Kastamonu’nun “siyez” harici atalık buğdaylardan yoksun olması içimde yara idi, “monokültür” haline evrilmiş Kastamonu tarlalarına yana yıkıla kederlenmeyelim mi, “modern” buğday tohumlarının istilasına karşı durmayalım mı?...
Bir umudumuz ambarların kör köşelerinde gözden düşmüş çuvallardadır.
Kim durdura?...
Kim gideni geri çevire?

İzbeli Çiftliği ambarından çıktı “akbaşak”…
Tedavülden kalkmış bir atalık buğday türü.
Serdar İzbeli’den emanet aldığı akbaşak buğdayını Soner Tekkeşin Göl köyde ekti geçtiğimiz yıl…
İnsan boyu başak verdi.

Üstelik geçtiğimiz yılın kurağında ha…
Susuz tarımla.
Dönümde 400 kilogram tane verdi ki olumsuz koşulların yaşandığı bir sezonda son derece makul…
Balyası da güçlü çıktı.

“Kılçıklı” olması domuz istilasına set…
Bu da ayrı bir avantajı.
Unu kıymetli…
Tarih öncesinin lezzeti.
Geri döndürebilmek ata tohumlarımızı…
Bu da bir istiklal ve istikbal savaşı.
Not: Her ilde üniversite kurulmasının ana gayelerinden biri de “bölgesel” kalkınma alanında “ana aktör olmaları” beklentisidir, elbette öncelikli görev olarak “bilim üretmek” ile mükellef (olması gereken) üniversiteyi bu küresel makamından “bölge” hatta “il” sınırları içine çekmek pek insaflı değil, ancak “yerel” sorumluluklar da göz ardı edilesi değil…
Memleket katkı bekler.
Aslında “iradi” olmasa da kendiliğinden de üniversitenin etkisi yöresine yayılıyor…
Elbette bu etki “istihdam” ve üniversitelilerin tüketiminden mütevellit “ekonomi” kalemlerini kapsamıyor.
Hatta doğrudan doğruya “üniversite-sanayi” bağlamının da öncesinde ve ötesinde toplumsal hayatın pek çok enstrümanını aynı orkestrada uyumla bir araya getirebilen ve dinleyiciyi de aktif kılan bir “ekosistem” hedefleniyor yahut diğer bir ifadeyle isteniyor olsa gerek…
“Ekonomik kalkınma” yanı sıra “sosyal gelişme” cüzünü göz ardı etmemek lazım.
Üniversitelerin “bölgesel ekonomi” ve “sosyal gelişme” kulvarlarında beklenen etkisi “üçüncü rol” olarak tanımlanıyor günümüzde…
Üniversiteden beklenen sunduğu bilginin, deneyim ve uzmanlıklarının toplumla karşılıklı yararlılığa dayalı olarak araştırılması, uygulanması ve paylaşılması.
Bu açıdan ve zeminden bakıldığında karşımızda “devasa” bir “üniversite kavramı” yükseliyor…
Toplumun ve devletin bu beklentisinin ne kadarına üniversitelerin meyyal oldukları da ayrı mevzu.

(2016’lı yıllara uzanıyor sanırım temeli…
“Yükseköğretimde Yeni YÖK Projeleri” devreye alındı.
“Yükseköğretimde İhtisaslaşma ve Misyon Farklılaşması Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler” başlığı altında ülkemizdeki kimi üniversiteler kuruldukları yörenin yerel kimliğine uygun olarak “ihtisas” alanlarında “görevlendirildiler”…
Kastamonu Üniversitesi de bu kervana “Ormancılık ve Tabiat Turizmi” ihtisaslaşma alanı ile dahil oldu.
2020 yılı itibarıyla…
Kastamonu Üniversitesi’nin “ihtisas” kulvarında hayata geçirdiği proje sayısı “8” idi.
Kestaneden defneye, ahşaptan turizme, ormandan balcılığa farklı alanlarda gerek fizibilite gerek saha çalışması…
2020-2025 arası dönemde elbette üzerine konulmuştur, nihayetinde koca 5 sene, çok daha fazla yol alınmış olsa gerek.
Üniversite tarafından açıklamalarda büyük yol alındığı beyan ediliyor edilmesine de…
Tabana ne oranda fayda yayılabildiği konusunda şüpheliyim.)
(Kastamonu Üniversitesi ile birlikte “ihtisas üniversitesi” ilan edilen akran üniversitelerin, YÖK’ün bir diğer sınıflaması olan ve ülkemizdeki en büyüklerin yer aldıkları “araştırma üniversiteleri” evrenine girmeye başladıklarını görüyoruz, “ihtisas üniversitesi” apoleti yanına bir de “araştırma üniversitesi” apoleti takmak büyük başarı…
Hele yeni kurulmuş Anadolu üniversitesi adına.

YÖK’ün “Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Toplantısı” Yıldız Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde geçtiğimiz hafta yapıldı…
Üniversiteler namına “süper lig”.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın toplantıda alınan kararlara dair açıklamalarından “Kastamonu” namına ders çıkarılacak bölümü YÖK bülteninden okuyalım…
“Özvar, iki yıllık dikkatli bir izleme sürecinin ardından yapılan değerlendirme sonucunda Araştırma Üniversiteleri Aday İzleme Programı’nda yer alan 6 üniversiteden Sakarya Üniversitesi’nin araştırma üniversiteleri ligine yükseldiğini bildirdi. Özvar, Sakarya Üniversitesini başarısından dolayı kutladı. Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İstinye Üniversitesi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, İstanbul Medipol Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi ilk kez ‘Aday Araştırma Üniversitesi’ olmaya hak kazandı. Akdeniz Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi ile birlikte izlemeye alınan toplam aday araştırma üniversitesi sayısı 10’a yükseldi.”
Süper Lig’deki gelişmeler bunlar…
Kastamonu Üniversitesi nerede?
Günlerden bir gün…
Kastamonu Üniversitesi de “aday” yahut “izlemeye alınan” üniversite olacak mı?)