Bu günlerde sosyal medyayı esir almış bir eylemden bahsetmek istiyorum. Malumunuz olduğu üzere soğan, patates ve sair sebzeler üzerinden yapılan bayatlamış ucuz siyaset anlayışı.

Ne hikmetse her seçim döneminde temcit pilavı gibi önümüzde bulduğumuz bu uygulamanın hal dili ile anlatmak istediği şudur; Düzenli, planlı, projeli, fideli bir siyaset ortaya koyamamış, hiçbir olumlu projeye imza atıp sorumluluk üstlenememiş siyasi anlayış vatandaşı tatmin edebilecek bir sunuma sahip olamamasından olacak ki elinin altındaki bu masum ürünler üzerinden siyasette bir rant elde edebilmenin derdine düşmüştür.  Halbuki sosyal medyada bir haklılık payı yakalamak isterken gof sözlerini de bu menüye dahil ederek komik bir konuma düştüklerinin farkında bile deyilerdir.

Kaynağı yaratana saygı ve şükür olan Anadolu kültürümüzde her nimetin nazarımızda ayrı bir yeri ve anlamı vardır dünyamızda. Bu yüzdendir ki yerde gördüğümüz bir küçük ekmek parçasını alır, temizler öper başımıza tutar layık olduğu yere koyarız. Bu anlayış bize ailemizden mirastır. Bu yüzdendir ki, mahsulü ekip diken ve ayağımıza kadar getiren tarım erbabına çokça saygı duyar teşekkür ederiz. Şahsım her pazara gidip alışveriş yaptığımda Allah sizden razı olsun, ekip dikip ayağımıza kadar getiriyorsunuz yoksa biz bu taş binalarda ne yiyecektik dediğimde üretici de aynı şekilde bize memnuniyetini ifade eder, oluşan pozitif enerjiden her ikimizde istifade ederiz.

Haliyle paramızın alım gücü ecnebinin parası yanında istenen değerde değil. O yüzden mahsulümüz sağanımızın, patatesimizin değeri ucuz. Avrupalı iki üç zengin veya para babaları stokçular bir araya gelip bizim tonlarca ürünümüzü satın alıp döktürüp veya stok ederek menfi emellerine ulaşmış olabilirler. Kendilerini bu cihette tatmin etmenin yanında iç piyasada olası fiyat artışları oluşturmak sureti ile iç piyasada dengeyi bozup mevcut siyaseti hayat pahalılığından acze düşürerek puanında suni bir düşüş yaşatarak bazı siyasi yapıların ekmeğine yağ sürmüş olduklarını zannederler.

Bu yüzdendir ki her seçim döneminde hep aynı filmi seyreder olduk. Burada ciddi olarak yaratana şükürsüzlük olması yanında üreticinin emeğine saygısızlık ve vicdansızlık vardır. Bu tür uygulamalardan rant elde etmek isteyen kim olursa olsun çok iyi takip edilmeli, gereken en ağır ceza vermeli bize de bir daha bu filmi seyrettirmemelidir.

Her kim bu densizliği yapıyorsa onların birazcık vicdanı varsa bunu yapamayacaklarına inanıyorum. Maalesef vicdansızlık o kadar büyüdü ki Matematikteki gerçek sayıların değer aralığı olan artı sonsuz ile eksi sonsuz aralığı kadar. Bu yüzden diyoruz ki, Vicdansızlığın sınırı yoktur. Kalın sağlıcakla.