"Sanayi sitelerindeki" ya da "apartman altlarındaki" (bakış açısına göre) "küçük" veya "mütevazi" ama muhakkak "gelecek vaat eden" ve "büyüme nüvesi taşıyan" imalat işletmelerinin "modern tesislere" dönüştürülme "hayalinin/hedefinin/projesinin" mekanı "Orta Ölçekli Sanayi Sitesi" (OÖSS) olarak adlandırılıyor günümüz Türkiye'sinde...

"Küçük Sanayi Sitesi" ile "OSB" arasındaki "ara kat".

Senelerdir yazarız sarı kağıtlara ara ara...

Kastamonu'da henüz bir muhabbete konu olacak kadar dahi "ciddi" bulunmadı "OÖSS".

Türkiye gündeminden "kopuk" olmaktan ve "yerel dinamik" bilincinin gelişmemesinden hatta "ilaç niyetine dahi" olmamasından bu hal...

İlla bel bağlamanın tek adresi "dışarıdan yatırımcı".

Bekliyor Kastamonu...

"Gelip kurtarsınlar" umuduyla.

Aslında yüzleşmek gerekirse, dışarıdan medet umulduğunda (mevcuttaki) özgüven kaybı daha da katmerlenerek varlığını kangrene dönüştürür...

Eylemsizlikten beldeki iki elin tam bir teslimiyet haletiruhanisiyle havaya kalkmasıdır "dışarıdan yatırımcı beklemek".

Kastamonu'da "büyük yatırımcı" yok mu?...

"Mudiler" ve "inşaat girişimcileri" var!

("Orta Ölçekli Sanayi Sitesi" (OÖSS) yapılaşması ülkemizde hızla yayılıyor...

Kastamonu emsali iller ve hatta ilçeler bir bir "OÖSS" yoluna giriyor, kooperatiflerini kurdular, inşaatlar yükseliyor.

Bafra...

Kırıkkale.

Van...

Adıyaman.

Ardeşen...

OÖSS kooperatifi kurmak için geçtiğimiz Mayıs ayında belediye ve Oda liderliğinde yola çıkıldı, bir yandan kuruluşa ilişkin yasal adımların atılmasına bir yandan "imalatçı firmalara" üye olmaları için çağrıda bulunulmasına karar verildi.

Nihayete erer veya ermez...

Önemli olan "farkında olabilmek" ve "yola çıkabilmek".

"OÖSS" konulu yıllara sari yazılarımda ülkemizdeki diğer "emsal" il/ilçe kıyasları yaptım...

"Bana mısın?" demeyen bir Kastamonu.

Taş gibi...

Heykel misali.

Yerinden kımıldamıyor...

Merak hissi dahi yok.

Buz...

Hissiz.)

(Yerel dinamiklerine dayanan "yerel kalkınma programı" tesis edememiş yörelerin "sürdürülebilir" bir hat üzerinde "kalkınmaları/gelişmeleri" hayal...

Ülkenin dört bir tarafının "boş fabrika binası" yığınları ile dolu olmasının nedeni de bu.

"Moda" sektörler...

"Rüzgar" akışlar.

Yörenin "genlerinde" olmayan iş kollarını "dışarıdan" taşımanın hazin sonunu ya "konjonktür" ya "kas hafızası" hazırlıyor ya da her ikisi kolektif...

Basarışız yatırım hikayeleri geride kalıyor yörelere.

Kastamonu'nun "sanayi planı" var mı?...

"Karma".

"Ne olursan gel"...

Önceki emsaller başarısız olmuş olsa da "yine gel".

Dünya "kümeleşme" peşinde...

Aynı cins halkaları "zincir" haline getirmenin, küçükten büyüğe bu halkaların yan yanalığı sayesinde hem "tedarik" hem "ortak güç" hem de çok daha önemlisi o sektöre dair "ekosistem" oluşturmanın gayretinde.

"Sektörel kimlikli iller"...

Kastamonu'nun böylesi bir "ayırdı' yok.

Olsun da...

Cinsi önemli değil.

Ne yönü belli...

Ne içeriği.)

Not: "Demiryolu, demiryolu, demiryolu"...

"İsteriz de isteriz".

Bir asır, yarım asır, çeyrek asır önce Kastamonu'nun demiryolu istemesi "gerekli" ve "mantıklı" idi..

Günümüzde değil.

Kastamonu, Turkiye'nin (halihazırda) "köprü" olduğu "uluslararası lojistik hatlar" dışında, çok uzağında..

Önemli gerekçe bu.

İkinci gerekçe...

Kastamonu "ağır sanayileşme" koşusunda "ağır" kaldı, devlete umut vermedi, "acaba" bile dedirtmiyor.

Kastamonu'nun (mevcut) faal "4" OSB'sindeki toplam "154" parselin 2025 itibarı ile üretime geçeni sadece "87" parsel...

"67" parsel "bay".

Boş olduklarından değil...

4 OSB'nin toplam doluluk oranı "400/385".

Kastamonu'ya niye demiryolu yapsın devlet?...

"Taşıma kapasitesi" ortadayken.

"Hızlı tren isteriz"....

Bu çok daha ironik!

(Kastamonu kamuoyu niçin "olmayacak duaya amin demek" ile vaktini harcar?...

"Politika oluşturamadığı için" olsa gerek.

Okumamanın, araştırmamanın, göz ve kulakları kapatmanın sonucu bu...

Olmayacak işler.)