Helal sözcüğünün sıfat olarak kullanıldığı bir çok yer görmüşsünüzdür. En çok kullanılan “helal lokma” , “helal et “ , “helal süt “ vb. gibi tamlamalardır. Ama ben “ Helal Söz “ tamlamasını hiç duymadım. Kullanan varsa da ben henüz rastlamadım. Çok mu önemli bu kadar toplumsal meseleler varken bir tamlama icadı diye de düşünebilirsiniz. Ahlaksızlık almış başını gidiyor. Yalan dolan , rüşvet , iftira, hak hukuk tanımazlık , ikiyüzlülük almış başını gidiyor. Toplumu çökertmiş . Türk milletinin tüm değerleriyle alay eden bir güruh yetişmiş sende kelimelere takılıp kalmışsın Kadir Hoca diyebilirsiniz.
Tamda bu meselelere kafa yorarken aklıma takıldı bu sözcük. Her şeyin helali oluyor da söz ün helali neden olmasın diye düşündüm. Zaten tüm değerler kelimelerle ifade edilmiyor mu? Kullandığımız kelimeler bizim kişiliğimizi ve karakterimizi ortaya koymuyor mu? Bu konuda işin uzmanları zaten söylenmesi gereken her şeyi söylemişlerdir. Kelimelerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız , diyor Konfüçyüs. Karşısındakini çok güzel manipüle edebilen çok iyi söz ustaları ve hatipler de yok değil tabi ki. Ama buda zaten bizim tezimizi doğrulamakta. Bir yetişkin birey özel bir gayretle güzel bir lügat bilgisine ulaşabilir çok ustaca kelimeler kullanarak karşı tarafta istediği etkiyi bırakabilir. Konumuz bu değil zaten .
Karakterin ve kişiliğin oluşumu dille mümkündür. Hayatın temel prensiplerinden biridir “dil”. “düşünce” ve “hareket” sıralaması. Dil olmadan düşünce oluşmaz . düşünce olmadan da insani bir hareket olmaz.
Asıl konumuza dönecek olursak “ Helal Söz “ nedir?
Ve ne değildir?
Haram söz de var mıdır?
Yani bir şeyin helali varsa haramı da olmalı değil mi?
Helal söz doğru söz demek değildir. Yani bir söz doğru söz olabilir ama helal söz olmayabilir. Ama her helal söz doğru sözdür. Yani şöyle bir benzetme yaparsak sanırım daha net olacak konu. Bir gıda maddesi düşünün yenilebilir ancak helal olmayabilir. Ülkemizde domuz eti yasal olarak yenilebilir ama helal değildir. Zaten toplumumuz bu yasal serbestliği pek te umursamadı ve kasap reyonlarında domuz eti bulamazsınız. Ama aynı duyarlılığı zina serbestliği konusunda da göremezsiniz. İçki içilebilir ama helal değildir. Sözlerde böyledir aslında . Her doğru söz helal söz değildir. “Her doğru her yerde söylenmez “ sözü böyle durumlar için söylenmiş olmalı diye düşünüyorum.
Doğru söz yerinde ve zamanında söylenirse ve en az bir hakikati meydana çıkarırsa , muhataplarında herhangi bir menfi duruma yol açmıyorsa , hayatı düzene sokuyor ve özellikle çocukların dimağında güzellikler ve mutluluklardan müteşekkil bir alan işgal ediyorsa o söz helal sözdür.
Özellikle çocuk eğitiminde kullanacağımız kelimelere çok çok dikkat etmeliyiz . Asla yalan söylememeliyiz. Onların iyiliği için bile olsa ( ki bu bir iyilik değil ) doğruyu söylemekten kaçınmamalıyız. Biz farkına varmıyoruz ama çocukların kişiliği bizin onlara kullandığımız kelimelerle ve bizim onlara karşı gösterdiğimiz davranışlardan ibarettir. Hani düzgün ve ahlaklı çocuk yetiştirmenin kriteri olarak gördüğümüz “haram lokma yedirmeme “ ilkesi var ya . En az haram lokma yedirmemek kadar önemli bir konudur çocuklarımıza helal söz söylemek. Uydurma hayal ürünü hikayelerle asla dini öğretmeye kalkışmayın . Yaşına ve zihinsel gelişimine uygun olarak somuttan soyuta prensibiyle tüm doğruları eksiksiz olarak öğretin. Yoksa geleceğin dolandırıcısını , ahlaksızını , üçkağıtçısını , münafığını veya ateistini kendi elinizle yetiştirmiş olursunuz. Güzel söz , tatlı söz, olumlu bir kelime yetişkin bir kişinin bir gününü bahtiyar ederken bir çocuğun bir ömrünü bahtiyar edebilir. Helal söz özellikle çocuklar için çok önemlidir ve ekmek gibi , su gibi elzemdir. Eğer bir annenin , bir babanın bir gün çocuğundaki olumsuz davranışlarını kastederek” ben bu çocuğa haram da yedirmedim . Bu çocuk kime çekti ? Nasıl oldu ? “ dediğini duyarsanız , bilin ki çocuğu helal sözden mahrum bırakmıştır. Çocuk zihni temiz ve berrak olduğu için her şeyi kaydeder. Ve bu kayıtlar kalıcı olur. Zihinsel kodlamalar yanlış olursa yanlış düşünülür ve yanlış davranış olarak karşımızda buluruz yaptığımız yanlış iletişim hatalarımızı. Tabiat boşluğu sevmez deyip illaki yalan yanlış bir şeyler söyleme gereği duymayalım. Yanlış söylemekten se susalım. Çocuk bazı boşlukları kendisi doldursun müsaade edelim. Müsaade edelim ki seçmeyi, tercih etmeyi ve anlam yüklemeyi çok daha küçük yaşlarda öğrenmiş olsun. Sonraki yaşlarda bir diktatör ve anti demokrat bir kişilikle karşılaşmak istemiyorsak bu değerleri çok küçük yaşlarda verelim. Küçük deyip ciddiye almamazlık yapmayalım ki saygıyı özümsesin. Güçlü bir kişilik ve karakter ancak helal sözlerden oluşan bir lügat birikimiyle mümkündür.