Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı “Eylül” ayı ihracat rakamlarında Kastamonu ihracatı epeydir alışık olunmayan “dip” yaparak “6 milyon 489 bin 51 Dolar” olarak gerçekleşti…
Mayıs ayındaki “73 milyon Dolar” seviyesine göre “şok”.
Sebep büyük oranda “mücevher” sektörünün Eylül’de “sıfır” çekmiş olması olsa gerek…
Malumunuz Kastamonu’nun taşı toprağı “mücevher”.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Kastamonu’nun “mücevher” ihracatı “12 milyon 754 bin 13 Dolar” olmuştu…
Eylül’de “0.01 Dolar”.
2024 Eylül’ünde de “sıfır çekmişti” Kastamonu’nun mücevher sektörü…
“Mücevher pazarı” Eylül’de kapalı besbelli.
Kastamonu’nun 2025 yılı “mücevher” ihracatının ilk 8 ay tutarı “94 milyon 778 bin 77 Dolar” ile 2024’ün aynı dönemine yüzde 29.7’lik fark attı…
Ortalamayı düşüren yine “Eylül” oldu.
Her ne olursa olsun…
Kastamonu “mücevher ili”.
(“Kastamonu’da ne mücevheri?” sorusu geliyor her defasında, aynı paragraf ile yanıtlıyorum, üçüncü dikiş olacak…
“Anadolu Ajansı’nın geçtiğimiz Ekim ayında yayımladığı ‘Mücevher sektörünün 9 aylık ihracatı göz kamaştırdı’ başlıklı haberden birkaç paragraf okuyalım… Mücevher sektörünün alt mal grubu olarak ihracat rakamlarına bakıldığında 3,8 milyar dolarlık altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası, 270,8 milyon dolarlık gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası, 1,1 milyar dolarlık işlenmemiş veya yarı işlenmiş altın, 5,9 milyon dolarlık işlenmemiş veya yarı işlenmiş diğer kıymetli metaller, 46,2 milyon dolarlık işlenmemiş veya yarı işlenmiş gümüş, 2,3 milyon dolarlık kıymetli metallerden mamul diğer eşya, 82,1 milyon dolarlık kıymetli metallerin veya kıymetli metal ile kaplama metallerin döküntü artıkları, 8,2 milyon dolarlık kıymetli metallerle kaplanmış saatler, aksam ve parçalar, 9,2 milyon dolarlık kültür incileri, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ve bunlardan mamul, 9,1 milyon dolarlık taklit mücevherci eşyası ihracatı yapıldı.”
Bilmem anlatabildim mi?...
Mevzu “kuyum” değil; bizatihi “maden”.)
(Kastamonu’nun “düşük” rakamlı Eylül ihracatında “2 milyon 790 bin 84 Dolar” ile “Demir ve Demir Dışı Mamuller” sektörü ilk sırayı aldı…
İkinci sıradaki “1 Milyon 781 30 Dolar” ile “Hazırgiyim ve Konfeksiyon" sektörünü “964 bin 1 Dolar” ihracat ile “Kimyevi Maddeler ve Mamulleri” sektörü izledi.
Çankırı’nın Eylül ihracatı “42 Milyon 698 Bin 36 Dolar”…
Karabük’ünki “40 Milyon 505 Bin 592 Dolar”.
Kastamonu’nun ilk 9 ay sonundaki toplam ihracat tutarı “360 Milyon 665 Bin 83 Dolar”…
Çankırı’dan “az”-Karabük’ten “çok”.)
Not: CV’sinde “Mallorca, Valencia, FC Inter, Real Betis, Parma, Racing Santander” yazan dünyaca ünlü teknik adam Hektor Cuper 2012’de Kastamonu’ya gelmişti…
O vakit başında olduğu Orduspor’un Kastamonuspor ile oynayacağı “Ziraat Türkiye Kupası” eleme maçı içindi sebebi ziyareti Cuper’in.
O ki La Liga’ya henüz çıkan Mallorca ile Copa del Rey’de Barcelona’ya finali penaltılarla kaybetmişti…
Bir sonraki senesinde Kupa Galipleri Kupası finalini Lazio'ya kaybetmişti ama o sene İspanya Süper Kupası’nı Barcelona’yı yenerek kazanmıştı.
Şanssız finaller yolunu kesti Avrupa üst liglerinde…
Süper Lig’de o sezon iddia ortaya koyan “Orduspor” ile yolu kesişmişse ne olmuş?
Kupa “ritüeli” gereği maç bitiminde yayıncı kuruluşun düzenlediği basın toplantısında “karşımıza” çıktı Cuper hoca…
Hayran hayran seyretmenin, dünya devi bir teknik adama tek kol hiza yakınlığında durabilmenin, o tarihi anın içinde “uyudum” gittim hayal alemine.
Aslına bakarsanız tek kelime soru sormamamın tek gerekçesi vardı…
“O kim ben kim?”
Kendimde o “seviyeyi” görmedim…
Had bildim.
İdmanlıydım çünkü “Kastamonu’dan büyük gazeteci” çıkamayacağına bir siyasinin telefonda kulağıma söylediği cümleden…
“Kastamonu’dan neden büyük gazetelerde yazan gazeteci çıkmıyor” demişti münakaşaya dönen görüş alışverişimiz esnasında aparkat çakarcasına siyasi, nakavt etmeyi hesap etmişti besbelli, kulakları çınlasın.
“Büyük gazete” ne?...
Niteliği mi, niceliği mi?
O “büyük gazetelerde yazan” Kastamonulu çocuklar çıkmadı mı elbet çıktı zaman içinde…
Daha da çıkabilirdi “coğrafya kader” olmasaydı.
Bu duygular içinde izledim geçtiğimiz Çarşamba sabahı TRT Spor ekranında Yılmaz Acar Davut’u…
“7 Metre” isimli hentbol içerikli spor programında “zarfıyla-mazrufuyla” dört dörtlük bir gazetecilik yaptı.
Hentbola o kadar hakim ki kurumsal altyapıdan teknik üst yapıya kadar…
Övünç duydum.
Öğrendim ki şehrimizden Ankara diyarına uçmuş…
Yolu açık olsun.
Hektor Cuper’ler çekinsin…
“Acar” gazetecimizden.


