Kastamonu Valiliği - Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü iş birliğiyle 19 Kasım 2024 tarihinde Kastamonu Üniversitesi Ahmed Yesevî Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Bilim ve Sanat Yolunda 63 Yıllık Bir Seyahat: Nail Tan Sempozyumu”nda birçok konuşmacı; şair, yazar, bilim insanı ve sanatçılarımıza ölmeden önce, yaşarken de gerekli sevgi ve saygının gösterilmesi gerektiğini, bu açıdan Kastamonu’daki bu faaliyetin güzel bir örnek oluşturduğunu söylemişlerdi. Mahallî basında da yer almıştı bu ifadeler. Kastamonu’nun vefa örneğinin sürdürülmesi temennisinde bulunulmuştu.

Yakın dönemde, bizim için düzenlenen sempozyum şüphesiz bir ilk değildi. Söz gelimi, Sivas’ta Mayıs 2024’te Müjgân Üçer Sempozyumu ilk aklıma geliveren. Sempozyumun ardından yıldırım hızıyla ölen değerlerimiz hatırlandı. Kastamonu Valiliği - Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü iş birliğiyle bu kez Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde 17-18 Ocak 2025 tarihinde “Kastamonu Şair ve Yazarlar Sempozyumu/I” düzenlendi. Ne kadar memnun olduğumu anlatamam. Sayın Valinin konuşmasını dikkatle okudum. Oğuz Atay gibi özel ilgilendiğim sanatçılar konusunda katılımcılarla telefon görüşmesi yaptım. Sempozyumların sadece “Kastamonulu şair ve yazarları” kapsamadığını, şehirde iz bırakanların da düşünüldüğünü öğrendim. Yapılması gereken de buydu. Tabii, yabancıların yerlileri ezmemesi şartıyla. 15 şahsiyetin ele alındığı ve şehirdeki bilim insanı ve uzmanlarla gerçekleştirilen sempozyumu sevinçle karşılar, düzenleyen kuruluşları ve yöneticilerini kutlarken, gelecek toplantılar için onlarcasını düzenlemiş bir kültür insanı olarak birkaç küçük hatırlatmada da (haddimizi aşmadan) bulunmak istiyoruz.

Öncelikle sempozyum/bilgi şöleni, panel, kongre gibi bilimsel toplantıları düzenlemede katılımcılara yeni bilgi, katkı, yorum için en az dört ay gibi bir süre tanınmalıdır. Bir şahsiyet üzerinde çalışmış, şehirde birden fazla kişi varsa; ya hepsi ya da bilim bakımından en yeterlisi düşünülmelidir. Bizim Türkiye üniversitelerinde, bir türlü bildiri, konferans ile makale arasındaki fark anlaşılmamıştır. Bildiri, mutlaka yeni bir bilgi, yorum getirmek zorundadır. Bildiri diye sunulanların çoğu birer makale, kısa konferans metnidir. Kastamonu şair ve yazarları sempozyumları araştırmadan çok tanıtım amaçlıdır. Her bir şahsiyeti birer saatlik paneller (2-3 kişi) çerçevesinde ele almak iller için daha doğru bir etkinlik olabilir. İki günde on şahsiyet ele alınabilir. Sempozyumda 20 dakika içinde hiçbir şeyin tanıtımı yapılamaz. Sempozyum içinde paneller hâlinde düzenlenmesi daha çok yarar sağlar gibi.

19 Kasım 2024 Sempozyumuna, anne tarafından Kastamonulu, şu an dünyanın en önemli Türkolog/Türklük bilimci, dil bilimcilerinden eski Türk Dil Kurumu Başkanı (1993-2000) Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun da (d.1943) katılmıştı. Kastamonu’daki toplantı Ankara’daki meslektaşlarını etkilemiş olsa gerek, hemen harekete geçmişler ve 6-7 Şubat 2025 tarihinde Ankara Hacı Bayram Velî Üniversitesinde “Ahmet Bican Ercilasun Sempozyumu/Hayatı ve Eserleri” toplantısını düzenlemişler. Düzenleyenlerin başında Kastamonulu hemşehrimiz Hacı Bayram Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Naciye Ata Yıldız (Kastamonu’da da vardı) bulunuyordu. 1971 yılında Dr. ünvanını alan Ahmet Hoca’nın akademik hayatını yönlendirdiği o kadar çok bilim insanı var ki! Naciye Hanım, “Yurt içinden, dışından o kadar çok katılma isteği geldi ki sadece Prof. ünvanlıları davet edebildik.”dedi. Büyük dostum için iki çift söz söylemem şarttı. Bu şansı bana “aksakallar” bölümünde verdi.

6 Şubat 2025 Perşembe günü Üniversitenin Gazi Mahallesi  Yerleşkesi’ndeki kültür merkezinde Açılış Oturumu’nun (9.00-9.30) ardından Prof.Dr. Umay Türkeş Günay’ın yönetimindeki Aksakallılar I-II Oturumlarında konuşma sırasıyla Prof.Dr. Reşat Genç, Prof.Dr.Umay Türkeş Günay, Prof.Dr.Saim Sakaoğlu, Prof.Dr.İskender Öksüz, Prof.Dr.Osman F. Sertkaya (mesaj), Prof.Dr.Fikret Türkmen (mektup), Prof.Dr.Hamza Zülfikar, Prof.Dr.İsmail Parlatır, Prof.Dr.Bilge Ercilasun söz aldılar. Tanıdıkları Ahmet B. Ercilasun’u anlattılar. Ben ve eşim sağlık durumum sebebiyle ancak saat 11.00’de salona girebildik. Prof.Dr.Hamza Zülfikar, Ahmet Hoca’nın TDK’deki başkan yardımcısı olarak onun TDK’ye yaptığı değerli hizmetleri anlatıyordu. Ardından Prof.Dr.İsmail Parlatır’a söz verildi. Birkaç cümle söylemişti ki cep telefonunun zili çaldı. Açtı. Arayan eşiydi. İsmail Bey, eşinden dinlediğini hemen salonla paylaştı. “Değerli arkadaşlar, büyük dilci, Türklük bilimci Prof.Dr. Zeynep Korkmaz’ı (1921-2025) kaybetmiş bulunuyoruz. Bir haftadır ben ve eşim başındaydık. Ben bu toplantı için ayrıldım ama kulağım telefondaydı. İzin verirseniz, saygı duruşunda bulunalım ve ben defin hazırlıkları için gideyim.”dedi. Salondakileri büyük bir üzüntü kapladı. Saygı duruşu yapıldı. İsmail Bey, birkaç cümle söyleyip ayrıldı. Kimsede konuşma isteği kalmadı. Prof.Dr.Bilge Ercilasun, hızlı bir şekilde Ahmet Bey’le tanışmalarını, evliliklerini ve akademik yolculuklarını anlattı. Benim konuşmam (5 dakika ancak konuşabilecek hâldeydim) öğleden sonraki ilk oturumun başına alındı. Prof.Dr.Zeynep Korkmaz’ı da çok iyi tanıdığımdan konuşacak hâlde değildim zaten.

İki gün boyunca sunulan bildirilerde Prof.Dr.Ahmet B. Ercilasun’un Türk kültürüne, edebiyatına, bilim tarihine, dil bilimine, Türklük bilimine hizmetleri belirtildi, eserleri teker teker incelenip değerlendirildi. Katılımcılara, 15 dakikalık bildiri sunma süresi (genel kural gereği) tanınmıştı. Tamamı prof. olan katılımcılar, konuşmalarını 15 dakikaya sığdırmakta çok zorlandılar ve program zaman taşımıyla güçlükle tamamlandı. Bakınız, sempozyum bildiriler bölümünde kimler bildiri sundu? Konularını yazamadan sadece adlarını sıralıyoruz: Prof.Dr. Leylâ Karahan, Prof.Dr.Sema Barutcu Özönder, Prof.Dr.Ahmet Buran, Prof.Dr.Vahit Türk, Prof.Dr.Öcal Oğuz, Prof.Dr.Ayşe İlker, Prof.Dr.Ahmet Günşen, Prof.Dr.Hatice Şahin, Prof.Dr.Kerime Üstünova, Prof.Dr.Mustafa Argunşah, Prof.Dr.Nergis Biray, Prof.Dr.Ferruh Ağca, Prof.Dr.Ercan Alkaya, Prof.Dr.M. Fatih Kirişçioğlu, Prof.Dr.Ayşe Yücel Çetin, Prof.Dr.Naciye Ata Yıldız, Prof.Dr.İsmet Çetin, Prof.Dr.Konuralp Ercilasun, Prof.Dr.Ekrem Arıkoğlu, Prof.Dr.Zühal Yüksel, Prof.Dr.Yakup Karasoy, Prof.Dr.Çetin Pekacar, Prof.Dr.Hülya Kasapoğlu Çengel, Prof.Dr.Akartürk Karahan, Prof.Dr.Gürer Gülsevin, Prof.Dr.Nevzat Özkan, Prof.Dr.Figen Güner, Prof.Dr.Habibe Yazıcı Ersoy, Prof.Dr.Feyzi Ersoy, Prof.Dr.Yavuz Kartallıoğlu, Prof.Dr.Dilek Ergönenç, Prof.Dr.Nihal Çalışkan, Prof.Dr.Cemile Kınacı Baran.

Sempozyumun afişindeki Ahmet Bican Ercilasun adının önünde Prof.Dr. yazmaması okuyucunun dikkatinden mutlaka kaçmamıştır. Hocamız hâlen emeklidir ve Türk Kültürü Araştırma Enstitüsünün başkanıdır. Sempozyum konuşmamda da belirttiğim gibi o şu an dünyanın sayılı dil bilimcilerinden, Türklük bilimcilerinden biridir. Âlim kelimesinin tüm anlamlarına sahip bir değerimizdir. Onun eserleri Prof.Dr. olduğu için değil, Ahmet B. Ercilasun’un kaleminden çıktığı için önemlidir, değerlidir.

1 Nisan 1998 tarihinde KTB’deki görevimden emekliye ayrılınca TDK’nin “Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi”nde uzman olarak çalışmamı sağlayıp (maaşsız) devletime, milletime yaklaşık 25 yıl daha kültürel hizmet vermemin yolunu açan o ve TDK Yürütme Kurulu ile Proje Y.K. Başkanı Prof.Dr.Fikret Türkmen’dir. Bu görev, Ercilasun’un isteği üzerine Türk Dili dergisinde 600’e yakın nekroloji yazısı yazmama, TDK’nin tarihçesine katkılarda bulunmama da neden olmuştur. Kısa konuşmamda bunları söyledim, birkaç anımı anlattım.

Ne güzel! Yaşarken değerli bilim insanı, şair, yazr ve sanatçılarımız adına yeni sempozyumlar düzenleyeceğinden artık şüphe yok. Yarım Kastamonulu olmasıyla da gurur duyduğumuz Prof.Dr.Ahmet Bican Ercilasun’a sağlık, uzun ömür diliyor, Kastamonuluların sevgi ve saygılarını sunuyoruz.

Ne Güzel! Vefa Sempozyumları Çoğalıyor Ahmet Bican Ercilasun Sempozyumu (1)

Ne Güzel! Vefa Sempozyumları Çoğalıyor Ahmet Bican Ercilasun Sempozyumu (2)