Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi bünyesinde oluşturulan akademik komisyon, ülkemizdeki mevcut turizm planlama çalışmalarını bütüncül bir yaklaşımla analiz ettiği ve Kastamonu ili özelinde özgün fırsat alanları belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği disiplinler arası çalışmasını yayımladı…
“Türkiye’deki Turizm Master Planlarının İncelenmesi ve Kastamonu İli İçin Fırsatlar”.
81 vilayetin 70’inin turizm planlaması didik didik edildi ve Kastamonu bütününe dair öngörüler süzüldü…
Toplumsal bilinç, görev addetme ve sorumluluk alma namına takdir ve teşekkürü fazlasıyla hak eden bir emek.
Ne hedeflendiğini dosyadan okuyalım...
Sonuç olarak, bu çalışma bir yandan Türkiye genelindeki turizm planlarının güçlü ve zayıf yönlerini görünür kılarken, diğer yandan Kastamonu’nun özgün değerleri doğrultusunda somut proje önerileri geliştiren, bilimsel temellere dayalı stratejik bir yol haritası sunmaktadır. Aynı zamanda sürdürülebilir turizm ilkeleri, yerel kalkınma perspektifi, destinasyon markalaşması ve katılımcı yönetişim ilkeleri etrafında yapılandırılmış bu plan, kamu-üniversite iş birliğine dayalı örnek bir yol haritası olarak değerlendirilebilir.”
Ala…
Gereken rota tayin edilmiş.
Raporun ilk bölümü 70 vilayete dair turizm planlarının analizini içeriyor, ikinci bölüm ise “Kastamonu İçin Fırsatlar” başlığı altında tastamam Kastamonu’ya odaklı, başlıklar halinde “öneriler” sunulu…
“İlin Mevcut Turizm Durumu”, “Turizmin Dört Mevsime Yayılması”, “Tanıtım ve Pazarlama Faaliyetleri”, “Tabiat, İnanç ve Gastronomi Turizminin Geliştirilmesi”, “Turizm Altyapısının Güçlendirilmesi”, “Kırsal Kalkınma Odaklı Sürdürülebilir Turizm”, “Festivaller ve Etkinlikler”, “Ulusal / Uluslararası Alanda İşbirlikleri”, “Teknoloji Kullanımı”, “İnsan Kaynağı Gelişimi”.

Raporun “Genel değerlendirme ve sonuç” bölümündeki can verici bölümü okuyalım…
“Bu ulusal perspektiften yola çıkarak, rapor Kastamonu için özgün ve somut bir fırsatlar demeti sunmaktadır. İlin sahip olduğu Küre Dağları, Ilgaz, Valla Kanyonu gibi zengin doğal kaynaklar; Şeyh Şaban-ı Veli gibi manevi miras alanları ve siyez bulguru gibi coğrafi işaretli gastronomik ürünler, dört mevsim turizme olanak tanıyan güçlü bir temel oluşturmaktadır. Ancak bu potansiyelin önündeki en büyük engeller; özellikle doğa turizmi alanlarındaki ulaşım ve altyapı eksiklikleri, dijital tanıtım ve markalaşma faaliyetlerinin yetersizliği ve hizmet kalitesini artıracak nitelikli insan kaynağı açığıdır. Rapor, bu sorunların aşılması için çok yönlü bir strateji önermektedir: ‘Dört Mevsim Kastamonu’ teması altında kışın Ilgaz, ilkbaharda yaylalar, yazın kanyonlar ve sonbaharda ormanları odak alan tematik rotalar oluşturulması; ‘VisitKastamonu’ gibi dijital kampanyalarla ve sosyal medya fenomenleriyle iş birliği yapılarak ilin görünürlüğünün artırılması ; tabiat, inanç ve gastronomi değerlerini ‘İnançtan Tabağa Kastamonu Rotaları’ gibi projelerle bütüncül bir deneyime dönüştürülmesi ; ve kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla yerel mimariye uygun köy pansiyonculuğunun ve kadın kooperatifleri tarafından işletilen deneyim merkezlerinin teşvik edilmesi. Bu stratejilerin başarısı, teknoloji kullanımının (mobil uygulamalar, artırılmış gerçeklik vb.) artırılmasına, ‘Kastamonu Turizm Akademisi’ gibi yapılarla insan kaynağı niteliğinin yükseltilmesine ve komşu illerle ‘Kuzey Anadolu Kültür Yolu’ gibi ortak projeler geliştirilerek ulusal ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesine bağlıdır. Nihayetinde rapor, Kastamonu'nun elindeki özgün değerleri, doğru planlama ve paydaş katılımıyla harekete geçirerek, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda Türkiye'nin yükselen turizm destinasyonlarından biri haline gelebileceği sonucuna varmaktadır.”
(Başlıktaki “ancak” kelimesine gelirsek…
Turizm Fakültesi komisyon raporunun “Kastamonu” kısmında “esas” üzerinden katılmadığım “epeyce” konu var.
Kastamonu turizminin “merkezi” ya da diğer deyişle “odağı” mevzusuna dair “makasın çok açık olduğu” fikri ayrılığım…
İlin farklı kamu-yerel kesimlerince epeydir santim santim kaydırılan odak, Turizm Fakültesi raporunda akademik payandaya kavuşturulmuş durumda, kaygı verici bir hal olduğunu düşünüyorum bilim şemsiyesinin.
Kastamonu’nun Merkez ilçesi başta olmak üzere turizmde odak noktası, ilk turizm hareketliliğinin planlı vuku bulduğu ve rotasının tayin edildiği 1990’ların sonundan itibaren “kültür turizmi” değil midir?...
Ki “kültür turizmi”, aynı zamanda her ilçe özelinde “kültürel miras” ve “kent kimliği” birikim, sorumluluk ve bilinci de bünyesinde taşıyor.
Arkeolojiden kadim mimariye, gastronomiden soyut kültür mirasına, estetik içeren her yaratıma uzanan ve iç içe kümlerden oluşan bir “ekosistemi” tarif ediyor “kültür turizmi”…
60 sayfalık raporun içinde “kültür turizmi” kavramını aradım, sadece “2” cümle içinde geçiyor, “Aydın, özellikle Afrodisias ve Milet gibi antik kentlerle kültür turizmi açısından dikkat çekmektedir” ve “Ayrıca, antik kentlerin restorasyonu, tematik müzelerin oluşturulması ve yöresel ürünlerin tanıtımı gibi kültür turizmini destekleyen çalışmalar da planlanmıştır (Ege Bölgesi’ne dair)”.
“Kastamonu” ile “kültür turizmi” kavramını yan yana getirmemiş rapor göz önüne alındığında, Merkez başta olmak 20 ilçedeki konakların, köy mimarisinin, cemi cümle somut ve soyut kültür mirası ögesinin hiç mi turizm namına ele avuca gelir kıymeti yok?...
1990’ların sonundan itibaren Kastamonu bütününde verilen “kültür turizmi” emeği zaten son yıllarda heba edilmeye yüz tutmuştu ki bugün ve yarın itibarıyla hepten gözden mi çıkaralım?

20 ilçemizdeki kadim mimari mirasın gözden çıktığı gibi elden çıkmakta olduğuna üzülerek şahit oluyoruz, mimari ile tarih ve inancın iç içe geçtiği kültürel mirasın (amiyane tabir ile) “içinden geçilen” bir hal var ne hazin ki…
Gözlerime inanamıyorum, bilincime anlatamıyorum, dile dökemiyorum.
Raporda önerilen “Tabiat, İnanç ve Gastronomi Turizminin Geliştirilmesi” başlığındaki “Kastamonu’nun eşsiz doğal zenginlikleri (Küre Dağları, Valla Kanyonu, Ilıca Şelalesi, Çatak Kanyonu), manevi mirası (Şeyh Şaban-ı Veli, Nasrullah Camii) ve zengin gastronomik kültürü (etli ekmek, siyez bulguru, çekme helva) bütüncül biçimde ele alındığında, farklı turizm türlerinin entegre biçimde geliştirilmesine olanak tanımaktadır” cümlesi kadar “sığ” mıdır acep Kastamonu vilayeti?...
Olup olduğu ve olacağı bu kadar mı?)