Kastamonu’nun “sanayi” evreni “OSB” ve “Küçük Sanayi Sitesi” ikilisine matuf, bu iki uç arasında “ara kat” diyebileceğimiz “Orta Ölçekli Sanayi” namevcut, sanayinin “şampiyonlar ligi” olan “endüstri bölgesi” ve “mega endüstriyel kent” ise elbette “hayal” bile değil…
Türkiye sanayi evreninin hız ve mantığının Kastamonu’nun çok ilerisinde ve ötesinde değişim ve dönüşüm içinde olduğu da dikkate değer ayrı bir veri.
Elbette mesele sanayinin “nicelik” altyapısı peşinde koşmak değil, ilin kendi özgülüne maruf “imalat/üretim” sistemini kurabilmesi, “nitelik” hedefinde koşması…
Kastamonu’nun henüz “özgül” koşullarını anlayamamış olması meselenin özü.
Zaten dışarıdan “yatırımcı daveti” ile günler/aylar/yıllar sürgit…
Yatırımcı sanki istikametini ölçemezmişçesine.
Türkiye’nin “sanayi” kavramlarına yetişemeyen Kastamonu’nun elbette emsali olmayan sanayi illeri ile “aşık atması” çok makul bir akıl değil…
Debisi güçlü akıntıya dahil olabilmesi olası değil “özgül” koşullarından dolayı Kastamonu’nun.
“Kendinden” değil de dış kaynaklı “kendiliğinden” oluversin umudu Kastamonu’nunki…
Tutmaz.
(18 Temmuz 2025 tarihli yazımda yukarıda girizgahını yaptığım “sanayi kavramları” konusunu yazmıştım, 2024 yılı itibarı ile ülkemizdeki “endüstri bölgesi” sayısı “45” idi, 2025 itibarıyla mevcutta “52” oldu bu sayı…
Sürati görüyorsunuz.

“Ülke ekonomisini uluslararası rekabet edebilir bir yapıya kavuşturmak, teknoloji transferini sağlamak, üretim ve istihdamı artırmak, yabancı sermaye girişini hızlandırmak ve özellikle üretim maliyetleri açısından büyük ölçekli yatırımlar için uygun sanayi alanları” olarak tarif ediliyor “endüstri bölgesi”…
“Büyük ölçekli yatırımlar” mevzubahis.
2025 yılının son “endüstri bölgesi” Manisa’da üretime geçti 18 Eylül tarihli Resmi Gazete ilanı ile…
“Süt ve süt ürünleri” alanında.
2025 yılında “7” endüstri bölgesi ilan edildi…
“Samsun, Erzurum, Kırıkkale, İzmir, Adana, İstanbul, Manisa”.
Öncesinde hangi illerde vardı?...
Adana “3”, Konya “3”, Zonguldak “4”, Niğde “2”, İzmir “3”, İstanbul “6”, Balıkesir “2”, Bursa “5”, Mardin, Çanakkale, Trabzon, Ankara “2”, Kocaeli “2”, Hatay “2”, Tekirdağ “2”, Sakarya “2”, Karaman, Mersin, Kırıkkale “2”, Karabük, Samsun, Erzurum.
Altını çizmek gerekir ki endüstri bölgeleri aynı zamanda “özel endüstri bölgesi” olarak da hayata geçirilebiliyor özel sektör sahipliğinde…
Kastamonu’da ne “kamu” ne “özel” endüstri bölgesi var.
Keza ilimizde de faaliyet gösteren bir şirketin hem Samsun hem Mardin’de “özel endüstri bölgesi” mevcut…
Yine sahipleri Kastamonulu olan bir şirketin de Çanakkale’de “özel endüstri bölgesi” var.

İlla “kamu” yahut “tekil şirket” olması da gerekmiyor özel endüstri bölgesi kurucusunun…
“Kooperatif” de olabiliyor pekala, İstanbul’da örneği var, Arnavutköy’de.
Kastamonu’nun “kooperatif” kurarak özel endüstri bölgesi kurmak bir yana “az uz” sanayi üretimi yapması mı?...
Ah!
Dışarıdan gelip kuranlar olursa…
Ne ala.
Kastamonulu toplumsal hayatın hemen her dalından bir bir elini çektiği gibi “sanayi” kulvarında da yok…
Seyrüsefer.
Açık alkış…
Kapalı eleştiri.)
(Aslında “neyin ne olduğunu” anlamak için biraz “okumak” yetiyor da artıyor…
Aksi durumda “balıksız derelere olta atmak” anca ve ancak.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır geçtiğimiz Haziran ayında açıkladı…
“Biz sanayileşmeyi Anadolu’ya daha hızlı yaygınlaştırmak istiyoruz ve bunun için hazırladığımız bir ulusal sanayi alanları master planı var. İlk etapta Samsun, Adana, Mersin hattında 32 yeni sanayi bölgesi üzerine çalışıyoruz. Bu sanayi bölgelerinin bir özelliği var. Bunlar mevcut 368 organize sanayi bölgemizin ortalama büyüklüğünün on misli büyüklüğündeler. Buralarda sadece sanayi bölgeleri değil aslında mega endüstriyel kentler kurmak istiyoruz. İçinde konut alanlarının planlandığı ve özellikle Sanayi ve Teknoloji Kolejleri Anadolu’da yaygınlaştırmak istiyoruz. Samsun, Adana, Mersin hattında ve kuracağımız bu mega endüstriyel kentlerin tümü raylı sistemlerle limanlara bağlantısı sağlanmış böylelikle dünya pazarlarına rekabetçi şekilde geliştirdikleri ürettikleri ürünleri sanayicilerin sunma imkanına sahip olacağı bölgeler olacak.”
Bu paragraf dahi yetiyor…
Kastamonu’nun özgülünü bulmaya.
“Mega endüstriyel kent” olamayacağına göre Kastamonu…
Ne olmalı o halde?
Kendi yolunu çizmeye kafa yormalı değil mi?...
Somut koşullarını tahlil etmeli.)