Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) çeşitli kurumların işbirliğinde “Yaşlı Refahı” başlıklı bir panel düzenliyor, oturum konuları idareyi maslahatın “yaş almış” nüfusa bakış açısını tüm açıklığıyla sergiliyor, “tarif” ve “bakım” üzerinden anla(t)maya yönelik dar bakış sadece…
Görmekten mahrum bu kavrayış(sızlık) baştan sınıfta kalmaya mahkum.
Hele ki Kastamonu misali “yaş almış nüfus” yoğunluğundaki bir ilin “yaşlı refahı” konusunu sadece “istatistik” ve “kamu hizmetleri” üzerinden konuşmasının yaş almış nüfusun refahına ne faydası olacak?...
“Tespit” yapmak ile refaha dair “teşhis” arasında nüans ötesinde “dağ” var.
İlki “kitabi”…
İkincisi “düşünsel”.
Kamu kurumları ve hele hele bölge üniversiteleri “Kastamonu, Çankırı, Sinop” illerinin bir “yaş almışlar adası” olduğunu ve bu ada halkının gelecek projeksiyonunun “genç nüfus” illerinden farklı olması gerektiğini kavrayamamışlar ve bu doğrultuda araştırma-geliştirme yapmamışlarsa henüz…
Laf ola panel ola.
Yaş almış nüfusun refahını “bütüncül” bir bakış ile göremeyen, yaş almış nüfusun aynı zamanda ilin ekonomik-sosyal gelişmesine dair envai avantaj içerdiğini hesap edemeyen, vakayı “geleneksel” bakış açısı ile değerlendirmede bulunan idareci ve bilim insanlarının evvela bu alana dair “modern” perspektiflerden ve dolayısıyla tali yollardan haberdar olmaları gerekir…
İcada mahal yok keşif yeterli.
(Yaş almış nüfusu ilanihaye “sosyal politikalar” üzerinden anla(t)mak fersah fersah yıllar öncenin işi…
Konuyu “ekonomi-politik” bütünselliği üzerinden ele alıyor medeniyet nicedir.
Yaş almış nüfusa dair abece yeni bir kavram kazandı örneğin…
Japonya orijinli “gümüş ekonomi”.
Yaş almış nüfusa ilişkin kamu ve tüketici harcamalarının ortaya çıkardığı ekonomik fırsatları niteliyor “gümüş ekonomi”…
Bu nüfusa yönelik cümle ekonomik faaliyetler, ürün ve hizmetler her sektörü kapsayacak yaygınlıkla içeriğine giriyor bu külliyatın.
Kastamonu’da mal ve hizmetlerin üretiminin ve dağıtımının yaş almış nüfus göz önüne alınarak yeniden tasarlanmasından söz ediyorum örneğin…
Hem üretimde hem de tüketimde yeni fırsatlar.
Kastamonu’nun “yaş almış il ekonomisi” üzerinden hamleler, atlama taşları, basamaklar oluşturması gerekmez mi?...
“Genç il ekonomisi” havasının Kastamonu’ya faydası yok kendi kemaline erememekten başka.
“Uzun ömür ekonomisi” de deniliyor…
Ar-Ge yatırımları, vergi teşvikleri, bu alandaki firmalara verilecek İŞKUR yahut KOSGEB desteklerine kadar yarıçapı çok büyük bir alan.
Kim bahis konusu edecek bu kavramı?...
Gazeteci mi?)
(Bir diğer dikey kapsama alanı “şehirleşme”…
“Yaşlı dostu kent” nasıl olur Kastamonu, mülki idareye ve yerel yönetime ne görevler düşer, kaliteli yaşam koşullarını önceleyen il için kentsel tasarım nasıl var edilebilir?
“Akıllı kent” yaş almış nüfus odağına nasıl yerleştirilir?...
Gerçi evvela “akıllı kent” uygulaması ne?
Bir diğer konu başlığı pekala sivil toplum kuruluşlarının yaş almış nüfusa ilişkin çalışmaları nasıl teşvik edilebilir?...
Kamu ve vatandaş işbirliği nasıl sağlanabilir?
Misal…
Kastamonu’nun “aktif yaşlanma politikası” nedir?
Sosyal donatılar, ulaşım, barınma, toplumsal hayata katılım, yerel demokraside söz ve karar hakkı olması, sosyal içerme, istihdam, iletişim, erişirlik, ekonomik bağımsızlık, saygı, dayanışma, nesiller arası bağ…
Konu başlıkları uzadıkça uzuyor.)
(Yaş almış nüfusa yönelik dünyanın farklı ülkelerinde neler oluyor?...
Birleşmiş Milletler ve diğer küresel kuruluşların bu alanda öneri ve görüşü ne?
Kastamonu örneğinden hareket edersek…
Yalnız yaşayan yaş almış vatandaşların cansız bedenlerinden günler sonra haberdar olmanın önüne nasıl geçilir?
Henüz teori aşamasında sınıfta kalan “idareyi maslahat”…
Pratikte ne eyler?)
Not: 22 Haziran 1919 “Amasya Genelgesi”…
106’ncı seneyi devriyesi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 18 Haziran 1919’da Amasya’dan Edirne’deki 1. Ordu Komutanı Cafer Tayyar Bey’e şifre ile verdiği talimatta “Milli istikbalimizi boğan ve vatanımızın parçalanması tehlikelerini hazırlayan itilaf devletlerinin yaptıkları ve İstanbul Hükümeti’nin esir ve aciz durumu malumunuzdur” dedi…
“Milletin mukadderatını bu mahiyette bir hükümete teslim etmek, yıkılmaya mahkum olmaktır.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Trakya ve Anadolu milli teşkilatlarının birleştirilmesini hedefliyordu…
Milli sedayı gür sesle cihana duyuracak emin yer Sivas’ta ortak ve kuvvetli bir heyet kurmaya davet ediyordu vatanperverleri.
Talimatın son paragrafı Trakya’nın maneviyatını yükseltmeye maksatlıydı…
“Anadolu halkı, baştan aşağı yekvücut ve bir hale getirildi. Kararlar, istisnasız, bütün komuta heyetleri ve arkadaşlarımızla birlikte alınıyor. Vali ve mutasarrıfların hemen hepsi bizimle beraberdir. Anadolu’daki milli teşkilat, kaza ve bucaklara kadar genişledi. İngiliz himayesi altında müstakil bir Kürdistan kurulması hakkındaki propaganda ve taraftarları bertaraf edildi. Kürtler Türklerle birleşti.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 18 Haziran’da Trakya’ya verdiği talimatı ülke sathında uygulamak üzere Anadolu ve Rumeli teşkilatlarını birleştirerek bir merkezden temsil ve idare etmek üzere Sivas’ta umumi bir milli kongre toplama gayesini içeren genelgesini 21-22 Haziran 1919 gecesi yaveri Cevat Abbas Bey’e Amasya’da yazdırdı…
“Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Kutlu olsun…
Kulağa küpe olsun daim.


