En son 25 Şubat 2023 tarihinde bu köşede sormuşum “Tarihi mirasa dair ‘Kentsel Dönüşüm Projesi’ ne durumda?” sorusunu, hem “Kale ve Nasrullah” arasındaki tarihi dokuyu gün yüzüne çıkarmayı hem de bölgedeki deprem riskini bertaraf etmeyi güden bir proje(ydi), “belediye-bakanlık” ortaklığıydı…
Depreme karşı “kuru laf ötesi” bir icraat olacaksa şehrimizde tam da bu projedir.
“Deprem, sel, heyelan, sağlıksız barınma ve güvensiz kent…” misali epeyce bir doğal/insan felaketinin önüne geçecek bir proje(ydi) halbuki…
Vuracaksa afet oradan vuracak, kaybolacaksa tarihi miras oradan kaybolacak, göz görmüyor/kulak duymuyor/vicdan sızlamıyor mu?
Kısadan hatırlatayım son yazımdan alıntıyla…
“Evvela ‘tarihi mirası korumak’ hedefi vardı… ‘Kale-Mahalle-Çarşı’ ekseninde tarihi dokuyu korumak, geleceğe taşımak, kültür ile turizmi birbirine yoldaş kılmak amaçlanıyordu. Tarihi miras içine sokuşturulmuş çirkin ve çok katlı betonarme binaların dönüşümü sayesinde, kültür dokusu tam anlamıyla gün ışığına çıkacaktı. Dökülmekte olan kadim binalar da elden geçecekti. Bölge halkı ‘rezerv alan’ olarak belirlenen alanda yeni binalarda ikamete geçecekti. Tercih edenler illaki, evinde kalmak isteyenler, bölge planına uyduktan sonra kim ne diyebilir? En az 10 yılı var… Konuşmakla geçti. Yazmakla geçti… Manşet, manşet, manşet. E sonra deprem riski var, kaleden kaya kopması derdi var, heyelan caba… Bu da ‘konuş, yaz, unut’ rotasında sürdü gitti.”
Sürece ilişkin Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu 11 Nisan 2023 günü açıklamada bulundu…
“Kastamonumuzun tarihi sokaklarını gün yüzüne çıkartmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile birlikte uygulayacağımız dev projemizin gerekli çalışmaları tamamlanmıştır. Kentsel dönüşüm çalışmaları için 8,11 hektarlık alan Bakanlık tarafından uygun bulunmuştur. Belirlenen alan 2. ve 3. Etap Sokak Sağlıklaştırmalarımızla bütünlük oluşturmaktadır… Sayın Bakanımız ile bu bağlamda bir görüşme gerçekleştireceğim. Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalara hız vermemiz gerekli. Hem deprem hayatımızın gerçeği hem de Kastamonu’nun tarihi bir şehir olduğu gerçeğimiz. Hem tarihi yapıyı ortaya çıkartmak hem de eskimiş binaları değiştirmemiz elzem… Bu proje kapsamında 136 adet binanın yıkılması, 56 adet binanın ise restore edilmesi öngörülmektedir… Projenin tamamında 250 adet bina bulunmakta olup bunların 32’si tescillidir. Projenin toplam maliyeti geçtiğimiz yıllarda 315 Milyon TL’ydi mutlaka artış olur. 52 dönümlük alan rezerv alan olarak tespit edilmiş ve bakanlıkça ilan edilmiştir. Konuyu Bakanımız ile görüştüğümüzde bu alanın kullanım şekliyle ilgili durumu halletmiş olacağız.”
Vidinlioğlu’nun açıklamasını lütfen tekrar okuyalım…
Kentin kültürel mirasının korunması/afet riski/layık barınma için ne kadar kıymetli/elzem/olmazsa olmaz satırlar içerdiğinin farkına varalım.
“İleri görüş”…
“Devlette süreklilik”.
Hikaye oluyor Kastamonu’da…
“Masal Kastamonu”.
Not: İntihar bireysel değildir…
Toplumsaldır aksine.
Toplumun kulağı dibinde çalınan borazandır...
Görmeyen göze sokulandır.
Vicdansızlara…
Meydan okuma, denize dökme, sürgün etmedir.
İntihar eden tek gömülmez…
Toplum da gömülür tek kişilik mezara her intihar akabinde.
“Ne derdi kim bilir?” sorusu sorulur her defasında mevtanın ardından…
Yaşarken soracaktınız tuzu kurular?
Neredeydiniz?...
Neredeydik?
Klasik tabirle cevap…
“Hepimiz oradaydık”.
(Her intiharın ardından “adli” soruşturma olur…
“İnsani” ve “idari” soruşturma yapılır mı?
Azmettirmek suçsa…
“Göre göre gelirken intihar” eli belinde seyretmek de suç değil mi?
Yakını uzağı kim varsa…
Hesapsız mı kalkacak masadan?)
Not 2: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “14. Uluslararası Tarım Orman ve İnsan” yarışmasında sergilenmeye değer Kastamonu fotoğrafı olmadığından dert yanmış ve Kastamonulu fotoğraf sanatçılarının yarışmaya acaba katılmadıklarını mı sormuştum, bu alana ilişkin en güzel fotoğraflara Kastamonu ev sahipliği yapabilir çünkü, biçilmiş kaftan…
Hem antik hem emek yoğun hem de zengin flora.
Yarışmaya katılmayan “Cebrail Keleş” alana dair fotoğraflarını paylaştı…
Var ol “Balıkçı Şef”.
Nazarımda şampiyon fotoğraflar…
Jüriye ne hacet.
