Son yıllarda dünyadaki endüstriyel gelişmelere paralel olarak, sera gazı emisyonlarının artması, ozon tabakasının zarar görmesi doğal koşullarımızı daha fazla tehdit altına almaya başlamıştır. Diğer taraftan küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan yangınlar, dünya genelindeki orman kaynakları üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2023 raporuna göre, iklim değişikliği ve çevre sorunları, 2011’den itibaren en büyük küresel riskler arasında yer almıştır. Bu durum, sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi açısından yeni çözüm arayışlarını zorunlu kılmıştır. Bu nedenle tarımsal yıllık bitki artıklarının (kenevir, şeker kamışı, pirinç çeltiği vb.) ve geri dönüşüme uygun lignoselülozik malzemelerin değerlendirilmesi her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Tam da bu koşullarda tarihi geçmişi ve çok yönlü kullanım alanlarıyla endüstriyel kenevir bitkisi (Cannabis sativa L.) ön plana çıkmıştır.

Mehmet Erdal Kara Köşe (1)-1

Kenevir endüstrisi; AB yeşil mutabakatıyla uyumlu, iklim değişikliğini azaltmaya yardımcı olabilecek, kırsalda ve imalat endüstrisinde doğayla uyumlu, çok yönlü kullanıma ve geriye dönüştürülebilir özelliklere sahiptir. Çok çeşitli biyo malzeme üretiminde kullanılabilen miyarlarca Avro’luk alt pazar potansiyeli olan kenevir, tüketicilerin doğal elyaf ve ürünlere olan ilgisinin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda pazarlarının daha da büyüyeceği tahmin edilen bir üründür. Kenevir toprak ıslahında kullanılan ve sıfır atık üreten bir bitkidir. Faydaları kendinden sonra yetiştirilen ürünlerde de görülebilmektedir.

Karbon bazlı ham maddelere alternatif olarak kullanılırsa, kenevir önemli miktarda CO2 salınımını önleyecektir. Bir ton hasat edilmiş kenevir sapı 1.6 ton CO2 emilimine eşdeğerdir.

Dünyada ve Türkiye’de Kenevir Üretimi: FAO (2020) verilerine göre dünyada 2018 yılında 32140 ha alanda 142883 ton kenevir tohumu üretimi gerçekleştirilmiştir. Fransa 16511 ha ile dünya üretim alanının %51.37’sini oluşturmaktadır. Fransa’yı sırasıyla %14.60 ile Rusya (4691 ha), %13.51 ile Çin (4342 ha), %8.28 ile Şili (2660 ha) takip etmektedir. Türkiye ise toplam alanın yalnızca %0.2 (6 ha)’sini oluşturmaktadır. Lif üretiminde ise 2018 yılında 41588 ha alanda 60657 ton kenevir lifi üretimi gerçekleştirilmiştir. Kuzey Kore 21457 ha alan ile %51.59’unu oluşturmuştur. Kuzey Kore’yi sırasıyla %10.70 ile Çin (4449 ha), %10.55 ile Şili (4386 ha) ve %7.84 ile Rusya (3262 ha) takip etmektedir. Türkiye ise toplam kenevir lifi üretim alanının %0.02 (10 ha)’sini oluşturmuştur. Türkiye’de tohum amaçlı ekilen kenevir 2005 yılında 650 da iken, 2018 yılında 59 da’a inmiştir. Kenevir tohumu verimi 2005 yılında 20 kg/da, iken 2018 yılında 51 kg/da yükselmiştir. Türkiye’de lif amaçlı kenevir üretimi 2005 yılında 650 da iken, 2018 yılında 55 da’a inmiştir. Kenevir lifi üretimi ise 2005 yılında 55 ton iken, 2018 yılı 7 ton gerçekleşmiştir (TÜİK, 2020).

Mehmet Erdal Kara Köşe (1)

Kenevirin Sanayiye ve Ekonomiye Katkısı: İnsanlık tarihinin en eski tarım bitkilerinden biri olan kenevir, Anadolu’da da yüzlerce yıl boyunca tekstilden ilaç yapımına, gıda üretiminden ip sanayisine kadar pek çok alanda kullanılmış alternatif bir bitkidir. Ancak 20. yüzyılın ortalarından itibaren dünyada başlayan kısıtlamalar ve yasaklar bu bitkinin neredeyse tamamen unutulmasına yol açmıştır. Oysa bugünlerde pek çok ülke kenevirle ilgili yasaların güncellenmesiyle kenevirin hem endüstriyel hem de medikal etkilerinden faydalanmaya başlamıştır. 1961 yılında yaklaşık 20 bin hektar alanda lif ve tohum olarak 15 bin tonu aşkın kenevir üretimi yapılırken, 2017 yılında 12 hektar alanda 9 ton kenevir lif ve tohumu üretimi gerçekleşmiştir. Türkiye için kenevir sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda stratejik bir sanayi hammaddesi ve çevreci bir kurtuluş reçetesidir. Kenevirin çok yönlü kullanımı (tohum, lif ve sap/kıtık) onu sadece bir tarım ürünü değil aynı zamanda diğer bitkilerden ayıran pek çok üstün özelliği bulunan ekonomik kalkınma aracıdır. Bunlar;

Lif: Tekstil, Otomotiv, biyoplastik ve kağıt sanayiinde organik ve dayanıklı elyaf, Avrupa yeşil mutabakatında CO2 emisyonlarının azaltılması ile inşaat sektöründe ısı yalıtımı, yüksek karbon emici yapı ve kompozit malzemesi olarak,

Tohum: Gıda sanayi protein, yağ, ilaç sektörü, sabun, cila, boya, kozmetik ürünlerin üretimi, hayvan yemi olarak,

Kıtık: Ahşap bazlı panel üretiminde yıllık yenilenebilir odun hammaddesine alternatif kaynak olarak,

Ormana alternatif: Bir dönümlük kenevirden yaklaşık 4 dönüm ormana eşdeğer selüloz, yaklaşık 80-150 kg tohum, 80-200 kg lif (%25-30), 800-1500 kg sap-kıtık (%60-70) elde edilmektedir.

Çevreci: Kenevir, toprağı temizler, karbon tutar, toprağı ıslah eder. Az su ister ve ilaç kullanımına ihtiyaç duymaz.

Üretim Trendleri ve Pazar Gelişmeleri: Küresel kenevir pazarı 2024 itibariyle yaklaşık 7 milyar dolar civarındadır. 2030’a kadar bu pazarın 20 milyar dolara yaklaşması beklenmektedir. Yapı malzemeleri (hempcrete), tekstil, biyoplastik, hayvan yemi ve gıda gibi alanlarda talep artıyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da CBD ürünleri en hızlı büyüyen alt sektördür.

Türkiye’de Kenevir Tarımının Mevcut Durumu: Ülkemiz kenevir üretimi ve ticaretinde birçok uluslararası sözleşmeye taraftır. Kenevir üretiminin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilebilmesi için ülke ve dış ihtiyaçları doğrultusunda etkin bir arz zincirinin oluşturulması gereklidir. Bu doğrultuda üretilen kenevirin ana ve yan ürünlerini değerlendirerek yüksek katma değeri sağlayacak işleme tesislerinin kurulabilmesi için gerekli yerel ve uluslararası finansman kaynaklarına erişimin sağlanması, çiftçi örgütleri aracılığıyla pazarlanması gibi önlemlerin alınması yararlı görülmektedir.

Nitekim Türkiye’de Kenevirin bir tarım ürünü olarak gündeme gelmesi, 9 Ocak 2019’da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumunda” gerçekleşmiştir. 11 Ocak 2019 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinin katılımıyla “Türkiye’de Endüstriyel Kenevir Yetiştiriciliği Raporu ve Eylem Planı” hazırlanmıştır. Eylem planında öne çıkan konular;

· Kenevir üretiminin kısa vadede yerli popülasyonlarla artırılması,

· Yerli çeşitler için tohum tescil çalışmalarının tamamlanarak sertifikalı tohum kullanımına geçilmesi,

· Kenevire dayalı sanayinin ve mekanizasyon sistemlerinin geliştirilmesi ve öncelikli yatırım alanlarının belirlenmesi şeklindedir (TİGEM, 2019).

Kastamonu’da Kenevir Üretimiyle İlgili Tarihsel Süreç: Kenevir üretimi için yapılan ilk yatırımlar Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikasıdır. Fabrikanın tam kapasite ile çalışamaması ve zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiştir.

Kastamonu’da kurulan diğer bir tesis 1949 yılında inşasına başlanmış olan Kendir Sanayii Müessesesidir. Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, Hindistan’dan çok daha ucuz olan, kendirin muadili olan jüt ithal etmeye başlamıştır. Kendir üretimini olumsuz yönde etkileyen bu durum İzmit de kurulu SEKA’ya ait fabrikaya kâğıt üretiminde kullanmak amacıyla kendir alınmaya başlanması ile telafi edilebilmiştir. 1976 yılında Taşköprü’de SEKA tarafından kâğıt fabrikası kurulma kararı alınmış ve fabrika 1984 yılında faaliyete girmiştir. 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınan fabrika, 2004 yılında özelleştirilerek satılmıştır. Özelleştirme sonrası fabrikanın kendir ihtiyacının, daha ucuz olduğu için yurt dışından temin edilmesi sonrasında fabrika birçok özelleştirme örneğinde olduğu gibi faaliyetine son vermiştir.

Türkiyede Kenevir Tarım Alanları: Kenevir, kısa sürede büyüyen ve çok yıllık olmayan (yıllık) bir bitkidir. Bu nedenle; İklim ve coğrafi olarak Karadeniz, İç Anadolu, Marmara ve Doğu Anadolu'nun bazı bölümleri kenevir tarımı için uygundur. 29/09/2016 tarih-29842 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan en son yönetmelik olan “Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” uyarınca, ülkemizde 19 ilde endüstriyel kenevir ekimine izin verilmektedir. 2021 yılında buna Sivas, 2024 yılında ise Konya eklenerek 21 ilde endüstriyel kenevir ekim izni bulunmaktadır. Türkiye’deki kenevir mevzuatı, 21 ilde ekime izin vermesine rağmen, organizasyon eksikliği sebebiyle dikim, hasat, ürün geliştirme ve pazarlama konularında dünya pazarının çok gerisindedir. Ülkemizde kenevir tarımına izin verilen iller aşağıdaki görselde verilmiştir.

Mehmet Erdal Kara Köşe (2)

Ulusal Kenevir Stratejisine Gereksinim: Dünya genelinde yaşanan iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve artan nüfusun getirdiği talep baskısı, orman kaynaklarını tehdit altına almıştır. Türkiye gibi orman ürünlerine dayalı sanayinin güçlü olduğu ülkelerde bu baskı daha da belirgin hale gelmiştir. Zira ülkemiz ağaç bazlı (lif/yonga) panel endüstrisi 2022 yılsonu itibariyle 500.000 bini doğrudan toplamda 1.000.000 istihdam sağlayan, 6 milyar $ ihracat yapan ve 19,5 milyar $ sektör büyüklüğüne sahip cari fazla veren bir sektör haline gelmiştir. 2023 yılı sonu itibariyle toplam kurulu kapasite kullanımı 15,7 milyon m³/yıla ulaşmış üretim hacminin %13’ü ise ilimizde (Kastamonu) faaliyet gösteren işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ülke olarak bu kapasite kullanımı ile ahşap panel üretiminin küresel ölçekte önemli oyuncusu olup, yonga levha üretiminde 4. lif levha üretiminde 2. laminat parke üretiminde ise 3. sırada bulunmaktayız. Lakin bu durum orman varlığı bakımından çok zengin olmayan ülkemiz için yenilenebilir ve sürdürülebilir alternatif orman kaynaklarının kullanılması önem arz etmektedir. Bu gelişmeler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ivedilikle “Ulusal Kenevir Strateji Planı” hazırlanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda kenevir, kısa sürede yetişmesi, çok yönlü değerlendirilmesi ve çevreci özellikleri sayesinde ormanlara alternatif bir hammadde kaynağı olarak dikkat çekmektedir.

Sonuç olarak; Kenevir, sadece geçmişin bir hatırası değil, aynı zamanda geleceğin sürdürülebilir kalkınma yol haritasıdır. Türkiye’nin hem yeşil dönüşüm hedefleri hem de ekonomik bağımsızlığı için, bu çok yönlü bitkiye yeniden ve daha güçlü bir şekilde yönelmesi gerekmektedir. Alınacak doğru siyasi kararlar ve kararlı uygulamalarla kenevir, orman kaynaklarına baskıyı azaltan, çevre dostu, ekonomik değeri yüksek bir alternatif olarak ülkemizin yarınlarına katkı sunabilir. Yapılması gereken yerel, inovatif, katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesine odaklanılmasıdır. Ülkemizin, hızla gelişen dünya endüstriyel kenevir pazarı karşısında, inovatif, katma değeri yüksek, yerel ve ulusal ekonomiye katkı sağlayacak hamleler yaparak gelişen dünya pazarında yer alması gerekmektedir. Buna göre;

· Kenevir, sadece alternatif bir ürün değil; çevreci, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla kalkınmanın anahtarıdır. Bu potansiyelin hayata geçebilmesi için siyasi irade, kurumsal eşgüdüm ve yerel aktörlerin işbirliği esastır.

· Türkiye; ormanlarını korumak, ekonomisini çeşitlendirmek ve geleceğe daha yeşil bir miras bırakmak istiyorsa, kenevir artık bir seçenek değil, zorunluluktur.

· Endüstriyel kenevirden binlerce ticari ürün geliştirilebileceği konusu, yapılacak AR-GE çalışmaları ile dünyada ve Türkiye’de, daha fazla araştırmacı, politikacı, çiftçi, kamu ve özel kurumların dikkatine sunulmalıdır.

· Kenevir, hem çevresel sorunlarına çözüm, hem ekonomik kalkınma aracı, hem de sanayi için sürdürülebilir hammadde kaynağı olabilir. Unutulmamalıdır ki, Türkiye'nin geleceği, toprağıyla barışık ve kaynaklarını akılcı kullanan politikalarla inşa edilecektir.

· Kenevir ile ilgili yasaların yeniden gözden geçirilmesi ülke ekonomisi için oldukça önemli sonuçlar sağlayacaktır.

· Ülkemizde artan orman yangınları sonucu sınırlı ve azalan orman varlıklarına alternatif yıllık bitki ve tarımsal kaynakların belirlenmesi ve ahşap panel endüstrisinde kullanımının teşvik edilmesi sağlanmalıdır.

· Bu kapsamda dünya genelinde (ABD, Çin ve Avrupa ülkeleri) ahşap panel üretimlerinde yaygınlaşmaya başlayan tarımsal artık kullanımının ülkemizde (15 mil. ton/yıl) kullanımı yönünde önemine ve katma değerli ürün üretilecek olmasına ilgili tüm paydaşlarla birlikte vurgu yapılmalıdır.

· Aynı zamanda kenevirden elde edilen/edilecek ürünlere ait kalite (ANSI, EN, TSE) sertifikasyon çalışmaları yapılarak firma ürünlerinin kullanımı teşvik edilmelidir.

Kısa (0-2 yıl), orta (3-5 yıl) ve uzun vadede (5+yıl) tavsiyeler:

  • Kastamonu’da pilot bir “Kenevir Sanayi Bölgesi ve Kenevir İşleme Entegre Tesisi kurulabilir.
  • Orman sanayisine yönelik firmalara, ürünlerinin %10’unu kenevir bazlı kaynaklardan üretmeleri için yeşil dönüşüm teşviki düşünülebilir.
  • Kenevir tarımı, Tarım Master Planı içine alınarak odun hammaddesine bağımlılık %10-20 azaltılabilir.
  • Keneviri "kontrollü madde" gibi sınırlayan mevzuat güncellenmeli, üretim-işleme-sanayi zinciri güvenli ve şeffaf ele alınmalı ve kontrollü ama yaygınlaştırılabilir bir model oluşturulabilir.

· Yerli ve yüksek verimli tohumlar geliştirilerek sertifikalandırılabilir. Tarım Bakanlığı (TAGEM) ve Üniversiteler öncülüğünde Ar-Ge merkezleri ve Teknoparklarla iş birlikleri yapılabilir.

  • Kenevir tarımına özel prim sistemi, üretim desteği, yatırım teşviki (5. 6. bölge destekleri) uygulamalar ve alım garantili modeller ile çiftçinin ürünü güvence altına alınabilir.

· Lif, kıtık ve tohum gibi farklı kısımları değerlendirecek sanayi ile entegre üretim zincirleri kurularak tekstil, inşaat, ilaç ve enerji sektörleri bir araya getirilebilir.

  • Tarım İl Müdürlükleri aracılığıyla çiftçiler, sanayiciler ve yerel yönetimler bilgilendirilebilir. Bu amaçla çiftçilere tarım teknikleri, girişimcilere iş modeli eğitimi ve sertifikasyon verilebilir.

Yararlanılan Kaynaklar;

· Anonim, 2019. Kenevir yetiştiriciliği. Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, Samsun.

· Aydoğan, M., Terzi, Y. E., Gizlenci, Ş., Mustafa, A., Alpay, E., Meral, H., 2020 Türkiye’de kenevir yetiştiriciliğinin ekonomik olarak yapılabilirliği: Samsun ili Vezirköprü ilçesi örneği. Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi, 35(1): 35-50.

· European Industrial Hemp Association (EIHA) raporları

· Food and Agriculture Organization (FAO) verileri

· Gökgöz, B. A., Emine Yılmaz Can, E. (2021) Medikal ve Endüstriyel Açıdan Kannabinoidlerin Önemi ve Türkiye Ekonomisine Katkı Potansiyeli. Batı Karadeniz Tıp Dergisi, 5(3):315-323.

· Kara, M.E., (2025). “Mechanical and Physical Properties of Particleboard Produced from Hemp Plant,” BioResources 20(3), 5361-5376.

· Stevens, C., Müssig, J.V. (2010). Industrial Applications of Natural Fibres: Structure, Properties and Technical Applications.

· TÜİK, 2020. Türkiye istatistik enstitüsü. http://www.tuik.gov.tr

· Türk Tarım Orman Dergisi http://www.turktarim.gov.tr/Haber/1035/endustriyel-kenevir-uretimi