenisi başlayacak Nisan ile birlikte…

“Mevla ne eylerse güzel eyler” temennisi dışında elde avuçta bir dayanağımız yok.

“Son çeyrek yüzyıl”…

Az zaman dilimi değil.

Eli ekmek tutmuş delikanlı çağına tekabül ediyor…

Hiç mi biri öbüründen bir adım önde tamamlayamaz şehri savunma koşusunu.

Son çeyrek yüzyılda “liyakat madalyası” takılacak belediye meclis üyelerini saysam…

İki elin parmaklarını bulur veya bulmaz.

Onlar da yalnız kaldılar…

Dışlandılar hatta.

Hukuk karşısına çıkanlar oldu imzalarından dolayı…

Dava süreçlerini takip ettiğim için biliyorum.

“Yeşil alan” vesaire…

Yüz “yeşillendirici” konular.

Mevcut belediye meclisinin hemen her toplantısını ya canlı ya da sosyal medya üzerinden izledim…

Kimi toplantı “göz açıp kapayana kadar” bitti gitti.

“Havadan sudan” mevzular haricinde…

Belediye meclis üyeleri ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmaya imtina ettiler.

Hatta…

En dramatik sorunların yaşandığı günlerde en komik cümleleri edenler oldu.

Bir ara kafayı turistik geziye bile taktılar…

“Başkan bizi tatile götür.”

Şaka yollu…

“İmzalamayız gündemi” vesaire.

“Grup kararı” diye bir “antidemokrasi” var…

Üyelerin perakende söz hakkını kısıtlıyor, motivasyon bozucu, olacak belediye meclis üyesini de daha fidanken kurutuyor.

Parti ne derse…

Belediye meclisi üyesi aynısı söyleyecek.

Karagöz Hacivat mı bu?..

Belediye meclis üyesinin ipleri partinin elinde olsun. 

Gerçi “isyankar” belediye meclis üyeleri vardı bu dönem…

Belediye başkanının yeniden aday gösterilmemesinde partisinin isyankar belediye meclis üyelerin bir nebze de olsa payları var, ateşe odun taşıdılar, keşke hastane mevzusunda gösterdikleri direnci başka konularda gösterebilselerdi.

İlk olsa gerek…

Yerel iktidarın belediye başkanı ile kendi partisinin belediye meclis üyelerinin ters düşmesi.

Muhalefet cephesinde…

Bir “Sibel Karakaş” tanırım.

Tek başına aslanlar gibi muhalefet yaptı…

Mikrofonunun sesinin kapatılmasına aldırmadı bağırdı doğru bildiklerini.

Tarihe geçti…

“Belediye meclis üyesi böyle olur” dedirtti.

Partisi yeni dönem için belediye meclis adayı yapmadı…

Belki de kendisi istemedi.

Şurası bir gerçek ki…

Doğru söyleyen evvela kendi partisinde sevilmez.

Bazı belediye meclis üyeleri toplantıları epeyce pas geçti…

“Mazeretli” denilmesi yetiyor.

Belediye meclisinin akademik düzeyine bakıyorsun bir tomar üniversite diploması çeşitli alanlara dair…

Ne kattınız Kastamonu’ya?

Halkın taleplerine bigane kalmanın berisinde…

Kendi düşünceleriniz ile halka hangi yolu açtınız?

Bir zaman sonra ya “angarya” oluyor…

Ya da “iş” değil mi?

Suçlamıyorum…

Böyle geldi.