-Binsem "Gençlik Marşı" ile demirden kızağıma,

-Milli Mücadelenin Sine-i Milletle buluştuğu ilk nümayişin yapıldığı yerden (Havza),

-Geçsem usulca Kızılırmak ve Gökırmağın üzerindeki kırmızı Tuğlalı Taşköprülerden.

-Selam versem Abdal HASAN’ın torunlarına (Vezirköprü-Hanönü-Taşköprü)

-Düşsem notumu medeniyetin hamuruna, sarılsam alın teri ile ıslanmış kendirinden halatına

-Şifa dağıtsam katarlarımda taşıdığım sarımsağımla, pancarımla…

-Mola verip dinlensem Şeyh Şabanı Veli’nin, Şehit Şerife Bacı’nın,

-Halime Çavuş’un, Mehmet Feyzi Efendi’nin Şehr-i Evliyasında (KASTAMONU),

-Çıksam İstiklal Yoluna çevirsem yönümü ŞİMALE doğru,

-Doldursam lokomotiflerimi yer altı zenginliklerimle; Bakır, Mermer (Küre-Azdavay-Pınarbaşı),

-Uzansam Ersizlerden Kadı Salih Reis’in memleketine,

-Bıraksam yükümü ilk ve tek İstiklal Madalyalı İlçe İnebolu’mun limanına…

-Ruhumu kandırsam Çınaraltı Kahvesi’nin iskelesinde,

-Bir top mermisi de ben koysam Elif'in kağnısına…

-Ulaştırsa İstiklal Yolundan SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜME…

-Konaklasam Yelligöz’ün (Yaralıgöz) eteklerinde Devlet hanında (Devrekhani)

-Önce bir Bozkurt yapsam sonra gezinsem çırpınan Karadeniz’in sahillerinde (Abana-Cide-Çatalzeytin),

-Göstersem tüm dünyaya doğal güzelliklerimi; Horma ve Valla kanyonlarını (Küre-Pınarbaşı-Doğanyurt).

-Taşısam demirden kızağımla misafirlerimi, turistimi Kastın neydi Moni’ye

-Gezdirsem Bizans’ın, CANDAROĞLU, OSMANLI ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN tarihi kalesinde, kulesinde…

-Çıksam Yavlak Arslan’ın otağından insem Karaçomak deresinden Cumhuriyet Meydanına,

-Yeni serpuşun Şapkam ile geçsem Abdurrahman Paşa Lisesinin önünden,

-Düzeltsem kılık kıyafetimi selam versem ATAMA…

-Geçsem hızlıca kesme taş kambur köprüden Kadı Nasrullah'ın Meydanına…

-Tarihe tanıklık etsem bir kez daha Mehmet Akif’in Milli Marşımızı ilk kez okumasına,

-Serinlesem şadırvanından akan su ile yedi yıl içinde tekrar geleceğimi bilmeden.

-Ziyaret etsem Hz. Piri, Atabey Gaziyi, Ayağı Yanık Sultanı, İsmail Bey Külliyesini…

-Tatsam coğrafi işaretli yöresel lezzetlerimi; Kara ve Ecevit Çorbamı, Kuyu Kebabı, Tirit, Banduma, Pastırma, Etli Ekmek Çekme Helva, Cırık, Sarımsak, Pirinç, Siyez Bulguru vb. (Ağlı-Tosya-Daday-Devrekhani-İhsangazi-Araç).

-Ayrılmasam bu kadim şehirden konaklasam birkaç gün daha hanlarında (Kurşunlu Han, Pembe Han)

-Yola çıksam artık…

-Çevirsem yönümü İstiklal Yolundan CENUP’a

-Sessizce geçsem ILGAZ’ın vadilerinden Kurşunlu/ÇANKIRI’ya

-Devretsem demirden kızağımın vagonlarındaki mukaddes yükünü, ferasetini…

-Ulaştırsam istasyonuna OSB’lerimde üretilen iş gücünü emeğini, alın terini, katma değerini…

                                                                         

-Çıkarsa karşıma yalçın dağlar, kayalar akarsular…

-Doğrulur bakarım GARP’a doğru, bana bağlı değil miydi Üsküdar'a kadar…

-Alırım arkama ILGAZ’IN heybetini, rüzgarını erenlerimin duasını…

-Hızlansam demirden kızağımla Uluçay’a, Filyos’a nazire yaparcasına Mergüze-Araçtan KARA-BÜK’e

-Teslim etsem gümrüğüne OSB’lerimde üretilen iş gücünü emeğini, alın terini, katma değerini…  

                                                                         

-Değer görse artık alın terim, iş gücüm, öz kaynaklarım ve insanım…

-Karşılık bulsa Milli Mücadeledeki ferasetim, gayretim ülkeme olan bağlılığım…

-Atsam üzerimdeki ölü toprağını, son versem hasete, enaniyete, gruplaşmaya uzaktan yönetilmeye…

-Odaklansam teknolojinin, bilimin ışığında tüm paydaşlarımla kalkınmaya, geleceğime umutla bakmaya…

-Yürütsem demirden kızağımı İSTİKBALİME, yüz yıl önce meşalemle aydınlattığım İSTİKLAL YOLUNDAN…

-Son versem artık zengin kaynakların fakir bekçiliğini yapmayı…

 

Saygılarımla,

Dr. M. Erdal KARA