Kastamonu’yu ekonomi altyapısında ve dolayısıyla üstyapısında kalkındırmak ve geliştirmek için ne allame-i cihan efendilerce ne aliyülâlâ toplantılar birbiri ardına düzenleniyor, derz araları zerre boşluk kalmamacasına sıvanıyor, her ihtimale binaen de rötuşlanıyor…
Var“imiş kurtaracak bahtı kara maderini”.
Ala…
Herkesin bir ucundan söylediği eskimiş kıtaların ezberi, senelerin dile pelesenginin koro versiyonu, kelimeleri değişse de çoktan dolan miadın sözü.
Giden vakit, yanan elektik, harcanan çay…
Feda.
Değirmen taşını döndüren söz müdür?...
Enerji mi?
Su kanalını kazdın da mı, çarka suyu akıttın da mı, taşın haznesine buğdayı döktün de mi?...
Gözün un bekleye.
Peynir gemisi lafla yürür mü?...
Harmanda izi olmayanın hasatta yüzü olur mu?
Şaşaa…
Lafügüzaf.
(Yukarıdaki girişi yaptım ki…
Aşağıdaki verilerin bir anlamı ola Kastamonu namına.
“Ekim 2025” itibarı ile…
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesindeki Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü ülkemize dair “Ar-Ge Merkezleri” veri dosyasını yayımladı.
“Ar-Ge Merkezleri” ne ola?...
“5746 sayılı Kanun ile, yenilikçiliğe odaklanmış, nitelikli istihdamı gelişmiş, katma değeri yüksek ürünler üreten, verimliliği ve rekabet gücü yüksek bir ekonomik ortamın oluşturulması sağlanarak; ülkemizin, uluslararası rekabet gücünün artırılması, yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi ve dünyadaki gelişmelere uygun bir sanayi altyapısının oluşturulması ve ayrıca yabancı sermaye şirketlerinin Ar-Ge birimlerini ülkemizde yapılandırarak yeni teknolojileri ülkemizde geliştirmelerine imkan sağlanması amaçlanmaktadır… Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri; Ar-Ge, teknoloji ve insan kaynaklarına yapılan yatırımların, teknolojik gelişmişlik, yüksek rekabet gücü ve yüksek refah seviyesi olarak geri döndüğü anlayışıyla hazırlanan 5746 sayılı Kanun kapsamında kurulmakta ve faaliyet göstermektedir.”
Ülkemizde “Bin 358” Ar-Ge Merkezi var…
Kastamonu’da sadece “1” Ar-Ge Merkezi (1033 Saattek Yazılım Danışmanlık ve Ticaret Ltd. Şti. Kastamonu Bilgisayar ve İletişim Teknolojileri 1.08.2024).
Gerçi…
Bu “1” Ar-Ge Merkezi dahi çok önemli, çünkü bu sayede Kastamonu, Ar-Ge Merkezi olan “58” il arasında kendine yer edinebilmiş durumda.
Düzce’de misal…
“10” Ar-Ge Merkezi var.
Bilecik’te “6”…
Sivas’ta “5”.
Değişen dünyanın, dönüşen ekonominin, farklılaşan imalat bantlarının kavramları ile konuşmadıkça ve mevzilenmedikçe…
Hakikaten yazık oluyor edilen lafügüzafa dahi.)
(E bir de “tasarım merkezi” mevzusu var…
Yenidünyada.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı metninden okuyalım…
“26 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaşan Ar-Ge Reform Paketi kapsamında yapılan değişiklikler ile başta 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun olmak üzere ülkemiz Ar-Ge ve yenilik ekosistemini geliştirecek pek çok düzenleme getirilmiştir… Bu düzenlemelerin başında tasarım faaliyetlerinin de Ar-Ge faaliyetleri gibi destek kapsamına alınması gelmektedir. Bu sayede, yüksek katma değerli teknolojik ürünlerin üretimi söz konusu olacaktır. Yine bu kanun kapsamında Tasarım Merkezleri kavramı mevzuata girmiş ve Tasarım merkezlerine de birçok önemli destekler getirilmiştir… Özel Sektör Tasarım Merkezleri; Tasarım, teknoloji ve insan kaynaklarına yapılan yatırımların, teknolojik gelişmişlik, yüksek rekabet gücü ve yüksek refah seviyesi olarak geri döndüğü anlayışıyla hazırlanan 5746 sayılı Kanun kapsamında kurulmakta ve faaliyet göstermektedir.”
Kastamonu’da “tasarım merkezi” var mı?...
“Yok”.
Ülkemizde 343 “tasarım merkezi” var…
29 ilde faaliyet gösteriyorlar.
Karabük ve Zonguldak’ta 1’er…
Kütahya’da “3”.
Düzce’de “2”…
Ordu’da “1”.
Kastamonu’da “ahşap” üzere “tasarım” emeği koymak için 13 sene önceki emeği hatırlıyorum…
Sırf bu maksatla İtalya’daki fuarlara katılındı, Milano Ticaret Odası ile görüşüldü, ulusal öncü firmalar ile işbirliğine gidildi.
Kastamonu’nun kalkınmasına dair bugün konuşanların 13 sene öncenin dahi “gerisinde” kaldıklarını üzülerek müşahede ediyorum…
Hiç mi okumazsınız, araştırmazsınız, danışmazsınız?)
(Şükür…
Yenidünyanın kalkınma 3’lüsünün son ferdi “Teknoloji Geliştirme Merkezi” namına elimizde “numune” var.)
