Kültürel mirasın korunması sathında Kastamonu’nun bir dönem üst üste koyduğu emek “bağ” oldu, üstüne titremeyi bırakın bakılmaya bakılmaya “dağ” oldu aradan geçen sürede, hazan vurdu yaprağa da üzüme de…
Baka baka kararıyoruz.
Ne merkezi idare ne yerel yönetim ne de sivil toplumun ne niyeti ne kılını kıpırdatması ne de dizini dövmesi var…
Göz göre göre kaybediyoruz.
“Mirasyedi” olmak tam da budur...
Kavramın vücut bulmuş hali.
Kazancımız yok...
Ecdadın kesesinden harcıyoruz.
“Nemelazımcılık” tam da bu…
Kendi medeniyete karşı “barbar”, “ilkel” ve "yoz".
Kendi kemalinden “bihaber” olmak da bu…
İrfan ve hikmet yoksunluğu, bilim reddiyeciliği, bivefa tumturağı.
"185 arkeolojik sit, 1 tarihi sit, 13 doğal ve kentsel sit, bin 264 sivil yapı, 217 inanç yapısı, 187 kültür mekanı, 21 idari bina, 18 askeri yapı, 113 endüstri ve ticari miras, 37 anıt ve abide, 43 mezarlık, 42 anıt ağaç"...
Korumakla mükellef olduğumuz “2 bin 138” kültür mirası kime emanet?
(Kastamonu İl Özel İdaresi’nin mevzunun farkında olduğundan şüpheliyim, küçük onarımlar haricinde kültürel mirasla meşgalesi yok, önceliği “köy yolları”…
Bünyesindeki kültür birimlerinden dahi kurtulmanın epey vakittir gayretinde hatta.
İl müdürlüklerinde bütçe yok, bakanlık harici fon oluşturmak yönünde planlı ve programlı ne derece gayretleri var, topun gelişine vuruyorlarsa vuruyorlar…
“Karaburun”.
Yerel yönetimler “havsala yoksulu”…
Kültürel mirasın manasından dahi bihaberler, okumaz oldukları için emekleriyle tarihe kayıt yazmaktan mahrumlar, bilip bilebildikleri bir beton iki hamaset üç yok.)
Kastamonu Merkez İlçe başta olmak üzere "kültürel mirası koruma" güneşi "battı", "zifiri karanlık", sözü dahi edilmiyorsa kavramlarının vah ki vah bedenlerinin...
Kültür mirası Kastamonu'nun sadece şehirlerinde korunmayı beklemiyor, ya köyler, kadim uygarlığın farklı kavimlerle bıraktığı izler.
Yüzey araştırmasından mahrum coğrafyamız...
Uygarlığın somut ve somut olmayan nice kaydı.
Kastamonu'nun kültür mirası kime emanet?...
Milletin sinesine emanet.
Kastamonu halkı ecdadından emanet kültür mirasını hakkı ve layığı ile göğsüne basmayı, sarıp sarmalamayı, geleceğe taşımayı tüm bilinci ve ehemmiyeti ile önceler...
Çok veren malından-az veren canından, dişinden tırnağından artırdığı ile, cemi cümle akıl ve gönül birliği yaparak "Kastamonu Kültür Fonu" ufkunun çatısı altında buluşur.
Not: Batman'dan bir misal...
Kültürel mirasın korunmasına dair "imece".
Kastamonu'ya rehber olacaktır...
Kerbale çölüne su.
"Mor Kiryakus Manastırı"...
Anadolu uygarlık ebrusunun bir figürü, rengi, tonu.
1600 yıl öncesinde 2500 metrekare alana oturan iki katlı yapı harap haldeydi...
Beşiri ilçesindeki manastır Süryanilerin bölgedeki önemli inanç ve eğitim merkezlerinden biriydi.
2020 yılında başlayan restorasyon 3 aşamalı olarak gerçekleştirildi...
Birinci etabı "Dicle Kalkınma Ajansı" (DİKA) ve Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ikinci etabı Batman İl Özel İdaresi, üçüncü etabı Kültür ve Turizm Bakanlığı üstlendi ve gerçekleştirdi.
"Çözüm odaklı" olabilmek bu...
Bütçe gerekçelerinin ardına sığınmak ise Kastamonu'ya has.
Gerçi devlet bütçesinin "verimli" kullanılmaması da Kastamonu'ya has...
Nereye değil nereden baktığınız önemli.
(Mor Kiryakus Manastırı önceki gün törenle açıldı...
İmeceye ve hassasiyete şükran.
Batman Valisi Ekrem Canalp konuştu...
"Bu yıl bizim atılımın başlangıç yılıdır. Bu sene inşallah Batmanımızda 500 bin turist hedefimiz var ve bu hedef önümüzdeki yıl 1 milyon turist olacak. Peki, biz 1 milyon turist hedefine nasıl ulaşacağız. 1 milyon turist hedefine ulaşmak için daha önce yapmamış olduğumuz işleri yapmamız gerekiyor."
Kastamonu için aksi istikamet geçerli 1 milyon turist hedefine ulaşmak için...
Daha önce ne iş yaptıysak onları yine yapmamız gerekiyor.)