Kış aylarında bağışıklık sistemini korumanın en etkili yolu yeterli ve dengeli beslenmedir!
Bağışıklık sistemi vücut koruma mekanizmasıdır, enfeksiyona yol açabilecek virüs, bakteri, mantar, parazit gibi yabancı patojenlere karşı doğal bir savunma sistemidir.
Sağlıklı bir yaşam için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak gerekir.
Kış mevsiminde düşen sıcaklıklar ile en çok korkulan ama sık görülen grip, soğuk algınlığı, gibi hastalıklara yakalanma riskidir. Bu hastalıklara yakalanmamak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin ve korumanın yolu elbette yeterli ve dengeli beslenmedir.
Her zaman o mevsime ait meyve ve sebzeyi tüketmek önemlidir, çünkü o mevsimin meyvesi sebzesi sizi o mevsimin hastalıklarına karşı koruyacak içeriklere sahiptir.
Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, nar, elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir.
Mevsimine uygun en az 5 porsiyon; meyve (3 porsiyon) ve sebze (2 porsiyon) tüketilmesi önemlidir. Sarımsak ve soğan içeriği ile antimikrobiyal ve antiviral etki göstermesi ve prebiyotik besinler olması nedeni ile sofralarınızdan eksik etmeyiniz.
E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmaktadır. E vitaminin iyi kaynakları olan; yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır. Günlük olarak mevsimine uygun 2 porsiyon sebze, 15-20 adet fındık (30 gr) veya 5-6 adet ceviz (30gr) ve haftada 2-3 defa kurubaklagil (mercimek, kurufasulye, nohut) tüketilmelidir.
Kemik ve diş sağlığı açısından önemli olan D vitamini, güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek fazla bulunmaz. Kış aylarında mahrum kalınan güneş ışınları, vücudun D vitamini gereksiniminin karşılanamamasına neden olmaktadır. Özellikle kış mevsimde havanın güneşli olduğu zamanlarda mümkün olduğunca güneşten faydalanılmalıdır.
Balık; D vitamini, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerir. Bu nedenle kış aylarında haftada 2-3 kez balık tüketilmelidir.
Kış aylarında genellikle meydana gelen beslenme alışkanlıklarının başında, daha yağlı yiyecekleri tüketmeye olan eğilimdir. Yağ tüketimine özellikle dikkat edilmeli, katı margarinden kaçınılmalı, aşırı yağlı etler tüketilmemelidir.
Kış aylarında vücut ağırlığı kontrolünün sağlamasında; basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlılarının tercih edilmelidir.
Hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru baklagillerin tüketilmesi (haftada 2-3 kez) ve düzenli fiziksel aktivite yapılması önemlidir.
Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekmektedir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün en az 2-2.5 litre su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir.
Bu mevsim içinizin ısınmasına ve de en önemlisi bağışıklık sisteminize baharatlar ile destek olmak gerekir. Özellikle zencefil, zerdeçal, kekik ve karabiberi yemeklerinize, çaylarınıza muhakkak eklemelisiniz.
Özellikle kış aylarında reklamların da etkisiyle yapılan en büyük hata, vitamin ve mineral reklamlarına kanıp eksiklik olup olmadığını anlamadan, hastalıklara yakalanmamak ümidiyle doktora danışmadan vitamin ve mineral kullanmaktır.
Unutulmamalıdır ki bu tabletler bilinçsiz kullanıldığında saç dökülmesi bulantı anemi, taş oluşumu gibi birçok yan etkiye sahiptir.
Bir uzmana danışmadan ‘takviye’ kullanmayınız.