Konya’dan seyrüsefer ederken bitmek bilmeyen sayı ve azametteki Konya Şeker/Torku tesislerine yine hayranlıkla baktım, gördüm, yorumladım…

O da şeker Kastamonu’daki de şeker.

Konya’yı yahut Amasya’yı veya Kayseri’yi şekerpancarı işleyiciliğinde ilanihaye örnek almaya meylimiz yok değil mi?...

Böyle gelmiş böyle gitsin iyisi mi!

https://www.konyaseker.com.tr/tr/icerik/kilometre-taslarimiz...

Meraklılar için yukarıdaki linki bırakıyorum, Konya’da “şeker” yolculuğu nerede başlamış nereye gidiyor, göz görmeyince zihin anlamaz.

Yine meraklıları için bir link de Kastamonu Şeker Fabrikası’na dair çatısı altında olduğu TÜRKŞEKER kuruluşunun web sayfasından bırakayım…

https://www.turkseker.gov.tr/?ModulID=11&MenuID=57&ID=12

Aradaki muazzam farkı görelim…

Kastamonu’ya yanarım, yanarım, yanarım.

Elbette Konya ile Kastamonu’nun “öznel” koşulları dikkate alındığında bire bir mukayese etmek ne bilimsel ne de izana sığar…

Somut koşullara uyan farklı bir başarı hikayesini Kastamonu yazamaz mıydı?

Nicelik olarak küçük ama nitelik olarak büyük…

Sürdürülebilir, kullanıcıların tümü için adil ve dayanışma ekonomisine örnek.

Kastamonu niyet etmedi…

Edeceği de yok.

(Konya Şeker web sayfasını incelediğinizde “gıda, tarım/hayvancılık/enerji” alanlarındaki “sayısız” yatırıma şahit olacaksınız…

Adı “şeker” ama dönüştürmediği alan yok nerdeyse.

Kastamonu Şeker Fabrikası’nı okuduğumuzda…

“Yılda ortalama 120 gün şeker üretim faaliyetlerine devam eden fabrika, günde ortalama 450 ton, yılda ise ortalama 55 bin ton şeker üretmektedir.”

Değil şeker imalatı haricindeki alanlara yönelmek…

Kastamonu Şeker Fabrikası yılın sadece 4 ayı aktif.

8 ay ise…

“Bakım ve onarım”.

Tersi olsa bile anlaşılamayacak bir hal…

8 ay yatan imalat makinesi olur mu?)

(“Konya Şeker” neymiş?...

“Bir çiftçi kooperatifi iştirakinin, Türkiye’nin tarımsal sanayi devine dönüşmesinin öyküsüdür… Konya Şeker Fabrikası 1954’te üretime başlamıştır, şirketin büyük hissedarı, 46 bin üreticinin ortak olduğu Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’dir… Pankobirlik ve bünyesindeki 16 pancar kooperatifinin hissedar olduğu Konya Şeker ortaklık yapısı itibariyle ülkemizdeki yaklaşık 900 bin pancar üreticisinin ortak girişimidir. Bir kooperatif girişimi olarak kurulan ve kanunun desteğini ifade etmek için kuruluş sermayesine, cüzzi miktarda (1/10) katkı yaptığı Konya Şeker 40 yıl boyunca kamu tarafından işletildi. Konya Şeker, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş’nin yönetimi döneminde, diğer fabrikalar gibi arzu edilen büyümeyi sağlayamadıysa da kapasitesini kademeli olarak artırdı. Kuruluş yıllarında günlük 1800 ton olan şeker pancarı işleme kapasitesi, 1966 yılında 2 bin 700 tona, 1978’de ise 6 bin tona çıkarılmış, 1987’de Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi ortaklığıyla kurulan Pancar Yem Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin yem fabrikası faaliyete geçirilmiştir. 1993 yılında SEK’in özelleştirilmesi sürecinde Konya Süt Fabrikası, Konya Şeker ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin ortak girişimiyle şirket bünyesine dahil edildi…Şeker Fabrikası, özelleştirmelerin yoğun olarak gündeme geldiği 1990’lı yılların başında, gerçek sahibi olan pancar ekicilerine geri verildi. Kademeli olarak gerçekleştirilen devir işleminin ardında 1994 yılında yönetim tamamen kooperatiflere devredildi.

Konya Şeker yerel ve ulusal kalkınmaya örnek bir “çiftçi kolektifi”…

Kastamonu Şeker Fabrikası ise “iktisadi devlet teşekkülü”.

İlkinde “üretimden gelen güç” var…

İkincisinde “bürokrasinin götürdüğü güç”.

Kalbi, aklı ve fikri halk kolektivizminden yana olan kimse halkın örgütlü üretim gücüne karşı müesses nizamı savun(a)maz…

Çağdışı kalmış bir üretim modelidir nihayetinde.

Üretici güçlerin gelişiminin önündeki en büyük engel “devlet bürokrasisidir”…

Yerinde dahi saydırmaz; geriye iter.)

Not: 28 Şubat 2018 tarihli Kastamonu Gazetesi’ndeki “Mesele Şeker Fabrikası’nın satılması değil ki” başlıklı yazımın linki aşağıda…

https://www.kastamonugazetesi.com.tr/binalar-yikildikca-garabet-siritiyor-2-2/

Kastamonu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi gündemde idi o vakit…

“Kalkınamamamızın, gelişemememizin ve ne acıdır ki bu yönde geleceğe dair olumlu bir emare göstermememizin tüm çıplaklığı ile ortaya çıkması için derin şoklarla yüz yüze gelmemiz gerekiyor, aksi halde tozpembe bir fon ve tribüne oynamalar gırla… Bu açıdan bakıldığında Kastamonu Şeker Fabrikası’nın satışı hayra alamet bir durum aslında. Şeker Fabrikası satılıyor… Kastamonu niçin almıyor? Bu sorunun cevabını verdiğimizde… İlimizin geleceği kurtulacak aslında.”

Kastamonu Şeker Fabrikası’nın tıpkı Konya’da olduğu gibi “üretenler ve destek verenler, Kastamonu imecesi alsın” demişim…

Tribünlere oynayanlar kazandı ne hazin ki.

21 Mart 2020 tarihli aynı gazetedeki “Bursa’da olan Kastamonu’da olur mu?” başlıklı diğer bir yazımda (dahttps://www.kastamonugazetesi.com.tr/bursada-olan-kastamonuda-olur-mu/) aşağıdaki notu düşmüşüm…

“Amasya Şeker Fabrikası A.Ş.; Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi, S.S. Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi, Türkiye İş Bankası, T.C. Ziraat Bankası ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin ortaklıkları ile 1952’de kuruldu, peyderpey hisse devirleri sonucunda 2004 yılında tamamen üreticinin eline geçti… 1992 yılında Etil Alkol ve Şlempe Koyulaştırma Tesisleri kuruluşuna başlandı ve 1996 tarihinde üretime geçildi. Amasya’da olan Kastamonu’da olur mu?.. Girişimsizlik virüsümüz izin vermez.”

(Kastamonu Şeker Fabrikası’na dair görüş takviyesi yapacak düşünce insanlarına sayfam açık…

Keşke düşünce imecesi yapabilsek.)

Afacan Köşe (1)-4

Afacan Köşe (3)-2

Afacan Köşe (2)-3