Kızılay üyesi ol(a)madım, Kızılay’ın da yoluma öldüğü yok hoş, ileri zamanlarda nasip diyelim…

Aslolan resmiyet değil zaten, fiiliyat, defalarca kanımı vermişim Kızılay’a.

Elimden geldiğince övmüşüm…

Kimi kampanyalara ön akıl olmuşum.

Yakında genel kurul olduğunu okudum…

Hayırlı olsun “üye” derdiyle yanmayan Kızılay’ıma.

Kızılay, Anadolu’nun bağrından, ihtiyaç zuhur ettiğinden doğup büyüyen bir kurum…

“Yardım eli” demeyelim de tam niteliği “refleks” olsa gerek.

Din, dil, ırk, devlet, sınır, renk, cins, ekonomik kompartıman misali nitelik ayırdına hiç girmeden nerede lazım ise orada “biten” bir tohum…

Beyaz zemin üzerinde kırmızı hilal.

11 Haziran 1868 tarihinden beri “insanca” hizmette…

“Dr. Marko Paşa (Markos Apostolidis), Dr. Abdullah Bey (Karl Eduard Hammerschmidt), Kırımlı Aziz Bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa (Michel Lattas)” önde gelen kurucularıdır.

Kurucular arasında ayrıca “Ömer Rüstem Paşa, Veli Paşa, Serdar-ı Ekrem Ethem Paşa, Mr. Ch. Curtis, Baron Prokeschosten, Dr. Servicyan Efendi, Dr. Peştamalcıyan Paşa, Avusturya Sefiri” var…

“İdealist doktor hareketi” diyelim.

Keşke kurucuların her birinin kendi hikayelerini ve mesleklerindeki hizmetlerini de yazmak mümkün olsa…

Kızılay, kurucularının öz hikayeleri ile bile, evrensel ve insani mesajlar vermeye yetiyor.

“Mecruhin ve Marda’yı Askeriyeye İmdat ve Muavanet Cemiyeti” ile başlayan yolculuk…

43’ü hekim 66 üye.

“Kızılay”…

Her yurttaşın kırılmadan, küsmeden ve asla peşini bırakmadan sımsıkı sarıp sarmalayacağı bir toplum kurumu. 

“Kanımızı verecek” kadar sevelim…

İtibarına halel getir(t)meyelim.

(Kastamonulu kadınlar adına bir parantez açalım…

Osmanlı Hilal-i Ahmer Hanımlar Şubesi’nin Osmanlı toprakları içinde faaliyete geçmesinin ardından Kastamonu’da şube 1913 yılında Vali Galip Paşa’nın eşi başkanlığında kuruldu, 1913 yılı idare heyetinde defterdarın eşi ve Osmanlı Bankası Direktörü’nün eşi de yer alıyor.

Kastamonulu kadınlar Birinci Paylaşım Savaşı ve İstiklal Savaşı boyunca mücadelenin içinde yer aldı…

Hangi savaştan geri durdu ki Kastamonu kadını?)

(Türk Kızılay’ı tarafından çıkarılan kıymetli bir kitap var…

“Milli Mücadele Döneminde Hilal-i Ahmer Cemiyeti 1919-1922”.

Kitabın sayfalarını karıştırdım…

“Kastamonu” sayfalarını duygu içinde okudum.

14 Ağustos / Açıksöz Gazetesi…

“Kastamonu’da çıkarılan Açıksöz gazetesinin bir günlük hasılatının Hilal-i Ahmer’e bağışlanması”.

Mustafa Afacan Köşe (1) (15)

Mustafa Afacan Köşe (2) (14)-1

25 Ağustos 1921 / İleri Gazetesi…

“Anadolu’nun her yerinde Hilal-i Ahmer’e yardım için hummalı çalışmalar yapıldığı, halkın elinden gelen yardımı esirgemediği, büyükten küçüğe herkesin bol bol bağışlar yaptığı. Bu cümleden olarak Kastamonu’da Hilal-i Ahmer menfaatine bir piyango düzenleneceği ve bunun için bilhassa kadınların çok çalıştığı; şehirde herkesin kapısını çalarak piyango için eşya topladıkları…”.

Mustafa Afacan Köşe (3) (14)

18 Haziran 1921 / Kastamonu Gazetesi…

“Kastamonu Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Şubesi’nin düzenlediği müsamereye katılımın fazla olduğu ve izleyicilerin milli duygularını yükseldiği. Tiyatroda rol alan öğrencilerin rollerini hakkıyla oynadıklarından dolayı takdir edildikleri ve üç yüz liralık gelir sağlandığı”.

Mustafa Afacan Köşe (6) (2)

Mekteb-i Sultani Konferans Salonu’nda düzenlendi müsamere…

İki kısımdan oluşan programda tiyatro, şarkı, marş yanı sıra “Umum talibat tarafından muntazam, jimnastik elbiseleriyle harekat-ı bedeniye idmanları” da vardı.

Cumhuriyet rejimi kurulmadan önce…

Nüvesi vardı Kastamonu’da.)

Mustafa Afacan Köşe (5) (4)

Not: Sözü yeniden “güne” alalım…

Mevcudun ahvali.

Kastamonu’da “Kızılay, Yeşilay ve THK” şubelerinin “sivil halktan kopuk” olduğu fikrimi sürdürüyorum…

İkisinin başkanı “memur” zaten.

“Memur başkan atamak” ne anlama geliyor?...

“Kastamonulu sivil yurttaş yok bu işin hakkından gelecek” demek oluyor.

Memur başkanlığında (kitlesel) sivil toplum örgütü olmaz…

“Anadolu şehri” bazında hiç olmaz.

Bu yanlıştan ne zaman dönülür?...

Dönülmez.

Mustafa Afacan Köşe (4) (6)