Sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü olması nedeniyle bu haftaki yazımı kadınlar üzerine yazmaya karar verdim. Kadınlarımız , kızlarımız , bacılarımız , analarımız , sevgilimiz , eşimiz

, halamız , teyzemiz , ninemiz , komşu annemiz... Ne güzel bir isim . Komşu anne... Her biri birbirinden değerli , kıymetli varlıklar... Bu hayattaki varlık sebebimiz. Hayatın ve insan neslinin devamını sağlayan özel bir canlıdır kadın. Cennet ayaklarının altına serilmiş. Uğruna dağlar delinmiş. Ferhat ın başına neler neler gelmiş Şirin için. Kerem nice yollar aşmış , yanmış kül olmuş Aslı için.

Ferhat, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir.Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “ Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir.Ferhat'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde.Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN !” seslenişleri yankılanır kayalarda.Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhat'ın yanına.Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için.

Elbette bu hikaye ile sınırlı değildir tarihe geçen kutsal aşklar. Birde Vatan ve Millet aşkı için canını feda eden analarımız var. Onlar biliyordu ki bağımsızlık demek namus demek, bağımsızlık demek insanca yaşamak demek , bağımsızlık demek dindarlık demekti. Çünkü bağımsızlığı olmayanın dini de olmazdı. İlk aklıma gelenleri yazıyorum. Sizlerden ricam her birinin hayat hikayesini mutlaka okumanız.

Şerife Bacı

Halime Çavuş Kara Fatma

Nezahat Onbaşı Nene Hatun

Onlarda kadındı. Onlarda özel varlıklardı. Ama onlar bunu hiç düşünmedi . Çünkü vatan elden gidiyordu. Milyonlarca kadının onuru onların bu kutlu mücadelesiyle kurtuluyordu.

Her birinin hikayesi birbirinden güzel ders verici niteliktedir. Hiç biri belkide hayatları boyunca tek bir hediye bile almadı. Belki de bu gün sizin gününüz denilmedi onlara. Belki de hiç biri böyle bir gün olduğundan haberleri dahi olmadı. Ama bizler onların canlarını feda ederek bizlere bıraktıkları bu güzel vatanda özgürce kadınlarımıza hediyeler alıyoruz. Aşklarımızı ilan ediyoruz. Ama onları unutmayalım. Onların bu ülkeye ve bu ülkenin insanı için yaptıklarını unutmayalım. Çocuklarımıza anlatalım. Hikayelerini öğrenelim ve gelecek nesillere öğretelim. Bu değerlerimizi korumazsak Allah muhafaza vatan için , bağımsızlığımız için savaşacak askerleri dünyaya getirecek kadınlarımız olmaz.

Bu vesileyle bu satırları okuyan erkek arkadaşlardan ricam şudur ki. Bu gün eve gittiğinizde oturun ve eşinize , sevdiğinize ya da sevgilinize yalnızca kadın olduğu için kutsal bir varlık olduğunu söyleyin. Bu güne kadar hiç yapmadığınız bir iş yapın onun için. Hatta bunu sadece bir gün değil arada yapın. Bakın hayat nasıl güzelleşecek. Bir gün ya bir gün . Bu gün örneğin bir kez bile olsa çocuğun bezini değiştirin. Yemek hazırlayın. Çayı demleyin ve servis edin. Çayın yanına bişeylerde koymayı ihmal etmeyin. Kutsal bir mabed gibi davranın

. Hoyratça yaklaşmayın. Bırakın o ne istiyorsa onu yapsın. İnsanı en çokta üzen ana haberde dünya kadınlar gününde muhakkak bir kadın cinayeti haberi olacak olma ihtimali...

Değerli beyler sakın ola sevimli olma adına "8 Mart Dünya Kediler Günü " gibi alaycı yaklaşımlarınızı duyarsam ağır konuşurum bilesiniz. Size bir gün , bize her gün... Sakın ola böyle alaycı yaklaşımları sergilemeyin. Böyle başlıyor kadın düşmanlığı... Lütfen...

Unutmayalım beyler! Her kadın aynı yaştadır. Elleri öpülecek yaşta...

Kadir ARMAN