Tee antik zamanları da kapsayarak, Çobanoğulları ve Candaroğulları, devamında Osmanlı'da ayaklarını daim "bütün" yahut "kısmi" ölçekli "merkez" bürokrasisine basan Kastamonu'da "sivil" yahut diğer deyişle "yerel otorite" oluşmaması gayet "normal"...

"Hükümdarlar" ve "valiler" vilayeti/ili/kenti olageldi Kastamonu.

"Söz, yetki ve karar" taksiminde "sivil/yerel/halk" cenahına düşe düşe "boyun eğmek" düştü...

"Boyun bükme" cesareti/cüreti dahi "ne gezdi".

Afacan Köşe (3) (27)

Dediği dedik hükümdarlar...

Dirayetli valiler.

"İçkale" yerleşimli devirde hele hele...

"Yöneten" ile "yönetilen" arasında kaç "kuş uçumu" mesafe.

Kastamonun halkının kamusal makama karşı talep "dillendirme/veryansın/koparma" konusunda dilinin de bileğinin de iradesinin de "pamuk" olmasının sebebi hikmeti de tastamam budur zati...

Atadan devşirilen "hükümdar/vali" gölgesi.

"Mültezim kırbacı"..

"Dipçik".

Osmanlı idaresinin taşrada "çözülmeye" başlamasıyla...

Garibanın "malına/mülküne/canına" çöken "derebeyler" de unutulmaya aman.

Afacan Köşe (4) (23)

Muhalif unsurlar Kastamonu'daki "yoksulluk" üzerine kelam peşindeler günümüzde...

Yüreği olan Kastamonu'daki "zenginliği" konuşsun, varsıllara derenin suyu nereden gelmiş acep vaktiyle, haydi meydan.

Ortada ne icatları var...

Ne üretimleri.

Kastamonu'da "bıçağın kemiğe dayandığı" anlarda "patlama" olmadı mı nadir de olsa?...

"1906 Ayaklanması", devletin koyduğu "şahsi vergi" ve "hayvanatı ehliye rüsumu" ek vergilerine karşı Osmanlı'nın kimi vilayetlerinde çıkan esnaf odaklı "muhalefet/direniş" Kastamonu'da da baş gösterdi, ki mevcut idareye ile ilişkin diğer "yerel" rahatsızlıkları da yedekleyerek ve şehirdeki sürgün "menfiler" grubunun desteğini hatta aklını alarak.

Yurdun değişik coğrafyalarında sular durulacak gibi olmayınca "çıban başı" bu iki vergi tedavülden kaldırıldı, ancak "vazo kırılmıştı", düzen tutmadı bir daha...

1908'de "2. Meşrutiyet" ilan olundu.

Afacan Köşe (2) (29)

Kastamonu'da "sivil" ya da "yerel" otorite vuku bulmasını beklemek yine başka bahara kaldı...

"İttihat ve Terakki Cemiyeti" otoritesi başladı çünkü.

Toplum derhal iki cepheye bölünmüştü...

"İtilaf ve Hürriyet" taraftarlarına baskı yapayım derken "göz çıkarıldı", halk bir sulta'nın daha tadını tattı, acı veya tatlı.

"Cumhuriyet" geldi...

"Sivil otorite" gelmedi.

Halkın geceden sabaha "medenileşmesi" gerekiyordu...

Kılıktan zihne.

Bugünden bakınca yapılan tüm devrimlere hak veriyorum, ya o gün yaşasaydım, "karşı duracağımdan" eminim...

Mesele; bakılan yer değil, nereden bakıldığı değil mi?

Dirayetli valiler kentin kültür dokusunu yerle bir etti...

Kimse ses çıkaramadı.

Hele çıkar...

Ulaşılmak istenen "medeniyet" rafa kalkıyordu o an.

Ne konak bıraktılar...

Ne tekke.

"Vals" geldi...

"Balo" ile tanıştı kadim Anadolu vilayeti Kastamonu.

Öyle bir virüs ki, "vals" benzeri figür ile başlıyor günümüz düğünleri, köyden kasabaya..

Hele ki "erik dalı" panzehir.

Kastamonu'nun (Merkez ilçe) "vali egemenliği" surunda az da olsa gedik "2014-2019" döneminde ilk olarak açılmaya yüz tuttu...

Dönemin belediye başkanı "yetki" olarak olmasa da "etki" olarak öne "çıkayazdı".

Cumhurbaşkanlığı Hüküket Sistemi'nin illere getirdiği yeni idari parselizasyon mudur bilinmez, valilerin "temsil" pozisyonunda kaldıkları, ilin uzun vadeli politikalarında oyuna girmediklerine şahit olmaya başladık.

Afacan Köşe (1) (29)

Aslında tam da bu yeni hal, kent(ler)in "sivil" yahut "yerel" otoritesinin vücuda gelmesi için kallavi olmasa da "umutvar" bir olanak, en azından "şans"...

"Meslek odaları, üretici birlikleri, sivil toplum örgütleri..." misali varlık nedeni bizatihi halkın kendisi olan ve "gönüllülük" esasının geçerli olduğu "sivil" ve "yerli" unsurlar pekala "otorite" olabilirler.

"Ekonomik kalkınma" ve "sosyal gelişme" olacaksa da...

Ancak bu yolla olur.

Not: Kastamonu'da dolaşımdan düşen kavramlardan biri de "gastronomi" oldu...

İddiasından geri "düştü/döndü" Kastamonu.

Güya "Kastro" vardı bir ara "Gastro" lafzından uydurma...

"Fest"i kalmadı.

"Görüntü" bitti...

"Gerçeklik" hüküm sürüyor.

"Kalkınma ve gelişme" aracıdır "gastronomi"...

Kadınlara doğrudan etki eder.