Futbol oynanan cemi cümle coğrafyalarda kalmışsa eğer birkaç “sporsever” ki zor, elleri semaya açık münacat halindelerdir kesin, kağıttan kurulu imparatorlukların müstemlekesi olmaktan kurtulması için futbolun…
Debdebeden ari iklimi fiiliyata geçirecek özne(ler) elbette futbol denilen bu sihrin mündemicinde saklı yine.
Futbol topu dönüştürüldüğü adeta bir “ateş topu” yahut “savaş topu” misali yerle bir ederken “sınırsız ve bütün” coğrafyaya sahip futbol ülkesini…
Son gladyatör kalana kadar sürecek oyun milisleri ile ceberut “endüstri” ordusu arasındaki kavga.
Futbol “menkul değer” olmaktan çıkarılıp, toplumun bedenen ve zihnen gelişimine katkı verecek bir “amaç” haline getiril(e)medikçe, ancak ve ancak devrin mütegallibesi elinde “araç” görevine istihdam olur…
Mevcut hal devam ederse, futbolun öznesi (olması gereken) insan ancak “nesne” paritesinden işlem görmeye mahkum olur, en kazananlarının dahi sistemin birer kölesi olmaları (tutsaklıklarını) ne göze ne gönle görünür.
Toplumsal tedavüle girdiğinden beri sokulmadığı şekil kalmadı dense yeridir futbolun…
Ki, sınıflar arası örtülü savaş meydanlarından biri dahi oldu, böylesi şaşılacak bir “sosyolojik, psikolojik, felsefi” argüman olması bile “futbolun sadece futbol olmadığı” babayani sözünü bu alana dair edilecek cümlelerin ilk başına koymayı olmazsa olmaz kılıyor.
Aslolan şudur ki, futbolu “toplumsal paydalı” kılmanın kutsi görev emri, emir çizelgesinin demirbaşıdır ve her “toplumcu” yurttaş bu emir doğrultusunda “silahaltındadır”…
Müstafi olmanın yasak olduğu muhariptir.
(Kalplerdeki nur içinde ebedi yaşamını süren Osman Arolat’ın Merkez Bankası’nın Kastamonu’daki programı nedeniyle 22 Eylül 1914 günü Kastamonu’ya geldiği gün ilk kez tanıştım Ahmet Duman ile…
Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası başkanlık odasına vücut dilinden asla eksik etmediği mütevazi hal ile girdi kahramanımız.

Anlam veremeyişim kısa sürdü Dünya’nın duayen gazetecisi ile bir futbol adamının nasıl bir tanışıklığının olabildiğine…
Osman Arolat’ın büyük bir sevgi ile karşılık verişi karşısında idrake erdim ki “Ahmet Duman” futbolun kemaline ermiş bir dervişti.
“Ağabey-kardeş” denilebilecek ilişki Osman Arolat’ın Çanakkale Dardanelspor yönetimine uzanıyordu, Ahmet Duman takımın teknik direktörüydü o vakit, “adam gibi” yaptığı için mesleğini baki takdirine mazhardı Osman Arolat’ın…
Ahmet Duman’ın o an idrakine vardığım insani değerleri geride kalan 11 yıl boyunca asla eksilmedi.
Kastamonu yanı sıra Türkiye’nin farklı diyarlarında mesleğini icra etti…
Zerreyi miskal bozmadı çizgisini.
Daim “son gladyatör” kaldı…
Baki kalacak.)
(2014-15 sezonunda Bölgesel Amatör Lig’deydi “Kastamonuspor 1966”…
Yılların Kastamonuspor’u “elde olmayan sebeplerle” göğsümüzü kanatırcasına amatör kümeye düşmüştü 2013-14 sezonunda, o son hafta Kastamonu kamuoyunun tarih boyu unutamayacağı bir “Pazar”dı, yerel yönetimin “sorumlu” sahipliği ile Tosya’nın yerine bir üst basamak olan bölgesel amatör kümeye çıktı “Kastamonuspor 1966” ismiyle.
Ahmet Duman ile anlaşıldı “teknik direktör” mevkiinde, 2’nci Lig’den geliyordu deneyimli hoca, hedefi “kurumsal” ve “sürdürülebilir” bir yapı kurmaktı…
“Acil” şampiyonluk istendi.
İlk antrenman 4 Ağustos’ta “11” futbolcuyla yapıldı, tesis bakımda olduğu için öğrenci yurdunda kamp yapılıyordu, dert etmedi…
Sezonun ilk resmi maçına Ziraat Türkiye Kupası’nda çıktı, penaltılarda kaybetti, enseyi karartmadı.
Adı “bölgesel amatör” idi ama “3” hatta 2’nci Lig bütçelerini geride bırakan iddialı takımlar vardı grupta…
İlk haftalar iyi gitmedi ama yönetim kurulu kaya gibi durdu omuz başında ve beklenen ışık tünelin ucunda göründü.
Grubun en iddialı takımı Yeni Amasyaspor’u deplasmanda rakibin 10 bin taraftarı önünde yenince “şampiyonluk şarkıları” söylenilmeye başlandı Kastamonu’da…
İl tüm kesimleriyle kenetlendi.
Kariyerindeki 4’üncü şampiyonluğu tertemiz kazandı Ahmet Duman…
Kastamonu’nun “kara sevdası” oldu.
Hikayenin devamını biliyorsunuz…
Tarih yazdı.)
(10 yıl önce demiş ki Ahmet Duman…
“Kastamonu futboluyla ilgili neler yapılması gerektiği yönünde adımlar atılması görüşündeyim. Ben Dardanelspor gibi Türkiye’nin en iyi alt yapısından birini barındıran kulüpten geldim. Alt yapının önemini ve yararını biliyorum. Kastamonu da büyük bir futbol potansiyeli olduğuna inanıyorum.”
Sözlerinin devamı da “Kastamonuspor’un geleceğine yatırım yaparak kalıcı bir eser bırakmak istiyorum. Alt yapı gerçekten geniş kapsamlı bir iş…”…
Tam da GMG Kastamonuspor’un bugün istim üzerinde olduğu rota bu değil mi?
GMG Kastamonuspor’un 2 sezon önce başlattığı ciddi, örnek ve meşakkatli “altyapı” hamlesi ile “örtüşen” bir teknik direktör Ahmet Duman…
GMG Kastamonuspor’u ülkemizin esamesi okunan bir “altyapı kurumu” haline getirebilecek en doğru isim.
Tüketen değil…
Üretimci zihin.)
(Dönersek “futbol sadece futboldur” bahsine…
Futbolun “onurunun, varlık sebebinin, paydasının” nesli tükenmekte olan bayraktarından biridir Ahmet Duman.
Umut çoğaltıcısıdır ama…
Doğruya emsaldir.
Namına “imparator” diyorlar demesine de…
Kemaline ermiş derviştir o.
Benzemez akranlarına…
Üst makamdır tınısı.)